Yalıtım Dergisi 33. Sayı (Kasım-Aralık 2001)

açık sa fa Ekonomik Krizler ve Yalıtım Sektörü Uğur BOZ Haydar Boz Yalıtım Bilindiği üzere ülkemiz, !(asını 2000 ve Şubat 2001 aylarında tüm sektörleri derinden yaralayan hatta bazılarının hemenhemenyok olmasına nedenolan,ekonomikvurgunlarla şoke olmuştur. Hepimizin yaşadığı bu şoklar bir süre daha etkisini devam ettireceğe benzemektedir.Yaklaşık bir yıldır süren bu süreçiçerisindetüm sektörler,tüm yetkililerve bilim adanılan birçokneden sayarakbu durumumercek altına aldılar. Kiminegörekrizlerinnedeni siyasi,kiminegörefinanssektörününhataları, kiminegöre ise beceriksizyöneticiler. Bunların tümüne kısmen veya tamamen katılmamak bizce de olanaksız. Ancakbize göre, gözardı edilençok önemlibir unsur daha var.Tasarrufgüdüsü eksikliği ve olmayan kaynakların harcanması. Toplumlar,tasamıf yaptıkları ve ellerindekimevcutkaynakları en programlı, planlı şekilde harcadıkları sürece refaha kavuşurlar. Tabi bu işlemleri aslında toplumları oluşturan bireyleryaparlar.Tasarruf yapılmayan, eldeki kaynakların hesapsızca harcandığı ortamlardan, yalnızca gününbirindehalkaların bir tekinin dahi kırıldığı zamanlarda çok büyük hüsranlarlasonuçlaran saadet zincirleri oluşur. Ekonomik açıdan gelişmiş ülkelere bakıldığında, hemenhepsindebireyin ve dolayısıyla toplumunöncesermaye birikimi sağlamak, dış kaynak ihtiyacını en aza indirgemek amacıyla tasarruf yaptıkları bunun sonucundaise ekonomikve sosyal refahı yakaladıkları görülmektedir. Bu ise ekonomik bağımsızlığı getirmektedir. Ülkemizdeise bireyintasarrufgüdüsünün gelişmemesi, onu elindekini ve hatta henüz eline dahi geçmeyen(kredi kartı, düşük faizlitüketici.otomobil,konut kredisi gibi)araçlarla, elindeymiş gibi görüp gelecekte kazanıp kazanamayacağı belli dahi olmayangelirlerini hesapsızca harcamaya 46 YALITIM• ARALIK 2001 yöneltmiş birdenbire bir saadetzincirlerinin halkası haline getirmiştir. Tüm gelişnı ekonomilerdede kullanılan bu araçlaratabiiki karşı değiliz ancak doğru ve hesaplı kullanılması gerektiğini söylemekteyiz. Maalesefülkemizdebireyseltasarruf yapılmamış, gerekkamugerekseözelsektörde hiçbir şekilde sermayebirikimi sağlanmamış ve dolayısıyla ekonomik bağımsızlık elde edilememiştir. Dışa bağımlılık öylesine artmıştır ki, özel veya kamu bankalarına sağlanan devlet güvenceli sendikasyon kredileri yalnızca, genebu kredileri sağlayan konsorsiyumülkelerinin ürettiği araçlara ve eşyalara yönelik düşük faizli,krediler şeklinde ülkemiz insanına kullandırılmıştır. Busuretlebu ülkelerkendiaraçve eşyalarıııı (otomobil,beyaz eşya vs.) ülkemize satmışlar verdiklerikredileriöncebir kez geri almışlardır. TürkiyeCumhuriyeti devletiningüvencesindekaina parave faiz alacakları ise halen baki kalmış ve vadelerinde onları da almışlardır. Söz konusu araç-gereçlerinyedek parçası ve servisiile ilgili yapacakları satışlar ise, işin kaymağı olmuştur. Yaniözetleekonomik bağımsızlığın olmaması sonucubu ülkeler1 koyup 3 almışlardır. Budurumsonucundaisezaten az olanekonomiközgürlükiyicekötü duruma gelmiş yeni dış kaynaklarla çıkış yolu aranmış ve ülkemizin geleceği iyiden iyiyeipotek altına alınmıştır. Üzülerekifade etmeliyizki hiçbirsendikasyonkredisi ülkemizdeenerjitasarrufu alanında tüketiciye yalıtım kredisi şeklinde yöneltilmemiştir. Bununsuçunu yalnız bu kredileriveren ülkelereyüklemeninde haksızlık olacağı kanısındayız. - Bu ülkeninhiç mikendi kaynağı olmadı. Hiçmi ülkeyegeri dönüşü son derece hızlı ve garanti olan yalıtım kredisi için kaynak bulunamazdı? Buamacayönelikverilecek"mevcutbinalara yalıtım kredisi"nin kaynağı, kendi öz kaynaklarımızla sağlanıp, enerji konusundaki dışa bağımlılığımız azaltılamaz mıydı? İnsanlara bu konuda daha etkin ve açıklayıcı kampanyalar yapılamaz mıydı? - Bırakın ilköğretim lise seviyelerine, üniversitelerimizdbeu konu ile ilgili en azından, bir ders konamaz,bir ana bilim dalı başkanlığı kurulamaz mıydı? Kendi öz kaynağımız ile oluşturulan bir GAPprojesibenzeribir çalışma ile getirisiondan kat be kat fazlaolan "mevcut binaların yalıtımı projesi"içinkaynakyaratılıp, en sağlam kredi borçlusuolarak taııımlayacağımız apartmansakinlerive yöneticilerinebu kredi sağlanamaz mıydı? Özetle; Yukarıda sorduğumuz soruların yanıtlarının "Evet" olması halinde; Bireylerinenerjiye harcadıkları pazarın tasarruf edilmesiylesermaye birikimleri, öz kaynakları artacaktır. Bireylerindurumu topluma yansıyıp sağlam ekenomik yapılar oluşacaktır. Dış bağımlılığımız, gerek birey gerek toplumolarak azalacaktır. - Çevremizdaha az kirlenecekgelecek nesilleredaha temizve bozulmamış olarak aktarılacaktır. Dünyanın kıt olan ve gelecektebüyük paylaşım problemlerinekonu olacakkaynakları daha az kullanılmış olacaktır. - Yalıtım sektöründe iş yapangereküretici gerek satıcı gerekse uygulayıcı firmaların kapasiteleri, kullandıkları iş güçleriartacaktır. Yaşanan krizleritüm diğer incelemelerharicindebir yalıtınıcının gözüylegörmenizi sağlamak istedik.Bizce çıkış yollarının bir tanesi hatta en önemlilerindenbir tanesi yalıtım yapmaksuretiyle sağlanan tasarruftur ve ülkemizdebunu yapmakiçingeçkalınmış ancak bu fırsat elden gitmiş değildir. Bunun için yöneticilerimizden başlayan bir toplumsalseferberlikgerekmektedir. Zira bu bir savaştır. Ekonomiközgürlük, dışa bağımlılıktan kurtulma ve kaynakların en etkin,özgürcekullanmahakkının elde edilmesi savaşıdır. Bu savaş içingereklikaynak,bu toplumun içinde mevcut bulunmaktadır. Yeterki isteyelim.Yeterki inanalım. 11

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=