Yalıtım Dergisi 55. Sayı (Temmuz-Ağustos 2005)

.J ALPER DOĞRUER İnş. Y. Müh. (MBA) Mardav Satış Müdürü TürkKültürSistemine En Uygun Yönetim Biçim-i 2 Değerli yalıtım dostları, geçen sayıdaki yazımda, gelişen ve büyüyen sektörümüzün B2B'den B2C'ye bir geçiş yaptığı ya da geçmek üzere olduğu; bu geçişi yaparken yılların alışkanlıkları dolayısıyla bazı zorluklar yaşadığı ve yalıtım sektöründe de gerek şirket büyüklükleri, gerek sektör büyüklüğü ve gerekse de gelecekte beklenen cirolar açısından daha çağdaş, özgün ve modern yönetim ve satış tekniklerinin kullanılmasının zamanının geldiğinden bahsetmiştim. Daha sonra bu anlamda özellikle son dönemde çokça tartışılan "Türk tipi yönetici", "Türk tipi lider" gibi kavramların gerçekte ne olması gerektiğini bulmak adına bu konuda yapılan çalışmaları, dünyada ve Türkiye'de yakın dönemde yönetim anlamındaki gelişmeleri kısaca özetlemiştim. Bu sayıda aynı konuya kaldığımız yerden devam ediyoruz. Hofstede'nin Çalışması ve Türkiye'ye Uyarlama Kültürel etkilerin, çalışanların davranışlarını etkilediği değişik araştırmalarla belirlenmiştir. Bunlardan bir tanesi de Hofstede'nin çalışmasıdır. Bu çalışmaya göre ulusal kültürlerin dört önemli özelliği üzerinde durulmaktadır. 1- "Power Distance": Güç mesafesi olarak Türkçe'ye çevrilen bu kavram, toplum içinde gücün eşit dağılmaması ile ilgiliolarak, toplumun alt 34 YALITIM• Aı'.;USTOS 2005 kademeleri ya da daha az güç sahibi insanlar tarafından umdukları veya kabullendikleri otoriteye yaklaşım olarak açıklanabilir. Toplumumuzda ve örgütlerde, astlar ve üstler arasında önemli bir statü farkı olduğu kabullenilmiştir. Oldukça fazla olan bu güç mesafesi kültürel ortamdan toplumun bütününe ve örgütlere yansımaktadır. Güç mesafesinin yüksek olması, örgüt yapılarının çok kademeleşmiş hiyerarşiler biçiminde oluşmasına neden olmaktadır. Bu doğal eğilim, büyüme ile birlikte örgütleri işlemez duruma getirmektedir. Aşın güç mesafesinin astlar üzerindeki olumsuz etkisini azaltmanın yolu, lider ile astlar arasındaki hiyerarşik mesafeyi azaltacak yatay genişliği olan örgütlenmelere gitmektir. Güç mesafesi boyutunu Hofstede araştırmasında ele alınan ülkeler açısından incelediğimizde, örnekleyecek olursak Avusturya, İsrail, Danimarka, İngiltere, Almanya ve ABD gibi ülkeler güç mesafesinin düşük olduğu ülkeler grubunda; Filipinler, Meksika, Hindistan, Brezilya, Hong Kong, Fransa ve Türkiye gibi ülkeler ise yüksek güç mesafeli ülkeler grubunda yer almaktadır. 2-"lndividualism": Bireycilik olarak Türkçe'ye çevrilmiştir. Kollektivizmin tersidir. Kollektivizm için ise Türkçe karşılığı olarak ortaklaşa davranışçılık kelimesi kullanılmaktadır. Bireycilik, bir toplum içinde bireylerin daha çok kendilerini düşünmeleri ve bireysel başarıyı hedef alması olarak açıklanabilmektedir. Türkiye'de de faaliyet gösteren çok uluslu bir firmanın (IBM), çeşitli ülkelerdeki şirketlerini kapsayan uzun süreli bir araştırmada, batılı eğitim almış olmalarına karşın Türk çalışanların düşük düzeyde bireycilik eğilimi gösterdikleri saptanmıştır. Aynı bulgular Hofstede'nin çalışmasında da yer almış; batı ülkelerinin yüksek bireycilik puanlarına ulaştıkları, doğulu ve Latin kökenli ülkelerin ise ortaklaşa davranışçı eğilimler gösterdikleri görülmüştür. Ortaklaşa davranışçılık puanlarının yüksek olması Türkiye gibi ülkelerde sonucun değil de sürecin çalışanlar tarafından daha çok önemsendiğini göstermektedir. Aynı bağlamda sonuca dönük olmanın da bireyci kültürlerin bir özelliği olduğu söylenebilir. Bu çerçeve içinde en popüler ABD yönetim tekniklerinden birisi olan amaçlara göre yönetim teorisi yaklaşımının ortaklaşa davranışçı kültürlerle uzlaşmayacağı, dolayısıyla Türkiye için geçerli bir yönetim sistemi olmadığı söylenebilir. Süreçte odaklaşmanın içerdiği gerçekler, ortaklaşa davranış kültürlerindeki lider ve yöneticilere ek yükler getirir. Bireyci kültürlerde lider ve yöneticiler görevi verir ve sonuçlan isterler. Oysa ortaklaşa davranışçı kültürlerde bu ilişki daha karmaşıktır. Lider veya yöneticinin sürece katkı vermesi, grup üyeleriyle sık sık

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=