Yalıtım Dergisi 54. Sayı (Mayıs-Haziran 2005)

röportaj lenebilir enerji kaynaklarının kullanımı teşvik edilmelidir.Enerjinin etkin kullanımına yönelik teknolojilerin uygulanabilmesiiçin bina sektöründe yer alan tüm disiplinler arasında koordinasyon sağlanmalı, mevzuatın yaptırımı için denetimler istenilen düzeyde yapılmalıdır. Gelecekte, Türkiye'de kişi başına enerji tüketiminin, kalkınmaya ve refah düzeyinin artmasına bağlı olarak artacağı bir gerçektir. Ancak enerji tüketimi artarken, enerjinin etkin kullanımı, diğer bir deyişle israfın ve kayıpların önlenmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra birim ekonomik hasıla başına tüketilen enerjinin azaltılması yolunda tüm teknolojik yeniliklerin kullanılması zorunludur. Ayrıca bina sektöründe yatırım projelerinin seçiminde enerji maliyeti düşük projelerin yatırımcılara sunulması konusunda gereken ortamın yaratılması olumlu bir adım olacaktır. Yönetmeliklerin hazırlanmasında üniversitelerle işbirliği yapılmalı Binaların enerji etkin olarak tasarlanması konusunda fakültemizve birimimizde uzun yıllardır çalışmalar sürdürüyoruz. Fiziksel Çevre Kontrolü Birimi öğretim üyeleri tarafından yürütülen doktora tezlerinde ve araştırma çalışmalarında enerji konusu konfor koşullarıyla birlikte farklı ölçeklerde ele alınmıştır. Türkiye'nin farklı iklim bölgeleri için yönetmeliklere veri olabilecek nitelikte öneriler geliştirilmiştir. Örneğin "Enerji Etkin Konut ve Yerleşme Tasarımı" adlı tamamlanmış olan bir araştırma çalışmasında Türkiye'nin 5 iklim bölgesi için iklimsel konfor ve görsel konfor koşullarının minimumenerji harcanarak sağlanabilmesi amacıyla konutların ve yerleşmelerin tasarlanmasında yol gösterici önemli sonuçlara ulaşılmıştır. Diğer bir çalışmada ise bina biçimine bağlı olarak bina kabuğu U-katsa46 YAUTIM• HAZiRAN2005 yısının ısıtma enerjisi korunumu açısından belirlenmesi gerçekleştirilmiş ve ısı yalıtım yönetmeliklerinde kullanılabilecek sonuçlara varılmıştır. Bunun gibi sonuçlandırılmış çok sayıda çalışma var. Ancak bu sonuçların bina sektöründe uygulanması ve pratiğe aktarılması için önerilen sonuçların bundan sonra hazırlanacak yönetmeliklerin hazırlanmasında kullanılması yararlı olacaktır. Bu açıdan yönetmeliklerin hazırlanmasında üniversitelerle yapılacak işbirliğinin ne denli önem taşıdığını vurgulamak istiyorum. Enerji konusunun günümüzde taşıdığı önem göz önüne alınarak, "enerji etkin tasarım" konusu üniversitemizde disiplinlerarası bir niteliğe kavuşmuştur. İTÜ Sürdürülebilir Enerji Araştırma Grubu (İTÜ SERG),bugün üniversitemizin farklı fakültelerinden de katılan öğretim üyeleriyle ulusal ve uluslararası eğitim, araştırma, uygulama ve danışmanlık çalışmalarını sürdürüyor. Sanayiinin üretkenliğini artırmada en önemli etken üniversitelerle işbirliğidir Ülkemizdesanayi ve üniversite işbirliği yönünde önemli gelişmeler gözlemlemekteyiz. Örneğin gelişmiş üniversitelerde teknokentler kurularak sanayi ile işbirliği içerisinde, araştırma yapan akademisyenlerin Ar-Gekapasitelerini uygulamaya dönüştürme olanağı sağlanmaktadır. Üniversitelerde, akademisyenlerin araştırma projelerinde sanayi ile işbirliği yapması teşvik edilmekte hatta bu tür projelere öncelik verilmektedir. Bu tür projeler ve programlara TÜBİTAK tarafından da destek verildiği bilinmektedir.Günümüzde, üniversitelerde Ar-Gedestek programlarının, araştırma kuruluşları-sanayi işbirliği ile hayata geçirilmesi büyük önem kazansa da ülkemizde üniversite-sanayi işbirliğinin yeterli düzeyde olmadığı kanısındayım. Üniversitelerdenbu kadar az yararlanılması oldukça şaşırtıcı ... Sanayiinin üretkenliğini artırmada en önemli etken üniversitelerle işbirliğidir. Ülkenin planlı ekonomik gelişmeleri içerisinde nitelikli insan gücünün kalkınmaya katkıda bulunması ve yapılan yatırımların yararlı sonuçlar doğurması, üniversite-sanayi işbirliği ile olanaklı olabilir. Üniversitelerin sanayiyi geliştirdiği, sanayinin ise üniversiteleri ayakta tuttuğu unutulmamalıdır. Ülkemizde sanayi için teknoloji üreten merkezler olan üniversitelerden bu kadar az yararlanılması şaşırtıcıdır. Türkiye'nin uluslararası platformda rekabeti için sanayide yer alanlar, üniversitelerin bilgi birikiminden yararlanmama lüksüne sahip olmamalıdırlar. Bu durum çok önemli değerlerin, teknolojik emeğin ve verilerin israfı demektir. Artık ulusal ve uluslararası rekabetin yalnızca bilgiye dayalı yenilikçive ileri teknoloji üreterek olanaklı olduğu, eski teknolojilerle ayakta kalmanın olanaksız olduğu anlaşılmalıdır. Bu bilince yönelik olarak sanayi kuruluşları değişmek, yenilikçi hedefler peşinde koşmak, Ar-Ge faaliyetlerine önemli ölçüde kaynak ayırmak zorundadır. Üniversite sanayi işbirliğini artırmak için üniversite sanayi iletişimi güçlendirilmeli;sanayi kuruluşları üniversitelere, kendi ihtiyaçları doğrultusunda, üniversitenin de kalkınmasını sağlayacak projeler ürettirmeli; uluslararası düzeyde ise uluslararası kuruluşlardan destek alınarak yapılacak ortak projelerde güç birliği kurulmalıdır. Ayrıca üniversitelere sanayi kuruluşlarından, sanayi kuruluşlarına üniversitelerden danışmanlar sağlanarak bilgi paylaşımının sağlanabileceğini; ve sanayi-üniversite işbirliğine dayalı projelere öncelikli teşvikler verilerek üniversite-sanayi işbirliğinde gelişmeler kaydedilebileceğini düşünüyorum... 11

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=