portre/röportaj Hasanpaşa'da -eski Gazhane-bir mobilya atölyesi vardı. Şimdilerde ise Acıbadem tanınmaz hale geldi ya... Faytonlu, tramvaylı bir Kadıköy çocuğuyum. Akşamüstleri dedemi vapurdan karşılardık. Bugün maalesef perişan bir duruma gelen ve Salı Pazarı denilen eski adı ise Çırpıcı olan o güzelim, otantik çayırda cambazlar gösteri yapar, güreşler yapılır, eğlenceler düzenlenirdi. Ben de dedemin kucağında oturup onları seyrederdim. Evimizde geceleri dedemin nezareti altında dayılarım tarafından kukla ve gölge oyunu oynatılırdı. Amaçları, "Küçük Behruz"a kent yaşamı ve insanlık üzerine dersler vermekti. Kuşlara taş atılmayacağını, yerlere tükürülmeyeceğini hep o küçük, sevimli oyunlarda öğrendim. Dedemin de bir gözü bendeydi; benim ne tepki verdiğime, ne anladığıma bakılırdı... Her yakışıklı insanı Atatürk sanırdık 12 yaşımda dede evinden ayrıldık ve Cağaloğlu'nda bir eve taşındık; babamla yakınlaşmam da o döneme denk gelir. Eve giderken geçtiğimiz Cumhuriyet Gazetesi'nin önünde çok yakışıklı bir zat beklerdi. Gördüğümüz her yakışıklı ve güzel insanı Atatürk sandığımızdan O'nu da hep selamlayarak geçerdik. Henüz ilkokuldayken babamın Eminönü Mısır Çarşısı yakınındaki dükkanında çalışmaya başladım; yoksa haftalık alamazdım. Akşam da eve gelip, bana ayrılan bir odada o saatten sonra derslerimi yapardım. Ama daima sınıf birincisiydim.Bir süre sonra Cağaloğlu'ndan Fatih'e taşındık. Tramvayla iş dönüşü dükkandan malları taşırdım; elimdeki yükle vatmanlar Fatih'te taramvaydan inmeme yardım ederlerdi. Benim için Eminönü'nden çıkıp Yeni Camii'nin tonozlu yolundan geçmek, Bahçekapı tramvayına binmek gerçekten ilham vericiydi. Annem beni "Kurtdereli Mehmet Pehlivan" gibi giydirirdi Babam tiyatro tutkunuydu; akşamlan, yeni seyrettiği bir oyunu canlandırarak bizlere aktarırdı. İlginç bir adamdı; hem sert hem de tatlıydı. Babam sonraları Ren Kundura adlı bir mağaza kurdu. Ben de lisede ve hatta üniversitede babamın yanında kunduracı tezgahtarlığı yaptım. Beni çalışma hayatına alıştırdığı için babama minnettarım. Annem Muhterem Hanım da ud çalar, güzel desenler çizerdi. Aramızda 18 yaş vardı, birlikte büyüdük diyebilirim. Uzun yıllar idare etsin diye elbiselerimi, paltomu iki üç numara büyük alırdı. YALITIM• NiSAN 2004 4 9
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=