Yalıtım Dergisi 35. Sayı (Mart-Nisan 2002)

dosya Orada bir sorun olmuyor.Amatasarım aşamasını bırakın uygulama projesi bitmiş bizimönümüze getirilirse bizim çabamız yersiz oluyor. İşveren hesabını yapmış keşiflerini çıkarmış, parasını ayırmış. VolkanDikmen: 5 yıldır bu sektörün içindeyim, yaşadığımız sorunları şöyle sıralayabilirim. Kalınlık, malzeme seçimi ki çok da bilinçli yapıldığını düşünmüyorum,işletme süresinin planlanamaması. Türkiye'de üretilen sanayide kullanılan yalıtım malzemelerine bakacak olursak en çok sanayi şiltesi denilen camyününün kullanıldığını görürüz. Bu malzeme aslında 5 cm üretilebilmesine rağmen lem e kadar indiriliyor.Bu konuda farklı bir örnek vereyim, bundan 2 yıl önce Kırıkkale TÜPRAŞ'da çok büyük vanalarda vana ceketi dikiyorduk.Tesisat 400-450 derecelerde çalışıyor. Vanaların yalıtılmaması çok büyük enerji kaybına neden oluyor. Bu vanaların 24 saat çalışmasına göre ısı kaybı o zamanki hesaplarımıza göre 3 dolardı. Vana ceketleri kendini 1-1.5 ay gibi bir sürede amorti edebiliyordu. Bu yalıtımı yaparak biz oradan iyi para kazandık ama onlarda iyi para kazandılar. İki yıl öncesine kadar mekanik tesisatlarda deprem koruması düşünülmezdi, artık bu konuda da istekler geliyor. Büyük papılar depremlerde sütrüktürel olarak zarar görmese de tesisat zarar görebiliyor. Örnek olarak VolkanDikmen Hong Kong depreminde ortaya çıkan 30 milyon dolarlık zararın 22 milyon doları mekanik tesisattan kaynaklanmış. En büyük sorunumuz ise bina kodlarının devamlı değiştirilmemesi. Amerikalılar 3 yılda bir kodları yeniliyorlar. Soğuk hatların doğru yalıtımıyla ilgilide çarpıcı bir örnek vermek isterim, gerçi endüstri tesisi değil ama geçen hafta yaşadığım bir örnek; İstanbul'da 8 yıl önce yapılmış 30 katlı çok modern bir binada, soğutma tesisatında cam yünü kullanıldığı için boru ve vanaların çevresinde korozyon oluştuğu için bütün tesisat değişecek. Korozif etkisi olan klor içeren yalıtım malzemelerin soğutma tesisatında kullanılmaması gerekiyor. Çok daha modern kauçuk köpüğü gibi gözenekli malzemelervar. TuncayAyhan: Yalıtım her şeyden önce toplumsal gelişimle çok ilgili. Toplumsal gelişime paralel olarak davranışlarımız da değişiyor. Dünyadaki değişimlerden etkilendiğimiz oranda bakışımızda değişecek. Bireysel olarak insanların soyutlama yeteneği matematiksel düşünebilme yeteneği ne kadar artarsa daha sonra elde edebileceği faydayı bu günden planlayabilmek ile ilgili bir düşünce olduğu için konuya bakışıda değişiyor. En uzun vadeli planı 6 ay olan bir durumda olduğumuz için daha uzun vadeli plan yapmak işimize gelmiyor. O nedenle daha uzun vadede kazanacaklarımız için şimdiden para harcamak çok da cazip gelmiyor. O yüzden bize düşen görev bunun sümilasyonunu yapmak. Binaları yalıtımsız yada yalıtımlı ne tür davranışlar göstereceğinin bir senaryosunu oluşturarak işletmecilere göstermemiz gerekiyor. Endüstriyel yalıtımda bu çok daha önemli hale geliyor. Çünkü endüstriyel tesisat sistemlerinde kullanılan tesisat sıcaklıkları normal konfor sıcaklıklarına göre çok daha yüksek. 200 dereTuncay Ayhan celere ulaşan sıcaklıkların olduğu endüstri tesislerinde yalıtım çok daha önemli. Çünkü enerji tasarrufu çok daha önem kazanıyor. Ancak burada da şöyle bir eksiklik görüyorum, projelerde, şartnamelerde yalıtım kalınlıkları alışkanlıklarla ve eğilimlerle belirleniyor. Madem ki biz bir pompayı kaç metre küp basmalı diye hesap ediyoruz, o zaman 250 derece bir akışkan taşıyan bir boruyu da hangi tür malzeme ile ve gerçektende kaç milimetre kalınlığında bir yalıtım malzemesiyle yalıtmamız gerektiğini o projeye özel olarak hesaplamamız gerekiyor. Şablon olarak kullanılabilen bir kalınlık tablosuna ben karşıyım açıkçası. Her projeye özgü yalıtım hesabının yapılması gerektiğine inanıyorum. Sadık Özkan: Yalıtım tasarımcı boyutuyla Türkiye'de yeterli bir boyuta ulaşmış değil. Endüstriyel tesisleri tasarlayan yada onlara müşavirlik hizmeti veren firmalar, yetkinleşmiş değil. Belli kalıplar ve alışkanlıklar içinde kalarak çalışılıyor. Bu anlamda tasarımcıların daha bilgilive ilgili olabilmeleri gerekiyor. Öncelikle Üniversitelerimizin Mimarlık Fakülteleri ders programlarını gözden geçirip artık yalıtıma bir uzmanlık bilgisi olarak görüp, hak ettiği yeri vermelerini bekliyoruz. Sanayicilerimizden de mimari tasarım yapanlara değer vermesini, proje çizimini zul olarak görmemelerini istiyoruz. YALITIM• NiSAN 2002 2 3

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=