sadık özkan sodikozkon@dogoyoyin.com editörden Fıstık Çamı Yetiştirmeyi Biliyor musunuz? 1998'den bu yana Koşuyolu'nda yaşıyorum ... Ve fıstık çamı yetiştiriyorum. Bugüne dek yetiştirdiklerim sanırım yüz civarında olmuştur. Yolda yürürken bulduğum çam fıstıklarını toplayıp saksıda büyütmek, sonra onları birilerine vermek ya da götürüp bir yerlere dikmek büyük keyif. Evet yetiştireceğiniz bazı bitkiler gibi çabucak büyümüyorlar. Ama onların kabuğunu çatlatışı, bir şemsiye gibi ilk yapraklarını açışı, ardından yavaş, narin, dikkatli büyüyüşü bambaşka bir güzellik. Bilmeyenler için anlatayım: Ağaçları çok iyi tanımıyorsanız fıstık çamını diğer çamlardan pek ayırt edemezsiniz. Fıstıklarına ise ağacın altında, hemen her mevsim rastlayabilirsiniz. Fıstığının görüntüsü ise kabuğu çatlamamış antepfıstığına benziyor. Kabuğu siyah ya da kahverengi. Kendi denemelerimle öğrendiğim kadarı ile dikeceğiniz fıstıklardan çoğu yeşeriyor. Yalnız sivri kısmını aşağı gelecek şekilde ve toprağa 1-2 cm daldırmanız yeterli. Özellikle dolmalarda ve tatlılarda çam fıstığını sevenlere öneririm. Hayır hayır kendi yetiştirdiğiniz fıstıkları yiyebilmeniz için değil, yediklerinizin bir kısmını yerine koyabilmeniz için ... Bu arada İstanbul, Adalar ve yakın civarda, daha çok kızılçam ağaçlarında yıllardır yavaş yavaş yayılan bir hastalığa da dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Ağacın dallarının uç kısmında bir öbek şeklinde örümcek ağı gibi bir görüntüsü olan bu hastalık, adalardaki ağaçları neredeyse yok edecek düzeye ulaştı. İstanbul ve civarında ise pek dikkat çekmeden yayılıyor. Birkaç ay önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'na gönderdiğim bir e-mailde, ağaçlandırma için gösterdikleri çabanın bir kısmını da mevcutların korunmasına göstermelerini bir vatandaş olarak talep etmiştim. Umarım dikkate alınmıştır. Geçenlerde gittiğim bir sitede apartman girişlerinin önünde çiçek tarhları gördüm. Çiçekler oldukça sağlıklı ve bakımlıydı. Çiçekleri korumak için tarhların dört köşesine budanan iğde dalları daldırılmış ve bir bant çekilmişti. İlginç olan ise bu dalların tüm bina önlerinde yeşermiş olmasıydı. Onların yaşama çabasına saygı duymalıyız, engel olmamalıyız, aksine destek olmalıyız. O sitede yaşayan herkesi kutluyorum. İğdelere saygı duydukları için, ağaçları sevdikleri için, yüzlerce ağacı diktikleri için, o ağaçların yaşama çabasına destek oldukları için. Bilim henüz bu kadar hoyratça kaynaklarını tüketebileceğimiz bir başka dünya keşfetmedi. Ve bir Kızılderili ı
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=