Yalıtım Dergisi 37. Sayı (Temmuz-Ağustos 2002)

sadık özkan sadikazkan@dagayayin.com editörden Hüseyin'i eğitim bakanı yapsak! .. Geçtiğimiz hafta kontrollük yaptığım bir şantiyeden dönerken fayans ustası Hüseyin' i arabama aldım. Hüseyin, şantiyede taşeron olarak çalışıyor. Ülkenin durumu, ekonomi, seçim gibi genel değerlendirmeleri yaptıktan sonra sıra Hüseyin' in işlerine geldi. Piyasanın bozukluğundan, işlerin azlığından ve fiyatların düşüklüğünden dert yanıktan sonra: "Fiyatların düşüklüğü, işin azlığı kadar işi bilmeyen ama ben ustayım diyenlerden de kaynaklanıyor. Adam işi hakkını vererek yapmadığı için benim yaptığımdan fazla metraj çıkarıyor. O zaman da daha düşük fiyatla iş alabiliyor. Ya da benim düz işçi olarak çalıştırdığım kalitede insanları düşük fiyatla usta olarak çalıştırıyor. Yapılan iş sonuçta kalitesiz oluyor ama biz de işi alamamış oluyoruz" dedi. Ben kendisini dinlemeye devam ederken o: "eskiden Köy Enstitüleri varmış, insanlara meslek edindirirlermiş, niye şimdi uygulanmıyor" diye dert yandı. Benim yalıtımla ilgili olduğumu da bildiği için yorumlarını bizim sektöre de kaydırarak: "Hadi benim döşediğim fayansta hata yaparsam çok çok sökülür yenisi yapılır, ya bir binanın temelinde su yalıtımında hata yapılırsa, o binanın içindekiler, binanın kendisi zarar görmez mi, daha sonra nasıl düzeltilir bu" diye sordu. Anlaşılan o ki kendisi mesleği ile ilgili bir eğitim almamış da olsa inşaat sektöründeki genel eğitim yetersizliğinden dertli. Ben de eğitim politikalarını belirleyenler, bu politikaların oluşturulmasında etkili olanlar neden bir Hüseyin Usta kadar olamazlar diye düşündüm. İnşaat sektörünün tüm kollarında olduğundan belki de daha fazla Yalıtım Sektörü' nün eğitimli, kalifiye insan eksikliği bulunuyor. Bu eksikliği gidermenin öncelikli yolu ise sektördeki kurum ve kuruluşların en azından yılın belirli dönemlerinde kurs niteliğinde eğitim çalışmaları düzenlemeleridir. Özellikle ölü sezon sayılabilecek kış aylarında bu tür etkinlikler katılım açısından daha da verimli olacaktır. Bu eğitim çalışmalarında kapsam geniş tutularak salt bir ürünün uygulaması değil yalıtımın yapılmamasının ya da yanlış yapılmasının sonuçları da .l katılımcılara anlatılarak hatalı uygulamalardan örnekler de verilmelidir. İnşaat ve Yalıtım sektörlerindeki kalifiye eleman açığını giderebilmenin en sağlıklı yolu ise kuşkusuz konunun eğitim politikası boyutunda ele alınarak bu görevi mevcut ya da oluşturulacak eğitim kurumlarına vererek standart bir müfredat ve mantıkla çözümlenmesi olmalıdır. Türkiye gibi genç nüfus ve işsizlik oranının yüksek, yapılaşmanın yoğun ve inşaat sektörünün yurt

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=