Yalıtım Dergisi 42. Sayı (Mayıs-Haziran 2003)

dosya kontrol ediliyor?.. M.E.B.da hala bu konuda sıkıntı içinde. Yani o sürenin doğru şekilde geçirildiğinin bir şekilde kanıtlanması gerekirken, bunun mekanizmasını oluşturmak çok zor. Amahiç olmamasından daha iyi. İbrahim Bodur Eğitim Vakfı aracılığıyla yeni bir projeyi başlattık. Usta yetiştirme değil, usta geliştirme kursları düzenlenmeye başlandı. Piyasada "ben ustayım" ve "bu işi yaparım" diye dolaşan kişileri sertifika sahibi yapmak amaçlanıyor, 50 saatlik bir eğitim müfredatı var. Beş ile yedi gün arasında fulltime bir meslek lisesi ya da anlaşmalı bir mekanda, gerek teorik gerekse uygulamalı olarak bu eğitim veriliyor. Bundaki amaç nedir, neden usta geliştirme kursları düzenleniyor?.. Hepimizin bildiği ve yakındığı şey, mesela adamla konuştuğunuz zaman 20 yıllıktan aşağıya usta bulamıyoruz. Minimum 20 yıllık usta, adamın yaşına bakıyorsunuz 25, telafuz ederken usta olarak tanımlanıyor. Belki bilginiz var, 2006 Haziran ayından itibaren eğer Türkiye, AB Uyum Yasaları'nı kabul ederse, sertifikası olmayan usta çalışamayacak, çalıştıramayacaksınız. Mutlaka bir belge almak zorunda. Peki Avrupalı niye böyle bir şart koşuyor, adamların ihtiyacı mı var? Evet ihtiyacı var, onlar da aslında benzer problemleri yaşamışlar. Belki Almanya, Fransa yaşamamış ama İspanya, İtalya yaşıyor. Türkiye'de bazı sorunları abartılı yaşamamızın nedeni, bizdeki temel eğitim süresinin henüz çok düşük olması. Bu kanun yürürlüğe girdiğinde ortada çalıştıracak usta bulamayacağız ya da kaçak usta çalıştıracağız. Bunun önüne geçmek için piyasada usta olarak çalışacak kişilerin mutlaka eğitilmesi lazım. Seramik müfredatı ile bize bunun bir ön similasyonunu yaptılar. İşe doğru yüzeyi hazırlamalda başlatıyorlar. Doğru yüzeyi hazırlamakla ne amaçlanıyor, siz son kat seramik türü kaplama mal7 o YALITIM• HAZiRAN 2003 zemesini uygulayacağınız yüzeyi eğer doğru hazırlamazsanız kullandığınız malzemeler ne kadar nitelikli olursa olsun mutlaka bir müddet sonra problem çıkartıyor, terasta problem çıkartıyor, mutfakta, havuzda çıkartıyor. O similasyonda, işin başından başlatıyorlar. Son ürünlerin uygulama özellikleri, teknikleri vb. bunlara kadar bizi son derece tatmin eden bir müfredat hazırlamışlardı. Bu ustalar nasıl seçiliyor, öyle sıradan her "ustayım" diyen adam gelip de bu işi yapamıyor. Tabii burada gerek bölge teşkilatlarımızın gerek bayilerimizin desteğini alarak, "bizimbu kurslara kabul edeceğimiz kişilerin kriterleri şu, şu, şu olması lazım, en son halinde de bu ustanın görsel olarak bazı değerleri taşıması lazım. Kıyafetine, hitabetine dikkat etmesi lazım ..." diyoruz. O niteliğe uygun insanlar eğitilecek ve doğru iş yapmaları için gerekli her şeyi öğrenecekler. 50 saat yeterli mi? Belki de 80 saat olması lazım. Ama piyasada çalışan insanları getirip de "sen burada haftanın 5 günü sürekli devam mecburiyetiyle eğitim alacaksın" denildiği zaman insanlar biraz çekiniyor. Ama artık bir koşul var, 2006'dan itibaren sizin elinizde belge yoksa kaçak işçi durumuna düşeceksiniz. Boyada da, sıvada da biz bunun ön çalışmalarını yapıyoruz. Ciddi bir müfredat hazırlanıyor. Tüm boya firmaları bir araya gelip bu eğitimin formasyonunu konuşmalı, marka kaygılarını bir kenara bırakmalı. Bilinen büyük firmaları takip edebiliyoruz, hoşumuza giden bir şey var. Her firmanın Internet sitesinde "problemler ve çözüm yolları" adı altında bir takım sayfalar var. Burada çok ciddi bir bilgi birikimive bilgi paylaşımı var. Bu bilginin değerinin ustalar tarafından da algılanması gerekiyor. Her şeyin başı eğitimden geçiyor.Türkiye'de markayla çıkmış hiçbir firma kalitesiz ürün üretme riskini göze alamaz. SADIKÖZKAN Yalıtım Dergisi Yayın Yönetmeni Genelde firmaların sıkıntısı ustaların eğitimi, bilgilendirilmesi doğrultusunda... Ancak yıllarca şantiyecilik yapmış bir kişi olarak da şunun eksikliğini çok görüyorum. Evet ustalar bir çok şeye karar veriyor ve tüketiciyi genelde ustalar yönlendiriyor. Yapılmakta olan ciddi şantiyeler mutlaka mühendislik veya mimarlık diplomasına sahip kişiler tarafından yönetiliyor. Fakat bu insanların da diğer konularda bir takım eksikliklerini görüyoruz. Hatta Maslak'taki plazaların proje müdürlüğünü yapan insanların bile yalıtımda çok basit bir takım ilkeleri bilmediğini görüyoruz. Aynı şekilde herkes tarafından çok yaygın olarak kullanılan boya konusunda da şantiye yöneten insanların oldukça yetersiz olduklarını göz önüne almak gerekiyor. Mesela, yalıtım sektöründe bu tip insanlara, bence çok yetersiz boyutta kalmakla beraber, seminerler uyguluyorlar, biz de Yalıtım dergisi olarak bu firmalarla üniversitelere gidiyoruz, katılımda bulunuyoruz, destek sağlıyoruz... Bu anlamda şantiyelerdeki teknik personelin ticari kaygılardan çok uzak bir takım prensipleri de ön plana çıkartır tarzda eğitilmeleri gerekiyor. Aksi takdirde sadece piyasadaki boyacıları eğitirsek, o insanlara anlatacağımız 100 kelimeden bir tanesi akıllarında kalacağından yeteri kadar aşama katedemeyeceğiz. Oysa o işi yaptırmak zorunda kalan o işin sorumluluğunu üstlenen teknik insanların eğitimine daha fazla ağırlık verilirse daha fazla yol alınacağı düşüncesindeyim. Boya sektöründeki yetişmiş usta eksikliği tüm inşaat sektörünün ortak problemi. Şantiyeciliğe başladığım ilk günden beri rahatsızlığını duyduğum bir şey var, ve kafamda şöyle bir ütopya oluşturdum. Bir gün çok param olursa orada kalıpçı yetiştireceğim, fayansçı yetiştireceğim ama işi hiç bilmeyenin-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=