Yalıtım Dergisi 55. Sayı (Temmuz-Ağustos 2005)

globalanaliz etkileşim içine girip iletişim kurması gerekir. Söz konusu kültürdeki etkili liderler üretim sırasında sık sık astlarıyla etkileşirken ortaya çıkan tüm soru ve sorunları daha doğru bir biçimde karşılamak ve çözmek zorundadırlar. Ayrıca etkili lider ulaşılacak hedefleri, amaçları, zaman sınırlarını bilmeli ve bunları kendisine saklayıp, astları üzerindeki baskıyı, onların duyabilecekleri kaygıları azaltmalıdır. Chu ve Tse'ye göre güç mesafesi yüksek olan kültürler -Türkiye gibi-stratejik sonuçları nedeniyle "Erdemli insan yönetimine" sahip olmalıdırlar. Öte yandan az güç mesafeli kültürler ise stratejik nedenlerle "sistemler aracılığıyla" yönetimi öngörmektedir. Triandis'e göre ortaklaşa davranışçı ve bireyci kültürler içindeki ilişkiler farklılaşmaktadır. Bireyci kültürlerdeki insanlar yatay ilişkilerde daha etkiliyken, ortaklaşa davranışçı kültürlerdeki insanların dikey ilişkilerini yatay olana göre daha becerili bir biçimde yürüttükleri gözlenmektedir. Ortaklaşa davranışçı kültürlerin dikey ilişkileri yatay ilişkilere tercih etmeleri otomatik olarak birinci maddede anlatılan yüksek güç mesafesi yaklaşımını ve hiyerarşik yapıyı andırmaktadır. Bu durumda şirketler büyüdüğü zaman sorun çıkacağı ve verimsizliği getireceği bilinirken eldeki toplumun da ortaklaşa davranışçı kültür yaklaşımı ile yatay yapılanmaya uygun olmaması, birbiri ile çelişen ve çözülmesi ve aşılması gereken bir engel olarak durmaktadır. Hofstede araştırmasında yer alan ülkeleri bireycilik-ortaklaşa davranışçılık açısından örnekleyecek olursak ABD, Avustralya, İngiltere, Kanada ve Hollanda gibi ülkeler yüksek bireycilik eğilimine sahipken; Venezuela, Kolombiya,Pakistan, Peru, Tayland, Singapur, Hong-Kongvb. ülkeler ortaklaşa davranışçı eğilimin egemen olduğu ülkeler olarak göze 3 6 YALITIM• AGUSTOS2005 çarpmaktadır. Ülkelerin coğrafi konumları göz önüne alındığında, bireycilik-ortaklaşa davranışçılık boyutunun Doğu-Batı arasındaki ayrımlaşmayı güçlü bir şekilde vurguladığı dikkati çekmektedir. Türkiye de bireycilik eğilimi düşük olan ortaklaşa davranışçı ülkeler grubunda yer almaktadır. 3- "Masculinity": Erkek değerler veya dişi değerler olarak Türkçe'ye çevrilebilir. Hofstede, IBM araştırmasında dişi-erkek değerler üzerinde de bir ölçümleme yapmış ve Türk toplumunda dişi değerlerin egemen olduğunu saptamıştır. Atılganlık, para elde etme hırsı ve materyalist değerler erkek kültürün özellikleri olarak ele alınmaktadır. Dişi kültürün göstergeleri ise insan ilişkileri ve insana verilen önem, yaşamın genel niteliğini önde tutma olarak belirlenmiştir. Buradan yola çıkarak, Türk toplumunun bilinçlendirilmesi koşuluyla, batılı bazı ülkelere oranla çerçeveye daha kararlı bir biçimde sahip çıkacağı söylenebilir. Hofstede araştırmasının bulgularına göz atıldığında örneğin Japonya, Avusturya, Venezüella, İtalya, İsviçre ve Meksika gibi ülkelerin yüksek erkeklik; İsveç, Norveç, Hollanda, Danimarka ve Finlandiya gibi ülkelerin yüksek dişilik eğiliminde oldukları görülmektedir. Türkiye de dişilik özelliklerinin baskın olduğu ülkelerden biri olarak belirmektedir. 4- "UncertaintyAvoidance": Belirsizlikten kaçınma olarak Türkçe'ye çevrilebilir. Bilginin açık olmadığı, karmaşıklığın arttığı, değişmenin hızlandığı ortamlarda bireyler kendilerini tehdit altında hissetmektedirler. Toplumlarda değişmeye direnç, belirsizlikten kaçınma eğilimlerinin yüksek olduğu kesimlerde ortaya çıkar. Türk toplumunda belirsizlikten kaçınma eğiliminin yüksek olduğu gözlemlenmektedir. Yüksek güç mesafesi ve belirsizlikten kaçınma bir araya geldiğinde toplulukların otoriter yönetimlere öykünmesi artmaktadır. Ülkemizdetoplumun belirsizliğe hoşgörüsü azaldığı dönemlerde (ekonomik kriz, terörün artması vs.), toplulukların birbirlerine kenetlenerek (ortaklaşa davranış eğiliminin artması) ve güç mesafesini açarak (toplumdaki kurum ve kuruluşlardaki hiyerarşik yapıların öne çıkarılması, otoriter yönetimlere özendirme vs.) tepki verdiği gözlemlenmektedir. Hofstede araştırmasında Singapur, Danimarka, İsveç, Hong Kong, İngiltere, ABD ve Kanada gibi ülkelerin düşük düzeyde belirsizlikten kaçınma gösterdikleri; buna karşın Yunanistan, Portekiz, Belçika,Japonya ve Fransa gibi ülkelerin ise yüksek düzeyde belirsizlikten kaçınma eğilimi içinde oldukları belirlenmiştir. Ülkemiz de yüksek derecede belirsizlikten kaçınan ülkeler arasında yer almaktadır. Sonuç Yukarıda açıklanan bütün bilgiler ışığında Türk toplumsal kültürüne uygun lider tipi ve yönetim biçiminin özellikleri şu başlıklar altında toplanabilir. a-İnsan ve insan ilişkilerinin sisteme olan önceliği, liderliğin Türk toplumundaki önemini ortaya koymaktadır. Ortaklaşa davranışçı kültürlerin özelliği olarak lider ve karakteri, yönetim olayının en önemli parçasını oluşturmaktadır. Kültürümüze uygun olan, sonuç noktasında değil, tersine süreçte yoğunlaşan, işe ve çalışan insana yakın duran, astları bakıp büyütmeye ve kollamaya yatkın, hamilik yaklaşımını öne alan liderlik davranışı ve stilidir. b- Bir anlamda "baba" diyebileceği-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=