Yalıtım Dergisi 33. Sayı (Kasım-Aralık 2001)

dosya Bundansonra,Türkiye'de yatırım yapacak firmaların 65 milyoniçin değil çevremizde yaşayan 350 milyoniçinüretim yapması gerekecek. li bir ülke olduğu ortaya çıktı. Biz zaten çok genç bir firmayız, yaş ortalamamız 28. Değişen Pazar koşullarına çabuk adapte olabilen esnek, çabuk karar alıp, uygulayabilen bir yapımız var. 2001 yılı içersinde kriz yönetimini uyguladık, yeni Pazar koşullarına adapte olabilmek için risklerimizi minimuma çektik. Bu sırada zaman zaman itici de olmuşuzdur, bunu da öz eleştiri olarak söylüyorum. Bunu yapmak zorundaydık. Çünkü hem kendimizi hem bayilerimizi hem de müşterilerimizi fazla riske atmak istemedik. Personelde krizden dolayı bir eksiltmeye gitmedik. Arkadaşlarımızı toplayıp artık çok geniş bir kriz yönetimi uygulayacağımızı işin başında da bir fiil benim olduğumu vurgulayan bir toplantı yaptık. Biz zaten 2000 yılında çok ciddi firma içi eğitimler almıştık. Krizi bir şekilde fazla yara almadan geçirmeye çalışıyoruz. Kriz henüz bitmedi; Doların durağanlaşması, iç borçların çevrilebilir hale gelmesi, tüketimin hareketlenmesi ile biraz rahatlama eğilimi görüldü. Türkiye bir değişim sürecinden geçiyorve bu arada birilerinin burnu kanayacak. 2001 yılında ilk kez beyaz yakalılar işsiz kaldı. Biz de bu arada krizi fırsata nasıl dönüştürebilirizin hesabını yapmaya çalışıyoruz. Krizden yara almadan çıkmaya çalışıyoruz. Bayilerle çalışma koşullarımızda değişiklik tabii ki yaptık. Biz eğer deği1 8 YALITIM• ARAUK 2001 şen şartlara adapte olup yeni çözümler öneremezsek,yeni çalışma metotları geliştiremezsek biz zarar görürüz. Risk limitlerimiziminimumlara çekmeye çalıştık. Bizimle çalışan bayilerimizinde riske girmesini engellemeye çalıştık. Eskiden kabul edebildiğimiz geniş vadeli ödemeleri en aza indirdik. Özellikle öz sermayesi düşük olan bayilerin ciddi sorunlar yaşadıklarını diğer üretici firmalardan da duyuyorum. Bayilerimizle hukuksal hiçbir sorunumuz olmadı. Ciddi bir kopma olmaması bizim ileriyi iyi görebilmemizden de kaynaklanıyor olabilir. Üretim ve satış hedeflerimizin çıtasını çok yüksek tutmuştuk. İç piyasadaki daralmayı ihracatla kapattığımız için çok büyük bir sürpriz olmadı. Pazarın daralması ile firmaların fiyat rekabetini ön plana çıkarması, firmaların karlılıklarını minimuma indirdi. Hatta bazen maliyetin altında satışlarla da karşılaştık. 100 birimlik pazar 50 birime inerse bu durum doğaldır, bunu tahmin ediyorduk tahminlerimiz doğrulandı. 2002'den ben umutluyum. 200l'de en büyük sıkıntıyı yaşadık ama en büyük yapısal değişimi de Türkiye yaptı. Bu kriz gösterdi ki Türk özel sektörü gerçekten çok dinamik. Dünya ekonomisinde ciddi daralmanın olduğu bir zamanda Türkiye'nin ihracattı % 15 artış gösterecek. 200l'i 32 milyar dolar ihracatla bitireceğiz. Türk özel sektörünün çok çabuk kararlar alıp, çok çabuk uygulayabilen bir yapısı var. Dış siyasetinde etkisiyle 2002'de çok ciddi gelişmeler olacak diye tahmin ediyorum bu da sonuçta Türkiye ekonomisini etkileyecek. 200l'de yaklaşık% 8 bir küçülme tahmin ediliyor, 2002'de de %4 büyüme bekleniyor. Bu yola girmemiz gerekiyor çünkü Türkiye içinde bulunduğu durumu hak etmiyor. CemBaki Sinal Optiroc Yapı Malzemeleri San.veTic. A.Ş GenelMüdürü 1997 yılının ortalarından itibaren, dünyanın büyük bir bölümünde belirtilerinin görülmeye başladığı ekonomik kriz, 1998 yılında Uzak Doğu'da tetiklenip, özellikle Rusya krizi ile kendini göstererek, gerek Türkiye, gerekse Avrupa İnşaat Sektörü'nü, o günlerden başlayarak olumsuz etkilemiştir. Global krizin etkisi ile, Sovyetler Birliği sonrası Rusya başta olmak üzere oluşan devletlerde, yeniden yapılanma projeleri ve Uzakdoğudaki İnşaat Sektörü'ndeki 1990'ların ilk yarısındaki canlılık, yerini durgunluğa bırakınca, bundan en fazla Türk, Kore ve Avrupa İnşaat Sektörleri olumsuz etkilenmiştir. Yaşamış olduğumuz deprem felaketleri ile İnşaat Sektörü'nün ve alt sektör gruplarının durgunluk süreci uzamış, sektörün toparlanmaya çalıştığı, üstelikte sezon olarak baktığımızda, hareketlenmenin başlaması gerektiğini düşündüğümüz 2000'in Eylül ayında başlayan yeni krizle, İnşaat Sektörü bir darbe daha almıştır. Her türlü yatırımın beklemeye alındığı bir döneme giren ülkemizde, inşaat yatırımlan da aynı bekleme sürecine girmiş; bu yılda 2000 yılı ile benzer özellikler göstermiş ve inşaat sektörü arzu edilen canlanmayı 2001 yılında gösterememiştir. Optiroc Türkiye olarak, Serpo mar-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=