dosya cek boya, olabilecek en kötü boya dahi olsa bir - iki yılda hemen bu hasarları veremez... Cephenin hasar görebilmesi veya deforme olabilmesi mutlaka uygulandığı yüzeyle alakalıdır. İkincisi, çok kaliteli bir dış cephe boyası uygulasanız da, boya çatlayabilir,alttaki yüzey eğer tam uygun niteliklerde hazırlanmadıysa ya da gerek sismik gerek binanın oturmalarından dolayı da ufak tefek hareketlenmeler varsa bu gibi şeyler yaşanabilir... Bazı boya türlerine bazı hammaddeler katarak elastikiyet kazandırabilirsiniz, ama bunlar milim mertebesindeki hareketlerdir. Dolayısıyla o cephede öyle ya da böyle bir çatlama olacaktır. Boyanın kalitesiyle doğrudan orantılı değil bu olay, evet boyanın içindeki bağlayıcı oranını düşürüp dolguyu arttırırsanız elastikiyeti azalır ve çatlar. Ama bir yapıda içeride oluşabilecek nemin, suyun kaynağı eğer hala o dış cephedeki çatlak olarak algılanıyorsa, biz bu sektördeki kişiler olarak ciddi bir eğitim eksiğimizin olduğunu söylememiz gerekiyor. Yapı fiziği kurallarını herkes gözardı ediyor. Yapı kabuğunu nasıl koruyacağız? .. Burada amaç, yapı kabuğunun korunması değil, ilk önce yapının doğru bir şekilde biçimlendirilmesigerekiyor. Bizim buradaki asıl problemimiz ısı yalıtımı, su problemi bile değil. Isı yalıtım eksiğinin neden olduğu nem, yoğuşma kondensasyonunu neden göz ardı ediyoruz?.. Bir çok tüketici bize "evimdenem, küf var, buna ne yapacağız" diye geliyor. "Bakın" diyoruz "sizin cepheniz su mu alıyor?". Gidip bakıyoruz, dış cephenin boyası biraz deforme olmuş, su emmesi biraz da yüksek olabilir, ama o boyanın niteliği, içeride olacak hasarı o boyuta çıkarabilecek güçte ve yetenekte değil. En büyük problem bu ve bu problem Türkiye'de had safhada... 2000 yılında kabul edilen TS 825 çok net bir şekilde uygulanmalı, 2000 öncesi yapılan hemen hemen bütün yapıların duvarlarında ısı yalıtım eksiği var. Mantolamanın da mucize olmadığını kabul etmeliyiz. Eğer mantolamada da yanlış şeyler yaparsanız, yeni doğmaya başlamış bir pazarı öldürürsünüz. Neden öldürürüz, çünkü mantolamanın maliyeti çok yüksek. Bugün dış cephe boyasının metrekare maliyetini4-5-6 milyona yaparken, mantolamada bahsedilen rakamlar 20 milyon, 25 milyon, 30 milyon liraya kadar çıkıyor... Bu çok ciddi bütçeler gerektiriyor. Önceden bizim yaptığımız hesaplarda nitelikli bir cephe kaplama malzemesinintoplam bina maliyetindeki yeri % 1.5 ile 3 arasında değişirken, mantolamada bu rakam % 5'lere 7'lere çıkabiliyor, bu çok ciddi bir rakam. Bunun harcanması gerektiğini öncelikle insanlara kabul ettirmemiz lazım. Evet devlet kendi ürettirdiği binalarda bunu şart koşuyor. Özel sektördeki bina yapıcıların da artık bunu maliyet unsuru olarak gözetmeleri gerekiyor. Bu olmazsa olmaz bir kural. Yoksa her seferinde "boya kabardı", "boya döküldü" gibi tartışmaları yapar dururuz. Silikonlu boyanın normal akrilik boyadan ne farkı var?. . Yakın zamana kadar silikon bağlayıcılı boya diye bazı firmalar bunu pazarladılar. Silikon bağlayıcı, yapı itibariyle zor ve çok da performansı yüksek bir bağlayıcı değil, klasik boyalardan çok da iyi olan bir malzeme değil. Herkes şu anda akrilik boya imal ediyor, içine katkı olarak silikon katıyor. Bu silikon ne işe yarar?.. İlk iki-üç yıl silikonun su iticiliği hissediliyor. EMİNE ARSLANDOK MarshallDekoratifBoyalar MarkaYöneticisi Silikonlu boya yüzeyi hafiften kayganlaştırıyor ve üzerine düşen yağmur suyunun kaymasını sağlıyor. Ama yağmurun yağma hızı vb. bunların hepsini göz önüne alırsanız, "su almıyor" diyemezsiniz. Ülkemiz, çok farklı iklimleri yaşayan bir coğrafyada bulunuyor... Fiyat unsurunun önemli olduğu günümüzde doğru yere doğru ürünleri önererek, doğru korumaları yaptırmak çok önemli sanırım. Dolayısıyla hepimiz ürünlerimizi doğru tanıtmak ve doğru öğretmek zorundayız ... TUNCER HİÇSÖNMEZ Kaleterasit İş Geliştirme MüdürYrd. Bugün gerçekten Türkiye çapında konut üreten bir çok firmanın ürettiği binalarda ciddi anlamda problemler yaşanıyor. Biraz önce paslanmadan, korozyondan bahsettik. İşin başında öncelikle betonu doğru üretmemiz, donatıyı doğru şekilde yerleştirmemiz gerekiyor. Betonun içindeki donatı iki milim,üç milimkadar dış cepheye yakın olursa bir müddet sonra bunu zaten korumanız mümkün değil, doğal olarak paslanacak, genleşecek, oradan dışarıya sıva da atacak. Bazı firmalara çok güzel bir pazar çıktı buradan. İşte epoksili, şunlu, bunlu bir sürü yöntemle tamir yapılıyor. İşin hep başına geliyoruz. Bir kere doğru biçimde bina üretmeyi öğrenmemiz lazım. Bu hatayı firmalar mı yapıyor? Hayır, bu hatayı yapan kontrol mühendisi ya da demiri döşeyen usta yani uygulama ya da denetleme yeterliliği olmayan kişiler. Eğitime geldik yine. Mutlaka duymuşsunuzdur, Kale Grubu ustaların eğitilmesi ve yetiştirilmesi için çok ciddi bütçeler ayırıyor. Yıllardan beri usta yetiştirme kursları düzenleniyor, yaklaşık 3 aylık kurslar bunlar... Buradaki amaç herhangi bir mesleği olmayan kişileri seramik ustası olarak yetiştirmek. O'na seramik ustası demek yanlış. M.E.B.'nın kurslarını bitirenler hemen usta olamıyor. Usta olabilmek için öncelikle çırak ve kalfa olması ve en sonunda bir sınava girerek ustalık belgesi alması gerekiyor,bu da 5-6 yıllık bir süreyi kapsıyor. Ama bu 5-6 yıllık süre nasıl bir sistematikte YALITIM • HAZiRAN2003 6 7
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=