Yalıtım Dergisi 35. Sayı (Mart-Nisan 2002)

dosya ki 100.000 m2 kapalı alanı olan Bosch enjektör fabrikasına bir teknik gezi yaptık. O gezinin asıl konusu tesisattaki enerji tasarrufu idi. Gezi sonrası toplantıda bina ile ilgili de biraz konuşalım istedim. Yetkililere sorduk; binalarınız hafif görünüyor, nedir yalıtım kalınlıkları dedik. Bizim bütün yapılarımızda yan sandviç panellerimizin içinde yoğunluğu 150 kg/m3 olan kaya yünü vardır. Çatımızda ise yine aynı yoğunlukta 12 cm kaya yünü vardır dediler. Pekiyi biraz da doğramalarınızdan söz edin dedik, yoğun bir şekilde yerli malzeme kullanılan tesisin alüminyum kaplaması da Çuhadaroğlu fakat, 4 halkalı ısı köprüsü olanından kullanılmış. Ben bu özelliği konfor binalarında bile görmedim. Arkasından cam ile ilgili bilgiler aldık. Bütün fabrika camları Şişecam' ın ürettiği Konfor-S camı dediğimiz camlardı. Yetmemiş, bütün fabrika binalarının çevresinde konstrüktiv olarak güneş kırıcılar koymuşlar, yetmemiş, ayrıca bütün pencere açıklıklarında dıştan kanatlı jaluzi güneş kırıcı olarak tekrar kullanılmış, demek istediğim bir yabancı yatırımcı planlaması ile bir Türk endüstriyel yapı planlamasına baktığımızda arada hala mantık farkının olduğunu görüyoruz. Ben bir mekanik uygulamacı olarak yatırımcılara olabildiğince Konfor-S camını kullandırmak için, hesaplarını Şişecam'da ki çok değerli ağabeyimiz Yücel Akyürek'in katkıları ile yaparak enerji tasarrufu için gerekli olduğunu kanıtlayarak ikna etmeye çalışıyorum. Kamu binalarında ise enerji tasarrufu açısından % 70'lere varan çok büyük kayıpların olduğunu biliyoruz. Cezmi Yalım: Bizim gibi inşaat sektörüne ürün sunan firmalar için, endüstriyel tesis demek büyük yatırımcı grupların yaptırdığı üretim için kullanılacakları tesisler demektir. Endüstriyel tesislerin % 90'ı sandviç 2 2 YALITIM• NiSAN 2002 Cezmi Yalım panellerle kaplanıyor. Sandviç panel hem bir örtü malzemesi, hem de ısı yalıtımı olan bir malzeme. Büyük yatırımlarda sorunlar minimize edilmiş durumda, özellikle yabancı yatırımcılar ısı yalıtımı konusunda çok hassaslar ve ince hesaplar sonucu oluşturdukları projeleri bize getiriyorlar. Ama genelde yerli projelerde kalınlık artıkça maliyette artığından kalınlıklar göz ardı ediliyor. Biz bir üretici firma olarak bu duruma olabildiğince müdahale etmeye çalışıyoruz. Parayı harcayacak olan karşımızdaki yatırımcı direttiği zaman fazla ısrarcı olamıyoruz, neticede biz de bir sanayici olarak ürettiğimiz ürünü satmak zorundayız. Ama yinede kalınlıklar son yıllarda3-4 cm'- den 5-6 cm'lere geldi. Daha önceleri biz 8 cm'in lafını bile edemezdik. Fakat geçen yıl hatırı sayılır derecede bir 8 cm'lik satışımız oldu. Kamu yatırımlarında bu söz konusu değil. Çünkü devlet parayı çok minimal harcıyor ve geçerli kalınlıklar neyse sadece onu istiyor. Yaptığı yatırımın değerini bilen sanayici gerçek kalınlıktaki paneli alıyor. Enerji üretim tesislerine biz çatı ve cephe kaplama malzemesi veriyoruz. Onlarda dış bağlantılı yatırımlar olduğu için ısı ve ses yalıtımına önem veriyorlar. Tabii poliüretan malzeme ses yalıtımında birinci malzeme değildir. Ama kalınlıkla o malzemeyi istenen ses yalıtımını sağlayacak düzeyde paneli üretebiliyoruz. Isı yalıtımının ön planda olduğu bir de soğuk hava deposu panelleri var. Bunlar tamamen birer yapı elemanı olarak kabul ediliyor çünkü taşıyıcı özelliği var. Soğuk odaları tamamen panellerden yapıyoruz. Taşıyamayacak açıklıklarda uygulandığı zaman da bunları asmak suretiyle taşıtarak binayı panellerden oluşturuyoruz. Bu binalarda - 49 derecelerde ısıların korunması söz konusu olabiliyor, 1 derece bile toleransı yok. O nedenle bu binalarda 20 cm kalınlıkta sandviç panelleri kullanıyoruz. Recep Yıldız: Cezmi Bey, müşteriyi kalınlıklarla ilgili her zaman ikna etmek mümkün olmuyor dedi. Tabii bu ilk yatırım için geçerli. Burada görev birazda uygulama öncesinde tasarım aşamasında bina kabuğunu oluşturan mimarlara düşüyor. Türkiye'de binalar ısı, ses ve su yalıtımına karşılık yeterince detaylandırılıp projeler oluşturulmuyor. Örneğin enerji sümilasyon programı kullanan bir mimari büro ben şimdiye kadar hiç görmedim. Mekanik büroları bu programı kullanıp bazı hesapları ortaya döküp geri döndüklerinde iş verenden senin ne işine, tasarımcı ne çizmişse onu uygula sözünü duymak zorunda kalıyor. Bu arada uygulama aşamasında panel kalınlıklarının değiştirilmesinin zorluklarını kendileri de biliyorlardır biz de biliyoruz. O zaman ana sorun nereden kaynaklanıyor diye düşündüğümüzde görüyoruz ki sorun müşavirlik firmalarından kaynaklanıyor. Türkiye' de mimarı tasarım, mekanik, elektrik bir bütün olarak bünyesinde tutan mimari projeleri yaptıran batıda olduğu gibi müşavirlik firmaları olmak zorunda. Eğer Türkiye'de şu an olduğu gibi iş veren her grubu ayrı ayrı karşısına alıp ezerse sonuçta böyle olur. Cezmi Yalım: Bize tasarım aşamasında fikir danışan projeciler de oluyor.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=