bilimsel bir kısmının tabakalardan geri yansıması sistemin olumsuz yönü olarak gösterilebilmektedir. Emici yüzeye dik düzenlenen saydam yalıtım malzemeleri kapiler veya balpeteği hücrelerden oluşmaktadır. Bu yapıların en önemliavantajı, yansımanın daima emici yüzeye doğru olmasıdır (4). Kapiler ve balpeteği yapıların üretiminde ağırlıklı olarak polimetilmetakrilat (PMMA) ve polikarbonat (PC) kullanılmaktadır. Bunlara ilave olarak camın kullanılması da araştırılmaktadır. Ancak camın ısı iletkenlik katsayısının büyük olması ve hücrelerde yeterince küçük çaplar yapılamaması sebebiyle cam tercih edilmemektedir. Kapiler yapı, çapları l-3mm. arasında olabilen içi boş silindirik hücrelerden oluşmaktadır (Şekil 3.). Hücresel yapıdaki malzemeler ve emici yüzeye dik düzenlenen saydam yalıtım malzemeleri,büyük yansıma kayıpları ve U değerleri açısından birbirleri ile karşılaştırıldıklarında, hücresel yapıdaki malzemelerin daha az geçirgen olduğu görülmektedir. Bununla birlikte hücresel yapıların avantajı, üretim maliyetlerinin düşük olmasıdır. Bu nedenle, hücresel yapılar ticari bir alternatif olarak diğer optik özellikleri değişken saydam yalıtım malzemelerine göre tercih edilmektedir(Şekil 4). Yarı homojen yapıdaki saydam yalıŞekil 3. J(,1piler y,1pı (9). Şekil 4. Hücresel yapılar (9). tım malzemelerinde, iki cam plaka arasındaki hava boşluğuna iletkenliği zayıf homojen bir madde doldurulmaktadır. Homojen ara madde olarak- cam elyafı ve silika aerojel kullanılmaktadır(IO)]. Cam elyafı, çok ince cam liflerin bir araya getirilmesi ile oluşturulmaktadır ve cam liflerin arasında çok küçük hava boşlukları bulunmaktadır (Şekil 3.5.). Cam lifler tek başlarına çok zayıf ısı iletkenidir ve ısının bu lifler boyunca geçirilmesi için, hava boşlukları boyunca taşınması gerekmektedir. Fakat cam liflerin gelişigüzel bir araya gelmesinden dolayı ısı akısı direkt bir yol bulamamakta bu yüzden ısınan hava duvar boyunca dolaylı bir yol çizmektedir. Cam elyafının yalıtım özellikleri bu yola bağlıdır. Eğer sıkıştırılmış ise, yol kısalmakta ve ısı akısı daha hızlı ulaşmaktadır (11). Silika aerojelin en önemli dezavantajı, kırılgan oluşu ve suya karşı dayanıksızlığıdır. Ayrıca, yansıyan ışınların bir bölümünün emici yüzeyden uzaklaşması da başka bir dezavantajıdır. Silika aerojelin kullanışlı bir formda üretilmesi zordur, biraz daha geliştirilmesi gerekmektedir (10). Silika aerojelin görsel saydamlığı hala normal pencere camı ile kıyaslanamamaktadır. Her yerde eşit kalınlıkta olmayan silika aerojel görsel açıdan karışıklığa sebep olmaktadır. Bunun nedeni olarak gözenek ve parçacık ölçülerindeki çeşitliliklerin belirli bir ışık saçılmasına yol açması gösterilebilmektedir (10). Silika aerojelin pencerelerde ve dış duvarlarda kullanımı yaklaşık on yıl önce başlamıştır. Silika aerojel, bugüne kadar küçük ölçekteki testler için, monolitik silika aerojel ve granül silika aerojel olarak iki farklı formda elde edilmektedir. Monolitik silika aerojelin güneş ışınımı geçirgenliği çok yüksektir ve son yıllarda önemli ölçüde geliştirilmiştir. Granül silika aerojel dolgulu cam elemanlar, günışığı uygulamalarında ve pasif sistem olarak işlev gören saydamyalıtılmış dış duvarlarda kullanılmaktadır (Şekil 5.). d =10-30mm d Şekil 5. Granül si/ika aerojel dolgufu camın şematik gösterimi (12). YALITIM• NiSAN 2003 7 3
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=