Yalıtım Dergisi 40. Sayı (Ocak-Şubat 2003)

dosya yapmamamız gerekliliğini bir yana bırakın sektör firmalarını da eğitmemiz yönlendirmemiz ve onlara doğru yolu göstermeye devam etmemiz gerekmektedir. Amerika'da bu etik konusu tüm okullarda nasıl ders konusu olarak yer alıyorsa biz de bu konuda mücadeleye devam ederek bunu yaymamız gerekmektedir. BÜLENTÇOLAK: Bizim bir şekilde haksız rekabetle aktif bir mücadele vermemiz gerekiyor. Yasalar da bu anlamda güncellenmeli.Piyasada kesinlikle lekelenmemesi gereken firmalar var. Ama bunun dışında büyük yatırımlar yaparak haksız rekabete soyunan firmalar da var. Bunlar, önlem almadığımızda pazara büyük zarar verecekler.Esas sorun budur. Mücadelemizde başarılı olamadığımızda şu olacak-; Haksız rekabete maruz kalan düzgün firmalar bu kez önlem almak zorunda kalacaklar. Eğitimli çalışan sayısını, personel sayısını azaltacak, eğitim seminerlerini azaltacak, pazarı büyütme çalışmalarını, kamuoyunu bilinçlendirmeye yönelik etkinliklerini, reklamlarını azaltacak. O zaman da pazara haksız rekabeti ilke edinenler hakim olacak. Bu durumda ise hepimiz ve tüm toplum zararlı çıkacak. Yalıtım sektörü şu an büyüme aşamasında, bu yüzden belki kimse pek rahatsız değil. Ama, bu büyüme yavaşladığında ya da durduğunda koşullar çok zorlaşacak. Bu yüzden zaman yitirmeden hızla bu mücadeleye başlamalıyız .. YÜCEL BAĞBAŞI: Ben kuralların gerekliliğini ancak, en önemli etkenin eğitim olduğunu düşünüyorum. Amerika'da yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Bir gün emniyet kemeri takmadan evden çıktım. Az ileride trafik polisini görünce kemerimi taktım. Trafik polisi peşimden gelip durdurarak biraz önce kemerimin takılı olup olmadığını sordu. Orada kişinin beyanı esas olduğu halde onları görünce taktığımı söyledim. Eğitildiğinizde yalan söylememek gerektiğine inanıyorsunuz. Ayrıca büyümekte olan bir pazarda haksız rekabetin de zaten yersiz olduğu inancındayım. Bir örnek vermek istiyorum ; bizim coğrafi koşullar ve nüfus açısından en yakın olduğumuz Fransa'da ısı yalıtım pazarı 20 milyon metreküp civarında, Türkiye'de ise 2-2,5 milyon metreküpten söz ediyoruz. Böyle bir ortamda pazarı genişletmek bütün herkesin yararına. Çabamız bu yönde olmalı. Ayrıca haksız rekabet yapan firmaları dışlamak yerine belki de aramıza alıp onları eğitmeliyiz. Sektör derneklerinde de bu sorunlara yönelik kurullar kurarak, bu kurulların devlet ile koordineli çalışmasını sağlayarak diğer yönden de haksız rekabet ile mücadeleyedevametmeliyiz. SADIKÖZKAN: Üye olduğumuz meslek örgütlerinin diğer etkinlikleri yanında üyelerinin haksız ve/veya yasadışı eylemleri olduğunda uyarı, kınama v.b. girişimleri olabilmeli.Zira yasalar çoğu zaman yeterli ve çözümleyici olamayabiliyor.Etik dediğimizde konu daha bir ahlaki boyut taşıyor, yasaların ötesinde. İSMAİL CEYHAN: Bülent Bey Sika'nın uluslararası bağımsız denetmenlerce denetlendiğini söyledi.Ben kendi işime bakıyorum, bizi kim denetliyor. Kimse diye düşünebilirsiniz. İşte Sika denetleniyorsa benim firmam da denetleniyor. İşin gerçeği bu. Denetim mekanizmaları bir zincir oluşturur. Sadece sizin yasal ve etik kurallara bağlı kalmanız yetmiyor. Sizin tedarikcilerinize de bakıyorlar. Sizin kiminle çalıştığınız da önem kazanıyor. Haksız rekabetin önlenmesi ve etik kuralların iş hayatında hakim kılınması için firmaların ticari faaliyetlerinin de şeffaflaşması ve denetlenebilir olması lazım. MEHMET BAŞİMİ: I<alitenin önemi, firmaların kendi politikaları ve Ar-Ge çalışmaları ötesinde bir kavramdır. Bu bilincin son kullanıcıda oluşması, kaliteye önem verilmesi ve haksız rekabetin azalmasında önemli bir etkendir. Haksız rekabetin önlenmesinde sivil toplum örgütlerinin önemi çok fazladır. Yasalarla desteklenmiş ve yaptırımları olan çalışmaların takibi ve uygulamadaki etkisi kalite bilincinin zorunlu artışına neden olacaktır. Sivil toplum örgütü çalışmasına en iyi örnek, güncel olarak TV'lereverilen yalan reklamı önleme çalışmasıdır. Burada son kullanıcı ilan ve duyurularla bilgilendiriliyor ve uyarılıyor. Bizimde son kullanıcıyı bilgilendirmemizve uyarmamızın gerektiğini düşünüyorum. Ancak firmalarımızın tek tek bununla mücadele etmesinin çok zor olduğu için meslek örgütlerinin bu mücadeleyi vermesi gerektiğini düşünüyorum. BÜLENTÇOLAK: İZODER'in böyle bir yaptırım gücü yok maalesef.Yön etimde olduğum için söylüyorum. Biz dernek olarak bir firmanın etik dışı davranışını tespit etsek ve bunu basın yoluylailan etsek. O firmabizi mahkemeye verse belki de haklı çıkar. Bence bizim öncelikle bu konuda "haksız rekabet" konusunda kamuoyu oluşturmamız lazım. Bunu da Yalıtım dergisinin gündeme getirmesi ile bu dergide konuşup, yazarak diğer yayınlarda bu konunun yer almasını sağlayarak, derneğimizde gündeme getirilmesini sağlayarak yapmamız lazım. SADIK ÖZKAN: Dergi olarak çok önemsediğimiz "haksız rekabet ve meslek etiği" konulu yılın ilk sayısının içeriğine yönelik düzenlediğimiz toplantıya katıldığınız için hepinize teşekkür ediyoruz. Son olarak bir noktayı eklemek istiyorum; Yalıtım Dergisi İZODER'in bu konuda atacağı her adımın destekcisi olacaktır. Hatta duyurularını, bu konudaki ilanlarını da bila bedel yayınlamaya hazırız. 11 YALITIM• ŞUBAT 2003 3 5

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=