Yalıtım Dergisi 47. Sayı (Mart-Nisan 2004)

söyleşi tıya kadar tam çözüm sunabiliyoruz. Tüm ürünleri burada üretemiyoruz, bazı ürünleri de yurtdışından getiriyoruz. Grubumuz bünyesinde, Türkiye pazarına girmemiş olan ürünlerle beraber birbirinin türevi olmayan yaklaşık 3.000 ürün mevcut. Yapıların ısı yalıtımı, su yalıtımı ve hatta ses yalıtımıyla ilgili sorunlarını, temelden çatıya çözümlüyoruz. Ayrıca çok eski binaların renovasyonuyla ilgili çözümler de sunuyoruz. YALITlM: Nasıl bir hazırlık süreci yaşandı? CEM BAKİ SİNAL: Heidelberg'in çatısı altında olan Deitermann ve Optiroc firmaları, Türkiye'de iki yıl ayrı ayrı firmalar olarak çalıştı. Bu süreçte, Türkiye'de kanunlar gereği aynı holdinge bağlı olmamıza ve bazı ürünlerimizin çakışmasına rağmen, piyasada hiçbir zaman işbirliğine gitmedik. Ancak, ilgili olduğumuz projelerde birbirimizi bilgilendirdik ama hiçbir zaman fiyat politikası belirlemedik veya projelere girerken işbirliği yapmadık. Kısaca, iki firma birbirine rakipti. Birleşme kararının son altı ayında el sıkışıldı, bürokratik işlemlerde neler yapılacağına karar verildi. Ondan sonra da Optiroc ve Deitermann firmalarının tüm kadrolarının, hiçbirinin diğerine üstünlük sağlamayacak şekilde birleşmesine karar verildi. Bu noktada doğal olarak tek bir genel müdür olması gerekiyordu. Ben Genel Müdür olarak Optiroc'tan geldim, Finans Müdürümüz Deitermann'dan geldi. Bu ve buna benzer düzenlemelerle de bugünkü yönetim kadrosu oluşturuldu. Birleşmenin en önemli noktası ise şirketlerin güçlerini birleştirmesiydi. Tabi bu tür birleşmelerde ilk konulan hedef çok yüksek oluyor. Her seferinde sinerji yaratılması sonucu l+l 1in en az 21ye eşit olacağı veya ikiden büyük olacağı düşünülüyor. Dünya genelinde bu tür birleşmelerle yaşanan tecrübeler gösteri6 6 YALITIM• NiSAN2004 yor ki ne kadar uzun süreli bir hazırlık süresi olursa olsun, bu süreç bu kadar kolay atlatılmıyor. Bir çok yerde 1 + l = l; hatta 1 + 1 =0,5 olduğu gözleniyor. Bizim yaşadığımız birleşme sonrasında ise 1 + 1=2 oldu. Ama şu andaki göstergeler bunun çok daha fazla olacağını işaret ediyor. Yaklaşık 12 milyon Euro'luk bir ciromuz var. Bunun bir iki yıllık bir sürede 16-17 milyon Euro'ya çıkacağını hesaplıyoruz. En azından, yaşadığımız ekonomik krizler son bulmuşa benziyor. Depremden bugüne dek yaşanan süreç, inşaat sektörü için kabus gibi yıllardı. YALITIM: Tüm ürünlerinizi Türkiye1de mi üretiyorsunuz? CEM BAKİ SİNAL: Türkiye'de Çorlu ve Çerkezköy'de bulunan fabrikalarımızda üç yüze yakın ürün üretiyoruz;yani ürünlerimizin % 801i yurtiçinde üretiliyor. Bazı ürünlerimizi ise yurtdışından ithal ediyoruz.. % 40'a varan ithalatımızla hammaddelerimizin bir kısmını da yurtdışından getiriyoruz. Ciro olarak ve bir takım finansal verilere de bakarak, Türkiye'deki en büyük firmalardan bir tanesi olduğumuzu iddia etmeyeceğiz. Ama ürün yelpazesi bakımından, kendi sektörümüzde Türkiye'nin en büyük firmalarından bir tanesiyiz. YALITIM: Birleşen firmalarla birlikte oldukça geniş bir ürün portföyüne de sahip oldunuz; bu ne gibi avantajlar getiriyor? CEM BAKİ SİNAL: Projelere çok rahat girebiliyoruz. Bu, firmamıza getirdiği önemli bir avantaj. Yani projenin belli bir bölümüne ürün vermemişseniz bile, diğer bir bölümünden devam edebiliyorsunuz. Diğer bir bakış açısıyla ürünlerinizi kabul ettirdiğiniz bir projede,kendinizive ürününüzü ispatlarsanız, projenin diğer bölümlerine de ürünlerinizi aktarma şansınız artıyor. Tüketici tarafına baktığınızda bu durum tüketicinin de hayatını kolaylaştırıyor. Çünkü karşısında tek bir sorumlu buluyor. Bunun yanında, birleşme öncesinde, Optiroc da Deitermann da projeci firmalar olarak tanınıyordu. Biz sadece ürün satmıyoruz, projelereyönelik olarak çalışıyoruz. Proje olarak sadece büyük yapılar anlaşılmasın. Bazen bir apartmanveya bir odanın ihtiyaçlarının karşılanması da proje çalışmasıdır bize göre. Çünkü yerinde fizibilitesini yapıyoruz ve uygun çözüm için plan hazırlıyoruz. Dolayısıyla böyle de bir avantaj oluyor. Yalnızca bir binanın boyasıyla ilgilenmiyoruz. Alt yapısında, su yalıtımından gelen zaaflar varsa biz bunun çözümünü de sunuyoruz son tüketiciye. Dolayısıyla son tüketici açısından da çok büyük bir avantaj. İlk başlarda bunu bir pazarlama aracı olarak sunduğumuzu sanıyorlardı ama son bir iki ayda hem Maxit için, hem de tüketici için gerçekten cazip olduğunu ispatladık. Aldığımız birkaç projeyi de bu gücü kullanarak aldık. YALITIM: Fiyat avantajı da getiriyormu? CEM BAKİ SİNAL: Fiyat avantajı da getiriyor tabii. Çünkü ne kadar büyük paket teklif verirseniz fiyatlarınızı da o oranda düşürebiliyorsunuz. Diyeceksiniz ki 11 fiyatı düşürmenin ne gibi bir cazibesi olabilir?" Hala taşların yeni yeni oturmaya başladığı ve hala toz dumanın tam dağılmadığı bir piyasada, büyük projelerde çok düşük karlarla çalışmak da cazip oluyor. Bunu kimse inkar edemez. Kriz döneminde, çok zor şartlarda minimum kar ve cirolarla, adeta "çalışmaya çalıştık". Sadece inşaat sektörü değil, bir çok sektör böyle çalıştı. Bu da bize bir şey gösterdi. "Kriz geçti, fiyatları artıralım" diye bir anlayış uygun değil. Artık tüketici de böyle bir şeye sıcak bakmıyor. Biz de bir takım sabit giderleri düşürmeye çalışıp Ar-Geve reklam fa-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=