Yalıtım Dergisi 41. Sayı (Mart-Nisan 2003)

söyleşi man Ytong, BAE'nde bizim de büyük katkılarımızla bir fabrika kurmak üzere anlaşma yaptı. Bu anlaşmanın yapılmasında da bizim çok ciddi katkılarımız oldu. Geçen sene bu anlaşmayı imzaladılar, bu yıl içerisinde gerçekten önemli boyuttaki makine ekipmanlarının Türkiye'de yapımı konusunda yoğun çalışmalar sürüyor. Bize iş yapan imalatçılarla görüşüyoruz, teklifler hazır. Teknoloji transferi de diyebileceğimiz bu çalışma Türkiye'ye de büyük bir itibar ve döviz kazandıracak. Burada özellikle şunu söylemek isterim, kaliteli yapı malzemesinin Türkiye'ye getirilmesi çok önemli bir katkı, bunun yanında bizim 40 yıldır bıkmadan usanmadan uğraştığımız bir konu var: Ti.irkiye'de yapıda kalite bilincini oluşturmak için ticari faaliyetin dışında eğitim faaliyetlerine de çok önem veriyoruz. Hemen her yıl Türkiye'nin bir çok bölgesinde eğitim toplantıları, seminerler ve usta-kalfa kursları düzenliyoruz. İnşaat kalitesinin yükselmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Bir önemli katkı da yalıtımlı bina yapılmasını sağlayarak ülke ekonomisine önemli derecede katkı sağlamak. 40 yılda Ytong ile yapılan binalardaki ısı yalıtımından sağlanan tasarruf 3 milyar doları buluyor. 20 sene önce Ytong ile yapılan bir bina hala ısı yalıtımında büyük tasarruf sağlıyor. Bu çevrenin korunması açısında da çok önemli. YALlTIM: Dünyada böyle bir hesaplama çalışması yapıldı mı, mesela Avrupa genelinde Ytong kullanılan yapılarda Ytong'un kuruluş yılı olan 1929'dan beri ne kadarlık bir tasarruf yapıldığına dair?. . FETHİ HİNGİNAR: Hayır böyle bir çalışma yok, fakat yapılsaydı ilginç olurdu. Ama şunu da belirtmek lazım, özellikle Avrupa'da yalıtımsız yapı yapılmıyor. Bütün yapılarda Ytong kullanıldığını söyleyemeyiz. 6 6 YAUTIM • NiSAN2003 Ama, gelişmiş ülkelerde bütün yapılar yalıtımlı. Avrupa'da 40 cm'den daha aşağı duvar kalınlığı yok Dolayısıyla o bina da ısı yalıtımı sağlıyor ... YALITIM: Ytong'un inşaat sektörüne katkılarından bahsedebilir misiniz?.. FETHİ HİNGİNAR: Ytong iki önemli üstünlüğe sahip, birincisi üretimde kullanılan enerji; örneğin Ytong'un alternatifi dediğimiz tuğlanın üretiminde kullandığı enerji, Ytong'un üretiminde kullanılan enerjinin yaklaşık iki katı. İkinci önemli nokta da tuğlanın yapımında toprak ve kil tabakası gibi yeryüzünün en önemli elemanlarının kullanılıyor olması. Ytong'un ise ana ham maddesi kum, kuvarsit ve kum taşı. .. Yani toprak yüzeyi ile ilgili olmayan, tarımla ilgili olmayan tabakalardan üretiliyor, dolayısıyla üretildiği hammadde açısından da çevreye en az zararı veriyor. Bir başka özelliği de bin metreküp Ytong'un içindeki katı hammadde 200 kilo, yani %20... %80'i hava kabarcığı... Aynı hacimdeki bir tuğlanın ise tamamı hammaddedir. 1 metreküpe 1 metreküp malzeme gerekiyor. Dolayısıyla üretilen malzeme ile bu malzeme için kullanılan doğal kaynaklar arasında Ytong'un lehine çok büyük avantajlar var. YALlTIM: Bir tek nakliyatta dezavantajı var galiba... FETHİ HİNGİNAR: Evet... Bunların dışında Ytong'un spesifik yararları da var tabi ki... Yangın denetimi, yangına olan direnci... Malzemenin yapısı itibariyle 1200-1300dereceye kadar dayanımı olan ve deforme olmayan, etkilenmeyen bir yapısı var. Bundan dolayı da Ytong, Türkiye'deki bazı önemli sanayi kuruluşları ve yapılarında da çok ciddi korumalar yapmış. 1970'li yıllardaki Atatürk Kültür Merkezi yangınında, AKM'ninen hayati olan cihazlarının olduğu bölüm Ytong yangın duvarlarıyla kaplıydı ve orası bu yangından hiç hasar görmedi... YALlTIM: İnşaat sektörünün şu andaki durumu ve geleceği hakkındaki görüşleriniz nelerdir?.. FETHİ HİNGİNAR: Biraz geriye doğru hafızalarımızı tazelersek 1998 yılında başlayan bir ekonomik kriz var ülkemizde. MaliMilat,Vergi Kanunu ile ilgili gereksiz olarak yaratılan bir korku havası ve bundan dolayı da ülkenin krize girme safhası vardı. Vergi ile ilgili düze·nlemelere kesinlikle katılıyoruz, ama yöntem yanlıştı. Panik yaratarak, korku yaratarak vergi alma yöntemi çalışmaz. İnsanları ikna ederek, sistemden kaçırmadan yapmak lazım bu uygulamaları... 1998'de böyle bir duraklama başladı. 1999'un ilk aylarını hatırlıyorum, iktidar değişikliği oldu ve Mali Milat ile ilgili yanlışlar düzeltilmeye başlandı. .. 1999'un 17 Ağustosu'na gelmeden önceki dönemde düzelme emareleri vardı. Fakat 17 Ağustos depremi çok büyük bir darbe vurdu inşaat sektörüne ... Bunun avantajları da vardı, ama bu avantajlar genel olan krizi karşılayacak boyutta değildi. Avantajları arasında, deprem sonrası yapılaşmada devletin yaptığı yaklaşık otuz bin konutun yaklaşık yüzde yetmişinin gazbeton malzemelerle yapılması, özellikle Dünya Bankası'nın yaptırdığı deprem konutlarında mutlaka gazbeton malzemelerin projelere konulma şartını sayabiliriz... Ama Türkiye'nin toplam yapı potansiyeline bakarsanız bunlar çok büyük boyutlu işler değildi. Deprem konusunda söylenecek çok şey var.. . Evlere baktığınız, analiz ettiğiniz zaman bu binaların yıkılmaması zaten beklenemez. Yapı denetim sisteminin devreye girmesiyle ilgili bir takım boşluklar, alınan kararların uygulanamaması, güvensizliğin devam etmesi, deprem korkusunun devam

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=