Yalıtım Dergisi 41. Sayı (Mart-Nisan 2003)

dosya dan sonra fuarcılık Türkiye'de çok iyi yerlere gelecektir, dünyaya da kendini kabul ettirecektir. Bundan 15 sene önce fuarcılık falan yoktu, ama yurtdışına bakarsanız adamlar 100 senedir fuarcı... Fuar kavramı, zaten pazardır; sergileyiciyleziyaretçiyi bir araya getirmektir. TANER YEDİKARDAŞLAR: "Fuar dediğin, potansiyelin, bilgi iletişiminin paylaşıldığı bir platformdur".Fuarları ziyaret eden kişilerin bilgilerini "update" ve "upgrade" ettikleri alandır. Bir kişinin bilgisini tazelemesi veya üst boyuta geçirmesisürecidir. Fuar alanında 1-2 günde aldığın veriyi, sen normal zamanda aylarla alamazsın. Sonuçta bilginin hızlı bir şekilde alındığı bir zaman dilimidir... O kadar konuşacağımız şey var ki. Örneğin niyeAlmanfuar kuruluşları Türkiye'ye gelip buradaki şirketlere ortak oluyorlar?.. Almanlar fuarcılığı gelip Türkler'den mi öğrenmek istiyorlar. CELAL DİLEK: Burada bir pazar ve potansiyel gördükleri için... Bu potansiyeli biz değerlendirememişsek kabahat bizde. TANER YEDİKARDAŞLAR: Demek ki Türkiye'de batılı sermaye sahibinin gördüğü bir pazar var, uzun soluklu... Almanya'daki fuar kuruluşları hepsi eyalet kökenli resmi misyoner kuruluşlardır. Yani devletin, o sektörlerle ilgili görevlendirdikleri kuruluşlar. Sonuçta kendisine en yakın, kendisiyle aynı dili konuşabilecek düzeyde kişileri seçiyor. Demek ki Türkiye'de o kadar çok batılı anlamda çalışan kuruluş var ki, hepsiyle değişik yapılarda bir partnerlikleri var. Demek ki Türkiye'de batılı anlamda bir sürü fuarcı kuruluş var. CELAL DİLEK: Türkiye'de yapılan fuarlara dikkat ettiğiniz zaman eğer yüzde oranına vuracak olursak, ke46 YAUTIM • NiSAN2003 Bizim yayıncılık anlayışımızda pazarlama iletişimi ortamı sunduğumuz sektöriçin yayın ve fuarın iki önemlive birbirini tamamlayamn ecra olduğunun vurgulanması önemlidir. sinlikle şuna eminim ki %50'sinden fazla yabancı firma vardır. Veya yabancı malı sergileyen Türk firması vardır. Niye biz kendi malımızı yurt dışında sergileyemiyoruz. Onu da düşünmeliyiz. TANER YEDİKARDAŞLAR: Sonuçta bu bir süreç... Henüz oluşum sürecindeyiz. İsmail Bey'e dönüyorum şunu söylüyorum ben. Siz bizi niye yalnız bırakıyorsunuz? Yayıncılara diyorum ki bizim vizyonumuzu neden bizimle paylaşmıyorsunuz? .. Bir takımda, bir dişlide, biri aksadığı zaman çok şey aksıyor ... İSMAİL CEYHAN: Doğru, bizim bakış açımız da böyle. Yayıncı olarak, sektör firmasıyla, sektörün fuarcısıyla, sektör dernekleri ile asla birbirimize rakip olan insanlar değiliz. Biz, sektördeki hacmi, katma değeri arttırmak için kendi görevleri olan, kendi sorumlulukları da olan aktörleriz. Bizim bakış açımız da o... Hatta biz yayıncı olarak üzerimize düşen görevleri meslektaşlarımızın da birlikte hareketini sağlayarak yapmaya gayret sarf ediyoruz. Buna bir örnek Sektöre! Yayıncılar Derneği'dir. Bizim yayıncılık anlayışımızda pazarlama iletişimi ortamı sunduğumuz sektör için yayın ve fuarın iki önemli ve birbirini tamamlayan mecra olduğunun vurgulanması önemlidir. Dolayısı ile ben fuarları çok önemsiyorum... Fuarlar da işini iyi yapan yayıncılara hak ettikleri önemi vermelidir diye düşünüyorum. TANER YEDİKARDAŞLAR: Bir fuarın performansı ne ile ilgilidir?.. Herkes der ki "yatırım yok ki fuar olsun". Çok yatırım olduğu zaman, herkes elini sağa sola attığında bir şey buluyor. Ben size çok basit bir örnek vereyim,bir fuarın iyi olup olmayacağını hazırlık aşamasında anlarsınız ... Fuar açılmadan 1-2gün öncesindeki görüntüden her şey çok net anlaşılır. İnsanlardaki umudu görürsünüz, o umut herkese yayılır. Fuarcı ve yayıncının görevi bu pozitif enerjiyi fuarın çok öncesinden belli bir sistem dahilinde yayması ve geliştirmesidir. Sonra o pozitifenerji karşı tarafa geçer, sonra karşı taraftan bize gelmeye başlar ... O "pozitif enerji", insanlar arasındaki olmayan ilişkiyi, ilişki haline getirir. Bu ilişki sonradan ticari bağlantılara dönüşür ... İşte o zaman siz fuar olarak arabulucu oluyorsunuz. Daha fuara gelirken sempatiylegeliyorlar...Amaonu sağlayabilmek için de önce biz ve yayıncılar ilk enerjiyi vermek zorundayız, ondan sonra katılımcı da ziyaretçiyietkiler... Ziyaretçide fısıltı gazetesiyle kendi çevresini geliştirmeye başlar. Sonuçta, ticaretin daralmaya başladığı bir yerde, önce yapılması gereken şey, insanların buluşmasını sağlamaktır... Ondan sonra saklanmış, gizlenmiş projeler ortaya çıkar ... O zaman da, yokluk anında bazı "verimler" çok değerlidir sizin için. Su yokken, yarım bardak su çok değerlidir. İşte o keyfi yaşatıyorsunuz. Günün koşullarında mutlu olmak zorundayız, günün koşullarında maksimum emek göstermek zorundayız. İSMAİL CEYHAN: Değerli konuklar toplantımıza katılarak görüşlerinizi okurlarımızla paylaştığınız için tekrar teşekkür ediyorum. Aktardığınız bilgilerin fuarcılığımızın daha da gelişmesi, daha verimli fuar ortamları hazırlanabilmesi için, fuar katılımcılarına ve ziyaretçilere katkıda bulunduğuna inanıyorum. D

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=