Yalıtım Dergisi 49. Sayı (Temmuz-Ağustos 2004)

portre/röpotaj da şaşkınlıkla, "Yoksasiz havuza çakıyla mı giriyorsunuz" diyerek şaşkınlıklarını dile getirmişlerdi. Şantiyelerde de buna benzer şeyler sık sık yaşanıyor. Bir şantiyede, teras çatılarda veya hafif metal çatı üzerine buhar dengeleyicive taş yünü koyduğumuzu, üzerine de PVC Membran döşediğimizi, bunun da endüstri yapılarında en çok uygulanan detay olduğunu anlabyordum. Orada bulunanlardan birisi de "Biz martıların PVC membranları yediğini duyduk; var mı böyle bir şey?" demişti. Ben de "Hiç böyle müşteri şikayeti almadık ve bu martılara da rastlamadık" karşılığını vermiştim. Daha sonra o şantiyeye binlerce metrekare membran uygulaması yaptık. Doğrusu bunlar gibi biraz komik biraz da trajik anılar hayatımızı renklendiriyor. Türkiye'de inşaatlardan gelen talepler hep acildir Programlı çalışamıyoruz ... Mesai saatlerine uymak zorundasınız ama satış pazarlamadaki diğer arkadaşlar gibi ben de çok programlı çalışamıyorum. Sebebi de Türkiye'deki inşaat sektörünün programsız olması. Diğer ülkelerde tahmini satışlar yapabiliyorsunuz ve ona göre hammadde temin edebiliyorsunuz. Ama 40 YALITIM• AGUSTOS2004 maalesef Türkiye'de inşaatlardan gelen talepler hep acildir. Bu, sizin günlük hayatınıza kadar yansıyor. Birisi telefon ediyor ve "Şu şantiyede şu problem var, şunu şunu yapalım" diyor. Yani buna alışkın olarak gününüzün iki üç saatini böyle şeylere ayırmanız gerekiyor. Bileceksiniz ki benim iki saatim boş, o iki saatte programsız işleri yapacağım. Yoksa ben şu programı yaptım, bugün şunları yapacağım diyemiyorsunuz. Bu özel hayatınıza da yansıyor. Kendinizede vakit ayırmanız gerekiyor Kendinizede vakit ayırmanız gerekiyor. Balık tutmayı çok severim ama balık tutamıyorum. İki beygirlik motoru olan zodiac botum var, arabanın arkasında durur. Beykoz'a gidip, botu şişirip koyda balık tutmak çok hoşuma gider. Geçen seneler bunu yapabiliyordum ama bu sene yapamadım. Vakit bulunca bisiklete biniyorum, yürüyüş yapıyorum, yüzüyorum. Haftada bir gün şirketteki arkadaşlarımızla voleybol oynuyoruz. Voleybolbir takım sporu olduğu için mesai arkadaşlarımla oynamak çok zevkli oluyordu. Bel fıtığı problemi yaşayınca ara vermek zorunda kaldım. Spor müsabakalarını izlemeyi çok seviyorum. Ailecek seyahat etmeyi de çok severiz. Özellikle eşim bu konuda iyi bir organizatördür. Kışa denk düşen bayram tatillerini daha ziyade sıcak ülkelerde geçirmek büyük keyifveriyor bize. Fotoğraf makineleride hobilerim arasında ... Yalıtım sektöründe Orhan Turan'ın cesaretini ve azmini çok takdir ediyorum. Aynı yaş grubundayız. O noktaya gelene kadar nasıl uğraştığını da biliyorum. Türkiye'de yetişip tamamen Türk markası yaratmak çok önemli bir şey. İzocam'ın İYEM (İzocam Yalıtım Eğitim Merkezi) kanalıyla yaptıklarını da çok destekliyorum. İYEM'in Türkiye'deki yalıtım sektörüne gerçekten katkısı ve hizmeti çok büyük. Proje gruplarına, mimar ve mühendislere cok büyük sorumluluklar düşüyor Yalıtım sektörü son beş senedir tüketiciyi bilinçlendirmek için çok emek harcadı. Tüketici oldukça bilinçlendi fakat yine de yeterli düzeyde değil. Bu bilinci sürekli geliştirmemiz gerekiyor. Bu da standartları geliştirmekle mümkün. Standartları yükseltirseniz tüketiciyi de bilinçlendirirsiniz. Burada üretici firmaların ve İzoder'in çok büyük emeği var. Ama proje gruplarının emeği herkesten daha fazla olmalı. Bizim mimar

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=