Yalıtım Dergisi 40. Sayı (Ocak-Şubat 2003)

dosya mez. Ama bunu önemsemeyenler var. Her şeyi göze alanlar da var bu sektörde. YÜCEL BAĞBAŞI: İşin kötü yanı ülkemizde bu tür etik olmayan davranışlarda bulunan kişiler takdir de ediliyor. Ciddi bir yozlaşma var. Örneğin bize talepler gelmektedir. Bayimiz diğer firma bayisi ile rekabet edebilmek için faturasız mal istiyor. Bunun mümkün olmadığını, etik olmadığını anlattığınızda ise size "bak öteki firma bunu yapabiliyorbecerebiliyor" şeklinde cevaplar veriyor ve onu takdir ediyor. Hortumcuların alkışlanması gibi.Tabii ki burada ülkemizde ki kanunların sanayiciye çok ağır yükler getirdiğine de değinmek lazım. Bugün İsviçre' de kurumlar vergisi % 6-7 civarındayken bu oran ülkemizde % 30'lann üzerindedir. Ayrıca ülkemiz İstihdam maliyetinin en yüksek olduğu ülkelerden biridir, bu da firmaları usulsüzlüğe, sigortasız işci çalıştırmaya itebilmektedir. Sebeblerin bir çoğunun altında ülkemizin ekonomik durumu bir etken gibi gözükse de bütün bunlar hiçbir şekilde haksız rekabet yaratmak için bir bahane teşkil etmemelidir. SADIKÖZKAN: Sektörümüzde bir üst kurumumuz var ve bu yapıya yani İZODER'e üye pek çok firma var. Bunların bir kısmı uygulama yapıyor, bir kısmı üretim yapıyor, bir kısmı sadece satış yapıyor. Bence öncelikle pazarda satılan tüm ürünlerin standartları oluşturulmalı ve ürünlerin bu standartlara uygunluğu belgelenmeli. Zira, İZODER üyeleri içinde de sertifikası olmayan ürünlerin olduğunu düşünüyorum. Az önce Bülent Bey proje gruplarının ve şartname oluşturanların sağlıklı şartnameler oluşturması gerektiğini belirtti. Oysa, şunu da görüyoruz bu kesim de yanlış bilgilendirilerek belirli ürünlere yönlendirilebiliyor.Bu anlamda proje gruplarına ve karar merciindeki kesime objektif bilgilen34 YALITIM• ŞUBAT 2003 dirmeye yönelik eğitim çalışmalarına yönelmeliyiz. YÜCEL BAĞBAŞI: Kesinlikle katılıyorum. Siz bana haksız rekabet politikası ile kısa vadeli bakışla belirli bir yere gelmiş, istikrarlı bir büyüme gösteren bir tane firma gösteremezsiniz. Avrupa Birliğine girmeyi düşündüğümüz şu dönemde eğitimle, Ar-Ge çalışmaları ile farklı rekabet yöntemleri ile kendimizi AB'ye hazırlarken haksız rekabeti ve etiği tartışıyoruz. Oysa bizi bekleyen çok daha önemli konular var. Diğer taraftan dünyada pek çok konuda rekabet edebilen firmalarımız var. Bu fir. malar kendini geliştirerek, eğiterek, pazarı büyüterek, bilinçlendirerek bu tür sorunları aşmış durumdalar. Bizim de yapmamız gereken şeyler bellidir,önemli olan bunu kabul ederek başlamak. BÜLENTÇOLAK: İZODER'le ilgili az önce geçen konu hakkında bilgi vermek istiyorum. İZODER tüzüğü gereği derneğe üye olan üretici fir. maların mutlaka TSE veya ISO belgesi almış olmaları gerekiyor. Satıcıların ise bu belgelere sahip firmaların bayisi olmaları gerekiyor. Benzer şartlar uygulamacılar için de geçerli. Ben 3-4 yıldır yönetimdeyim. Kesinlikle standart dışı üretim yapan fir. ma yok diyorum. Ama haksız rekabet konusunda bu kadar net bir savunma yapamam. Biz haksız rekabeti yaratan kişi ve kuruluşlara eğitim vermeli onları bilinçlendirmeliyiz. Talep yaratılmazsa haksız rekabet de ortadan kalkar. Bu toplumun en alt kademesinden başlamalı. Faturasız mal satanlardan mal almamalıyız. Burada toplum olarak hepimiz kaybederiz. Örneğin devalüasyon olduğunda belki belirli kişi veya kesimler kazançlı çıktılar ama, toplum olarak zararlı çıktık. Yücel Beyin söylediği gibi belki haksız rekabet yapanlarla aynı masalarda oturuyoruz. Bunu yapmamalıyız. Ayrıca haksız rekabet yatırımcının da yatırım yapmasını hatta yabancı sermayenin girişini de önlüyor. Kendi firmamdan bir örnek vermek istiyorum. Bizim firmamız her yıl bağımsız denetim firması tarafından denetlenir. A' dan Z' ye fir. manın iskeletini çıkarır. Malzemenin satış fiyatını, maliyetini, faturasını, çeklerin vadesini, hatta siparişin giriş şekline kadar. Böyle bir ortamda faturasız mal satabilir misiniz?Bu İsviçre Sika'nın tüm dünyadaki uygulamasıdır. Bu yöntem Türkiye'deki tüm firmalarda uygulansa ve ağır cezalar konulsa kimse haksız rekabet de yapmaz. YÜCEL BAĞBAŞI: Bu tür haksız rekabet girişimleri denetlemeler olmasa da yapılmamalı. Bizim gibi yapmayan firmalarda mevcut. Nasıl bizim firmamızın felsefesine aykırıysa, fir. malarının etik anlayışına ters düştüğü için bırakın yapmayı bu konuyu kabullenemeyen firmalar da mevcuttur. Çünkü bunu yapmaya başladığınızda belki anlık kazançlarınız olabilir, belki de günü kurtarıyorsunuzdur. Ancak gerçekte kaybetmeye başlamışsınızdır. Biz dünyanın dört bir yanında çok sayıda ülkeye ihracat yapıyoruz. Bunu da ISO belgemizle, ürünlerimizin sertifikaları ile firma politikamızla başarıyoruz. Bu noktada atacağınız en küçük bir yanlış adım tüm başarınızı ortadan kaldıracaktır. Türkiye' de öyle firmalar var ki bırakın raporları sertifikaları broşüründeki ve teknik dökümanlarındaki belirttiği değerlere uymuyorlar sonrada yalıtım konusunda önde gelen firmalarından olduğunu savunuyorlar. Sika'dan söz ettiniz. Sizin burada yapacağınız en küçük bir yanlış tüm dünya Sika'larının olumsuz etkilenmesine neden olacaktır. Elbette Sika buna izin vermez. Bu bizim için de aynı. Endenozya'da, Amerika'da, Singapur'da en son Kanada'da bu ürünleri satabiliyorsakbizim etik kurallara aykırı davranmamamız, haksız rekabet

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=