Yalıtım Dergisi 29. Sayı (Mart-Nisan 2001)

sadık özkan sadikozkan@dogayayin.com .. editörden Sektörün Büyüyebilmesi İçin Eğitim, Bilgi, Standart Şart! Yalıtım sektöründe özellikle son birkaç yıldır yeterli olmamakla birlikte önemli büyüme gözlenmektedir. Bu büyümeye karşın bir kıyaslama yapıldığında ülkemizdeki yalıtım malzemesi kullanımının gelişmiş ülkelerden ve bir türlü giremediğimiz AB ülkelerinden oldukça geride olduğu görülmektedir. Kuşkusuz yalıtım malzemelerinin kullanım miktarları ülkemizdeki yalıtıma verilen önemin önemli bir göstergesini oluşturur. Ancak unutmamakta yarar var ki, kullanılan malzemelerin doğru seçilmiş ve doğru uygulanmış olması da, bu konuda önemi yadsınamayacak bir başka gösterge olmalıdır. Oysa ülkemizde üretilen malzeme miktarının bile kesin olarak bilinemediğini düşündüğümüzde, doğru seçilmiş ve doğru uygulanmış -daha doğru bir ifade ile çöpe gitmemiş- üretim amacı olan, yalıtım işlevini yerine getirmiş malzeme miktarını kestirebilmek, ne yazık ki imkansızdır. Sektör<;leki büyüme ile paralellik göstermesi gereken "yalıtım bilincindeki gelişmenin sağlanabilmesi" gerçekte Yalıtım Sektörü'nün önündeki en önemli sorunlardan birini teşkil etmektedir. Yalıtım bilincinin gelişmesi ise salt yatırımcıların, tasarımcıların, yapımcıların ve kullanıcıların ilgili oldukları bina ya da tesiste (ısı, su, ses, yangın) yalıtım ve/veya yalıtımların yapılması gerekliliğine inanmaları, buna bağlı olarak da bir ürünü, bir detayı seçmeleri ile ölçülemez. Zira önemli olan seçilen ürünün ıc,t-_:,,- ve en az onun kadar detayın doğru olmasıdır. Ülkemizde ne yazık ki Yalıtım Sektörü'nün ileride daha da belirginleşecek önemli bir sorununu bu konu oluşturmaktadır. Bu anlamda doğru malzeme ve doğru detay seçiminin yaygınlaştırılmasının yolu, öncelikle eğitimden geçmektedir. Meslek liseleri ve üniversitelerin ilgili bölümlerinde insanlar yeterli ve çağdaş düzeyde eğitilebilmeli; firmalar tarafından verilen ve genelde tanıtım ağırlıklı olan eğitimlerde objektif bilgilerin verilmesine, yanlış yönlenmeye ve bilgilenmeye neden olunmamasına özen gösterilmelidir. Sektörde temel disiplinler oluşturulmalı, etik ilkeler belirlenmeli, bu anlamda en azından tartışma ortamı yaratılmalıdır. Bunun içinde sadece sektör büyüklerinin ve sektörün örgütlü temsilciliğini sürdüren İzoder'in değil, her ölçekte ve kendini sektörün içinde gören tüm yapılar, hatta bireyler etik değerlerin oluşturulması için çaba harcamalı ve bu tür çalışmalara katkı koymalıdırlar. Yalıtım Sektörü'ndeki büyüme ve malzeme kullanımındaki artış, üretici ve ithalatçı firma sayısı arttırmış, bu ise piyasadaki ürünlerde çeşitliliğe neden olmuştur. Bu çeşitlilik elbette ilk bakışta tüketici yararına gibi görünmekle birlikte yeterli bilgilenememiş ve bilinçlenememiş tüketici profili göz önüne alındığında bir çok sakıncayı da beraberinde getirmektedir. Özellikle piyasada yer alan yerli veya ithal birçok malzemenin hangi özelliklere sahip olduğu, hangi standartlara göre üretildiği, hangi sertifikalara sahip olduğu ve bu sertifikaların geçerliliğinin ne olduğu bilinmezken... Yasal eksikliklerin ve yasal yaptırımların yetersiz olduğu ülkemizde, sektörün malzeme anlamında da disipline edilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, piyasada yer alan ürünlerde şu hususlar aranmalı ve bulundurulmasına özen gösterilmelidir: - Üretilen tesisin sahip olduğu yetkinlik belgesi, - Ürünün ulusal ve/veya uluslararası standartlara uygunluk belgeleri ve bu standartların genel içeriği, - Ürünün kullanım yerleri, kullanım amaçları, - Kullanılamayacağı yerler ve koşullar, - Kullanımında dikkat edilmesi gereken hususlar - Ürünün kullanımı sırasında uygulanacak detaylar,

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=