CaınYapı Kabuğunda GürültüDenetimi Dr. Filiz Şenkal SEZER Uludağ Üniversitesi Mimarlık Bölümü Yapı kabuğu dikkate alındığında işitsel konforun sağlanmasında; hacim akustiği ve gürültü denetimi gibi iki farklı konu üzerinde durulması gerekmektedir. Hacim akustiği, yapı kabuğunun iç yüzeylerinin hacmi tümüyle sardığı durumlarda, sesin yansıması ve yutulması halinde söz konusu olabilmektedir [l]. Yapı kabuğu tamamen ya da büyük oranda cam olan giydirme cephe sistemli yapıların açık planlı bürolar gibi tek mekan olarak kullanılmasında; yansıma nedeniyle ses düzeyinin artması gibi akustik yönden olumsuz durumlarla karşılaşılmaktadır. Gürültü denetimi ise akustik konforun en önemli şartıdır. Toplumsal gürültü kapsamına giren gürültü türlerini; yapı dışı ve yapı için gürültüler olarak sınıflandırmak mümkündür. Yapı dışı gürültüleri; otoyol, raylı taşımacılık, hava ve deniz taşımacılığı gürültüleri, spor, oyun, eğlence, konser gibi açık hava etkinliklerden kaynaklanan gürültüler, çeşitli sanayi makinelerinin gürültüleri, inşaat yapım ve yıkım, belediye hizmetlerinin gürültüleri ve açık pazarlar, satıcı sesleri gibi ticari amaçla oluşan gürültüler olarak sıralamak mümkündür. Yapı içi gürültüler ise; elektrikli süpürge, makineler, TV, müzik seti gibi aletlerden gelen gürültüler, havalandırma, ısıtma, 7 4 YALITIM• HAZiRAN2003 soğutma, tesisat, hidrofor, asansör, jeneratör gibi yapı hizmet gürültüleri, konuşma, bağırma, öksürük gibi insan seslerinden kaynaklanan gürültüler ve büro, ofis gibi iç mekanlarda oluşan gürültüler şeklinde sıralanmaktadır (2). Binanın kendisine ait olan mekanik gürültü kaynakları, binanın işlevine göre kullanımda değişim gösteren; fanlar, kompresörler, soğutma kuleleri, pompalar, kondensatörler ve buharlaştırıcılar olmaktadır [3]. Günümüzde gürültünün gelişmesini etkileyen en önemli faktör; gürültü kaynaklarının artmasıdır. Hızlı kentleşme, hızlı nüfus artışı, taşımacılık (uçak, araba, raylı taşımacılık vs...), sanayinin gelişmesi ve makineleşme gibi etkenler birer gürültü kaynağıdır. Aşın gürültülü bir ortam; davranış bozuklukları, konsantrasyon eksikliği, stres, alınganlık, yorgunluk, uykusuzluk gibi rahatsızlıklara sebep olabilmektedir. Ayrıca, gürültü seviyesi yüksek ortamlarda uzun süre bulunan kişilerde, kalıcı işitme değişimleri olduğu pek çok araştırmacı tarafından tespit edilmiştir [4]. Toplumsal gürültünün insanlar üzerinde yol açtığı dolaylı etkilerden bazıları ise; konuşma iletişiminde girişim ve bozukluklar, psiko-fizyolojik etkiler, zihinsel etkiler, performans üzerindeki etkiler, davranışsa! etki- !er ve toplumsal rahatsızlıklar olmaktadır. Aşırı gürültünün; işitme yoğunluğu, sağırlık, kulakta hasar, vücutta salgı oranının değişimini etkilemesi, sindirim bozukluğuna yol açması, kan basıncını ve bileşenlerini değiştirmesi, görmeyi etkilemesi, renklerin algılanmasını zayıflatması, sinir sistemini etkilemesi (sabit fikirlilik, çabuk sinirlenme vs...) gibi daha pek çok zararlı etkisi de mevcuttur. Son yıllarda, gürültünün insan sağlığı üzerindeki etkilerinin bilincinde olan WHO (World Health Organization) ve OECD (Organization for Economic Cooperation) gibi uluslararası ve ulusal kurum ve kuruluşlar, gürültüye karşı örgütlü biçimde savaşmaktadırlar (2). Ülkemizde geçerli olan Gürültü Kontrol Yönetmeliği'ne göre, yapı elemanı konstrüksiyonu seçilirken; dış cephenin 100 metre dışında mevcut ya da gelecek için tahmin edilen gürültü seviyeleri dikkate alınarak bir tercih yapılması gerekmektedir. Desibel; ses ve sesin rahatsız edici boyutlara ulaşması sonucu oluşan gürültü düzeyinin ölçü birimidir. Gürültü düzeyi 120-150 dB arasında ise "ağrı verici ortam"; 90-110 dB arasında ise "rahatsız edici ortam" ve 10-50 dB arasında ise "huzurlu ortam" kavramlarından söz etmek mümkün olmaktadır. Bu değerler;
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=