Yalıtım Dergisi 29. Sayı (Mart-Nisan 2001)

dosya gözden geçirirken onları nasıl yönlendiriyorsunuz?Derginin içeriğine katkı açısından soruyorum,somut önerilerinizvar mı? BURHANKARAHAN: Türkiye'deki girişimcilerin büyüme hevesi fazla. Biz de bayilerimizle konuştuğumuzda görüyoruz ki her yıl yaptıkları ciroyu katlamak istiyorlar. Hırslı insanlarla çalışıyoruz. Her sene büyüme olamayacağını anlatmaya çalışıyoruz. Büyük bir büyüme sağlayan firma biraz zora düşünce tamamenmorali sıfırlanıyor, işi bırakmayı düşünüyor. Bu kadar hırslı büyümeler yerine, sağlıklı daha makul seviyelerde bu işin olabileceğini anlatmaya çalışıyoruz. Kendini katlamak yerine % 10-20 büyüse bu arkadaşlarımız zaten bu sorunları yaşamayacaklar. Bu öyle bir psikolojidir ki, kendinizi kaptırdığınız zaman % 50 büyüseniz de beğenmezsiniz. Bunu ifade edenler oldu. Planlarını daha uzun vadeye yaymaları lazım, illa ki her ortamda para kazanılmayacağını kabullenmeleri lazım. BÜLENTÇOLAK: Bayiden, satıcıdan başlayarak şöyle düşünmek lazım; bu firmalar satışlarını peşine çevirerek risklerini azaltmalı Yapı marketler bunu başarıyor. Bayi de en azından kredi kartı sistemini oturtmalı. Bununsonucu bankaya gidip kredi almayacak, dolayısıyla maliyetini düşürecektir, bunlar hep onun için olumlu şeyler. Yalıtım sektörünün girdileri döviz ile. Üretici olarak en yüksek kurdan bankadan döviz alıp yurtdışına borcunu ödüyorsun. Yurt içine vadeli verdiğinde o paranın gerçek üretim maliyetlerini karşılayıp karşılamadığını bilemiyorsun, şu anda sektörde hiç kimse vadeli satış yapmak istemiyor. Neden çünkü yarını göremiyoruz. Şu ortamda özellikle herkesin peşin satması lazım. Bunun işten çıkarılan elemana da etkisi oluyor. Çalıştırdığınız personelin maaşını verebilece3 8 YALITIM• NiSAN2001 ğinize göre işten çıkarmak zorunda kalmazsınız. Kriz ortamından çıktıktan sonra da vadeler disipline edilir. Bütün bu konuşulanlardan çıkardığımız sonuç: Satışlarımızı uzun vadelere yaymamalıyız. Sağlam satışlar yaparak satılan malın bedelini hızla geri döndürmeliyiz. Bizim bilinçli bayilerimizin kendilerini garanti altına aldıklarını gördüm. Çoğu bayide müşteriyi kaçırırız diye kredi kartı ile satış yoktu. Bilinçli bayi artık bunu yapıyor. Son 45 günde dönen çek sayısı çok fazla.. Biz vade farkı oranını yükselttiğimizde ödeme almaya başladık. Kanunlarımızda da boşluklar var, çeki yazıyorlar,ödenmeyincveerilenadreste bulamıyorsun, alakasız bir firma çıkıyor. Çek demek para demektir. Çek kanununu düzeltmek lazım. COŞKUN ŞAKA: Bizim sektörümüzde enflasyon muhasebesi kimsenin ciddiye aldığı bir şey değil. % 50 enflasyon muhasebesine göre mi büyüdü gerçek mi büyüdü o belli değil. Enflasyonda rakamlar büyüdüğü için adam 3 ay sonrasına verdiği çek yerine, daha büyük paraları döndürdüğü için o parayı ödemek gibi bir sıkıntısı yok. Enflasyonu kontrol altına almaya başladılar, verdikleri vadeleri evrakları ödeyemeyecekleri ortaya çıktı. Bu durumda insanların hesaplarını daha doğru yapması gerek. ORHANTURAN: Türkiye durmaz. Yalıtım sektörü için facia yok. Mutlaka giderlerin kontrol altına alınması lazım. Risklerini en aza düşürmeleri lazım. Fazla stoka da girmemeleri lazım. Olabiliyorsa likit olmaları lazım. Bu süreç yaşanacaktır ve bitecektir. Bizim firmalarımız durma noktasında görünmüyor. Şu anda bir tek problem dövizin belirsizliği. O aşıldığı takdirde, tahmin ediyorum Mayıs'tan itibaren iş normale dönecektir. Bir düşüş var, 100 birim satıyorduk, 65'e düştü ama l0'a değil. Bu krizde bayilerimizle toplantılar yapıyoruz, bilebildiğimiz kadarıyla kriz yönetimi hakkında onları bilgilendirmeye çalışıyoruz. Onların da önlem almalarını istiyoruz BURHANKARAHAN: Kriz tanımı gereği geçici bir durum, sıkıntılı bir dönemi geçireceğiz. Şunu unutmamak lazım ki biz yalıtımcılar, her şeye rağmen şanslı bir sektörüz. Bazı işler erteleniyor, inşaatı erteleyebilirsiniz ama vazgeçmezsiniz. Öncelikle ertelenir çünkü büyük maliyeti vardır. Paranız biter, iki yıl sonra yine başlarsınız, ya da biri devralır yine yapar. Bütün bu ertelenmiş işlerin patlama olarak başlaması olasılığı yüksek. Sıkıntılı dönemi tasarrufla, tedbirle ve en önemlisi yüksek moralle geçirmek lazım. Biz sanayici olarak anlayışlı olacağız ama biz de anlaşılmayı bekliyoruz. Fedakarlıkların paylaşılması isteklerini biz firma olarak hayata geçirdik, geçiriyoruz. COŞKUN ŞAKA: 1999' daki krize rağmen Türkiye ekonomik büyüklükte dünyanın 17. ülkesi. Biz 1 birimlik imkanımız varken 3 birimlik yaşıyoruz. Zor bir yıl olacak, bundan önceki krizlerden çıkmak daha kolaydı, bu krizden daha yavaş çıkacağız. Çok fazla endişe edecek bir durum olduğunu düşünmüyorum. BÜLENTÇOLAK: Bu dönemde tasarruf önlemleri derken, fuar, reklam, tanıtım giderlerine müdahale etmemek gerekir. Bir firmanın kriz ortamında mutlaka pazarlama faaliyetlerine devam etmesi gerekiyor. Eğitim faaliyetlerine devam etmesi gerekiyor. Yoksa kriz bittikten sonra firma ortada kalır. Kriz süresini bu şekilde değerlendirecek firmal"ar,krizden sonra yollarına başarıyla ve daha güçlü olarak devam edeceklerdir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=