Yalıtım Dergisi 26. Sayı (Eylül-Ekim 2000)

editörden sadık özkan sadikozkan@dogayayi n.com Sektörümüzü Büyütmenin Öncelikli Yolu Eğitimden ve Uzmanlaşmadan Geçiyor E konomik durgunluğun, depremin ve Yapı Denetimi Hakkında KHK'nin etkileri ile olumsuz bir dönemi yaşayan inşaat Sektörü ve bu sektörün tamamlayıcı sektörlerinden biri olan Yalıtım Sektörü tüm bu olumsuzlukların yanında son yıllarda önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Zira ülkemiz sürekli bir yapılaşma gerekliliği ile karşı karşıyadır. inşaat sektöründe önemi her geçen gün artmakta olan Yalıtım Sektörü, henüz istenen düzeye gelmemiş olmakla birlikte gerek ürün çeşitliliği ve gerek firma sayısı olarak her geçen gün hızla büyümektedir. Bunun nedeni elbette yapılmakta olan yüksek standartlı binalar olduğu kadar Yalıtım olgusunun halka ulaşmaya başlamasıdır da. Yalıtım bir konfor gerekliliğininin çok ötesinde bir yapının sağlıklı olmasının birincil gereklerindendir. Yaşadığımız depremle birlikte çeşitli olumsuz etkenlerden iyi korunmayan binaların ne durumda oldukları görülmüştür. Su yalıtımı olmadığı için çürüyen demirler, yangın yalıtımı olmadığı ya da yetersiz olduğu için alev alev yanan tesisler henüz akıllardan çıkmadı. Bir yapının taşıyıcı sistemi, mimari fonksiyonları, mekanik ve elektrik donanımı ne denli kusursuz olursa olsun yalıtım anlamında doğru detay ve uygulamalardan yoksunsa o yapının sağlıklı olduğundan söz edilemez. Yalıtım elbette yapı sağlığı ile olduğu kadar o yapıyı kullananların sağlığı ile de direkt olarak ilişkilidir. Aynı zamanda yetersiz veya yanlış yalıtım uygulamaları o yapının ekonomik kullanımını engellemekte ve yapının ömrünü de kısaltmaktadır. Doğru yalıtım uygulamalarının yolu ise öncelikle doğru detay ve malzeme seçimi gerektirmektedir. Daha sonra ise uygulamanın tekniğine uygun olarak yapılması gerekmektedir. Oysa bir yandan hızla gelişen sektörde birçok yanlış detay ve ürün önermelerini, hatalı yapılmış uygulamaları da gözlemekteyiz. Bu anlamda sektörde kalıcı olmayı hedefleyen firmaların teknik düzeylerini artırarak konularında uzmanlaşmış yapılanmalar haline gelmeleri gerekmektedir. Zira önerilen ürün ve detaylar, yapılan uygulamalar yapı ve insan sağlığı ile ilişkili olduğu gibi maddi boyutu da ihmal edilmemelidir. Bu nedenle ürün ve detay önerenlerin veya uygulama yapanların bir hekim titizliği ile hareket etmeleri kaçınılmazdır. Aynı nedenle üretici firmaların da ürünlerini satan ve uygulayan firmaların seçimine özen göstermeleri kuşkusuz gerekmektedir. Bayilik sistemi ile çalışan firmalar teknik eleman bulunduran ve bilgi desteğinde bulundukları bayiler oluşturmalıdırlar. Ayrıca üretici firmalar ürünlerinin uygulaması ile ilgili eğitilmiş uygulayıcı bayiler oluşturmalı ve bu tür çalışmaları özendirerek ustalara yönelik eğitim çalışmalarına ağırlık vermelidirler. Bugüne kadar yaptığı çalışmalarla sektöre önemli katkıları olan IZODER'in de gerek teknik bilgi düzeyinin artırılması ve gerekse vasıflı ustaların yetişmesi açısından eğitim çalışmaları düzenlemesi de oldukça yararlı olacaktır. Yalıtım sektörünün yeni ürünlere, yeni firmalara ihtiyacı olduğu kadar uzmanlaşmış teknik elemanlara ve uyulayıcılara da ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır. Zira oldukça üstün özelliklere sahip pek çok ürün yanlış önermeler ve yanlış uygulamalar nedeniyle KÖTÜ damgası ile damgalanmaktadır. Kuşkusuz konunun bir başka önemli boyutu da kaynak israfının önlenmesi olmalıdır. Gelişen çağa ayak uydurmanın yolunun

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=