Yalıtım Dergisi 47. Sayı (Mart-Nisan 2004)

söyleşi yasaları süreci hızlandırdı; daha önce, özellikle rekabet konusunda sıkıntılar yaşıyorduk ama kalmadı bu tür sorunlar. Olanlar da söylemeye bile değmeyecek şeyler. Bu arada İMSAD ve YASED'in inanılmaz çalışmaları oldu. Bundan önceki ve şu andaki hükümetlerde bu öneriler dinlendi ve bir çoğu yerine getirildi. Geri kalan kısmının da yerine getirileceğini sanıyoruz. YALITIM: Sektördeki diğer firmalarla ilişkileriniz nasıl? CEM BAKİ SİNAL: Birleşme dışında güç birliği yaptığımız şirketler de var. Bunlara stratejik ortaklıklar diyoruz. Bizim en fazla ağırlık verdiğimiz konulardan biri ısı yalıtımı... Ör- • neğin ısı yalıtımında EPS konusunda Atermit firmasıyla; XPS konusunda da ODE firmasıyla verimli stratejik iş birliklerimiz oluyor. Bunun yazılı kuralları yok, hepsi el sıkışılmış, centilmence ve belli projelerde belli yere kadar giden çalışmalar. Bu stratejik ortaklıklarda piyasanın öncülerindeniz. YALITIM: Maxit'i inşaat sektöründe neler rahatsız ediyor? CEM BAKİ SİNAL: İnşaat sektörü, Türkiye'nin lokomotif sektörlerinden birisi. Ama her ne kadar son yıllardaki hükümetler güzel şeyler yaptıysa da bu sektörü biraz ihmal ettiler. Enflasyonu düşürmek artık bir paranoya haline geldiğinden ve inşaat sektörü de enflasyon kalemleri içinde çok büyük bir oran tuttuğundan bu sektörün bilinçli olarak bastırıldığını düşünüyorum. Ama burada olayın sosyal boyutunu göz ardı ettiler. İnşaat sektörü öyle bir sektör ki hiçbir sektörde istihdam edemeyeceğiniz, iş veremeyeceğiniz personeli yani çok vasıfsız insanları inşaat sektöründe çalıştırabiliyorsunuz. Kısaca, amele olarak başlatıp bir çok kademede çalıştırmak mümkün. İs7 o YALITIM• NiSAN2004 panya'ya, İtalya'ya veya Fransa'ya gittiğinizde de aynı şeyi görürsünüz. Bazı sektörlerde işsiz kalan insanlar daha kolay iş bulabiliyorlar. Ama hiç vasfı olmayan bir insanı işsiz bıraktığınızda ümitlerini tamamen kırıyorsunuz. Bu da sosyal bir olay. Bu olayın sosyal tarafıydı. Diğer tarafı ise Türkiye'de beş altı yıldır kalite olarak dünya çapında inşaat malzemeleri üretiliyor. Bu yalnızca bizim sektörde olan bir şey değil; aklınıza gelecek her alanda kaliteli ürünler üretmeye başladık. İnşaat sektörü 1998 yılında başlayan ve geçen yıla kadar devam eden çok kötü bir dönem yaşadı ve sektördeki bir çok fır. ma yok oldu. Maxit Türkiye olarak, bir takım şeylerden ödün verebiliriz, zarar edebiliriz ama etik değerlerimizden, kalitemizden, prensiplerimizden ödün vermeyiz. Bunu kriz döneminde de uygulamaya çalıştık. Her sektörün bir etik değeri vardır. Piyasadaki rakip firmalar da kaliteden ödün vermedi. En azından Türkiye kriz döneminde bunu kazandı. En büyük problem "merdiven altı" dediğimiz haksız rekabet yapan firmalardı. Krizde bunların bir çoğu tasfiye oldu. Ortam düzeldiğinde yeniden ortaya çıkacaklardır ama yeni çıkan yasaların faydası olacağına inanıyorum. Geçen yılın sonundan itibaren sektörle ilgili umudumuz oluştu. Çünkü, Türkiye'nin bir taraftan çok büyük bir inşaat stoku var; diğer taraftan da konut açığı var. Hangisi doğru diye iki arada gidip geliyorsunuz. Bence Türkiye'nin 11hasta bir inşaat stoku11 mevcut. Şayet şu anda bomboş duran ve son on yılda Mersin'de Antalya'da ve İstanbul çevresindeki o hızlı kooperatifleşme döneminde yapılmış binaları gezerseniz milli servet israfı ve tüketiciye hakareti görürsünüz. Başka kelime bulamıyorum ama tüketiciye son derece 11 ayıp11 edildiğini söyleyebilirim. Bu inşaatlar keşke yapılmasaydı. Bunlar stok diye gösteriliyor ama bunlar inşaat stoku değil; hastalıklı binalar. En ucuz bina bile satın alınmıyor, binlerce boş bina var. Dolayısıyla, gerçek anlamda Türkiye'de, insanların layık olduğu ve yaşayabilecekleri konut açığı var. Bu da inşaat sektörünün önünü açacak. YALITIM: İnşaat sektörü içinde yalıtım ayağına odaklanırsak ne söyleyebilirsiniz? CEM BAKİ SİNAL: Yalıtımı, ısı ve su yalıtımı olarak ikiye ayırırsak; birleşmeden sonra da en fazla ağırlık verdiğimiz konu ısı yalıtımı oldu. Geçen yıl ciromuzun yandan fazlasını ısı yalıtımı konusunda yaptık. Türkiye'deki 2003 yılında yapılan ısı yalıtımı uygulamalarının% 70'ine bir şekilde malzeme ya da sistem olarak dahil olduk. Yurtdışında, mesela Rusya ve Azerbaycan'da çok büyük uygulamalarımız oldu. Türkiye'de inşaatlarda toprak altında kalan, gözle görülmeyen kısımlar çok ihmal ediliyor. Ama bu işin de teknolojisi öğrenildi. Tüketici, binayı sadece depremin değil, binaların sağlığını bozan bu tür etkenlerin de yıktığını veya tahrip ettiğini öğrendi ve artık bunu talep ediyor. YALITIM: Pazarda nasıl konumlandırıyorsunuz kendinizi, öncelikli olan nedir Maxit için? CEM BAKİ SİNAL: Ciro ve tonaj olarak pazar lideri olmayı istemiyoruz. Karlılık olarak, sistem ve çözüm sunucu olarak bir numara olmayı tercih ediyoruz. Şu andaki bütün rakiplerimiz de bunu düşünüyordur. Yaklaşık üç yüz ürünümüz var, dolayısıyla çok fazla rakibimiz oldu. Dış cephede ilk beş firma arasındayız. Isı yalıtım ürünve sistemlerikonusunda da sanırım her zaman ilk üçteyiz. Ciro konusunda tevazu gösterebilirim ama ürün yelpazesi konusunda tevazu gösteremeyeceğim; Türkiye'nin en büyük bir iki firmasından bir tanesiyiz. Eli

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=