biIimsel var bileşenlerinin tasarımı, bileşenlerin nem miktarı, sıcaklık, süre vb. parametrelere bağlı olarak devam eder [5]. Yağmur suyunun dış duvar sistemlerinde neden olduğu hasarlardan bazıları metal bileşenlerde korozyon, ahşap bileşenlerde deformasyon, ısı yalıbm malzemelerinde ısı iletkenlik katsayısının artması, çiçeklenme, kaplama malzemelerinde kabarma ve dökülmedir [6,7]. Dış duvar sisteminde oluşabilecek yağmur suyu kaynaklı hasarların önlenebilmesi için yağmur etkisinde dış duvar sisteminin su geçirimlilik performansının, yapım sürecinden önce laboratuvarda deneysel olarak değerlendirilmesi gerekir. Laboratuvar deneyleri, yağmur suyunun dış duvar sistem bileşenlerinde neden olduğu nem miktarının [8] yanı sıra suyun hangi duvar arakesit detaylarından ne miktarda girebileceğini, dış kaplamayı geçen suyun duvar bünyesi içinde izleyeceği yolu, hangi duvar bileşenleri arasında ne miktarda birikebileceğini ve hangi bileşenlerin bozulma riski altında olduğunu, duvar yapım süreci öncesinde belirlenmesini sağlar [9]. Günümüzde, rüzgarla itilen yağmur etkisinde dış duvar sisteminin su geçirimlilik performansının değerlendirilmesi için laboratuvar deney yöntemi tanımlayan çeşitli standartlar bulunmaktadır [10]. Ülkemizde, Türk Standardları Enstitüsü tst EN 12155-Giydirme cepheler-Su sızdırmazlık-Statik basınç albnda laboratuvar deneyi ve tst EN 13050-Giydirme cepheler-Su sızdırmazlık-Dinamik hava basıncı ve su püskürtme etkisi altında laboratuvar deneyi standartlarında tanımlanan deney yöntemlerinin kullanılmasını önermektedir. Bu çalışmanın amacı, bir laboratuvar deney yönteminin nasıl olması gerektiği konusunda fikir vermek, dünyada mevcut standartlarda tanımlanan laboratuvar deney yöntem88 YALITIM• NiSAN 2005 terini tanıtmak ve tst EN 12155 ile tst EN 13050 standartlarında tanımlanan deney parametrelerinin ülkemiz iklim şartları için ne derece uygun olduğunu tarbşmakbr. Bu nedenle çalışmada ilk olarak rüzgarla itilen yağmur etkisindeki dış duvar sisteminin gerçek hizmet şartları tanımlanmışbr. Daha sonra gerçek hizmet şartlarını simule eden laboratuvar deney yöntemlerinin nasıl olması gerektiği tarif edilmiştir. Dünyada mevcut standartlarda yer alan deney yöntemlerinde verilen deney parametreleri, deney protokolü ve performans kriterleri tanımlanmışbr. Sonuç olarak da yöntemlerin gerçek hizmet şartlarını ne dereceye kadar simule ettiği tartışılmışbr. Söz konusu yöntemlerde ve uluslararası araşbrma merkezlerinde kullanılan deney numuneleri ve deney aletleri ise diğer bir çalışmanın konusu olacakbr. 2. RÜZGARLA İTİLEN YAĞMUR ETKİSİNDE DIŞ DUVAR SİSTEMİNİN GERÇEK HİZMET ŞARTLAR! Atmosferde bir yağmur damlası oluştuğunda, belirli boyuttaki damla yerçekimi etkisiyle belirli bir hızda düşeyde yeryüzüne doğru hareket eder. Büyük boyutlu bir damlanın hızı, küçük boyutlu damlanın hızına nispeten daha fazladır. Damla, hareketi sırasında hava direnci ile karşılaşır. Direncin yönü, düşeyde damla hareketinin ters yönündedir. Damla, yerçekimikuvveti ve hava direncinin eşit olduğu hıza ulaşbğında ise son düşme hızı adı verilen sabit bir düşey hız bileşeniyle hareket eder. Söz konusu büyük boyutlu bir yağmur damlası ise örneğin 5-6 mm çapında bir damla ise damla oluşumundan 20 m sonra son düşme hızına ulaşır [11]. Yağmur damlası, bir rüzgar alanına girdiğinde ise yatay yönde bir hız bileşeni kazanır. Yatay yöndeki hız bileşeni rüzgar hızına ulaşıncaya kadar artar. Yağmur damlası yatay yöndeki rüzgar hız bileşeni nedeniyle düşey yönden belirli bir açıda sapma yapar ve bu yönde son düşme hızı ile rüzgar hızına bağlı bir hızda hareketine devam eder. Bir yağışta çeşitli boyutlarda, düşey yönden değişik açılarda, farklı hızlarda hareket eden yağmur damlaları bulunur. Rüzgar nedeniyle yatay yönde hız bileşeni olan ve düşeyde hayali bir düzleme çarpan yağmur damlalarına açık alanda rüzgarla itilen yağmur adı verilir. Açık alanda rüzgarla itilen yağmur şiddeti ise hayali bir düşey düzleme çarpan yağmur damlalarının oranıdır [12]. Açık alanda rüzgarla itilen yağmur henüz bir bina cephesi ile karşılaşmamış yağışbr. Açık alanda rüzgarla itilen yağmur bina cephesine çarptığında (Şekil 1), yağmur damlalarının boyutu, damla boyutlarının yağış içinde dağılım yüzdeleri, damlaların son düşme hızı, rüzgar hızı, rüzgar yönü, bina cephesinin rüzgar yönüne olan açısı, bina geometrisi (yükseklik, genişlik, saçak genişliği, cephe elemanlarının tipleri}, yağışın süresi ve dış kaplama malzemesinin su emme özelliği gibi parametrelere bağlı olarak, bina cephesi üzerinde bir takım eşzamanlı olaylar gelişir ve bunlar cephede eşzamanlı çeşitli etkilerin meydana gelmesine neden olur. Söz konusu olaylarve etkiler aşağıda açıklanmıştır. Şekil 1. Açık alanda rüzgarla itilen yağmurun bina cephesine çarpması [13] Rüzgar, binaya dik olarak çarptığında, bina geometrisine bağlı olarak hızı ve akış şekli değişir. Çarptığı noktada rüzgarın hızı azalır ve binanın dış kenarlarına doğru nispeten
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=