portre/röportaj Ailem Ispartalı bir aile.. Hem hattat hem de Isparta Idadisi'nde hoca olan babamın babası Faik Efendi'nin üç oğlu varmış; iki oğlu babamdan büyük, babam ise en küçükleriydi. Büyük oğullarından birini İstanbul'da Eczacılık Fakültesi'nde, diğerinini de Mülkiye'de okutmuşlar; en küçük çocuk olan babamı okutmaya ise o zamanlarda maddi imkanları el vermemiş. Bu nedenle babam, kendi kardeşleri içerisinde tahsili en geride olandı. Babam Isparta İdadisi'nin ardından MaliyeMeslekLisesi'ni bitirebilmiş ve maliyeci olmuş. Mülkiyeli olan amcam valilik yaptı, İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı yaptı; diğeri de zaten bir eczacıydı. Ben de 1929 yılında Isparta'da doğmuşum. Babam, Ankara'da meslek lisesini okuduktan sonra maliyememuru olarak İstanbul'a tayin edilmiş. Dolayısıyla ben de 4 yaşımda İstanbul'a geldim. Kocamustafa Paşa'da çok küçük bir evde oturuyorduk. Cumhuriyet'in 10. yıldönümü kutlamalarını dört yaşımda olmama rağmen çok net hatırlayabiliyorum.Çünkü o zaman her evin sokağa bir ışık çıkarması zorunluluğu konulmuştu. Biz de Kocamustafa Paşa'daki evimizin kapısına iki üç tane kandil koymuştuk; o kandilinin ışıltılarını hala hatırlayabiliyorum. .. Babam, çalışkan bir eleman olması nedeniyle en küçük memurluktan zamanla terfi etti. Sirkeci'deki Kocapaşa Maliye Şubesi'nin şefi oldu. Biz de Sirkeci'ye taşındık. Sirkeci o zamanlar ikinci sınıf bir merkez niteliğinde değildi. Bu, ailemiziçin de bir anlamda terfi olmuştu. Ve ben de ilkokula 48. Okul'da başladım. Eski bir taş medreseden okula çevrilmişti. O okulda Safiye Hanım adlı çok değerli bir hocamız vardı. O dönemin Cumhuriyet hocaları idealisttiler,çoğunun hem müşfik hem otoriter özellikleri vardı ... Bizi okula canı gönülden bağlarlardı. Sonra babam İzmir MaliyesiVaridat Müdürlüğü'ne tayin oldu; ben de ilkokul 2. sınıfından lise son sınıfa kadar İzmir'de okudum. İzmir'de İnönü İlkokulu'nu bitirdim. İlkokuldan sonra Gazi Ortaokulu'nda, ondan sonra da İzmir Atatürk Lisesi'nde okudum. Hocaların, aileninve çevrenin yönlendirmebsei nilisedefen kolunasevketti İzmir Atatürk Lisesi, öğrencilerini seçerek alan bir liseydi. Hocaları diğer okullara göre daha otoriterdi ve öğrenci sayısı daha azdı. Ortaokuldan liseye geçtiğimiz zaman yarı bir korku yaşadık; okulun binası bile daha görkemliydi. Bu tahsil döneminde genelde sınıf birincisi muamelesi görürdüm. İftihar kitaplarına geçiyordum;ki onları hala saklıyorum. YALITIM• ŞUBAT 2004 3 5
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=