açık sayfa Bunun-sonucu olarak, bugün, özellikle büyük şehirlerimizde satın alınmayan önemli bir boş konut stokuyla karşı karşıya kalmış bulunuyoruz. Bunların çoğu üst gelir grubuna hitaben inşa edilmiştir. Oysa, asıl sorun ihtiyaç sahiplerinin çoğunluğunu oluşturan ve konut piyasasının dışında kalan orta gelir grubunun bu piyasaya çekilmesidir. Bunun için de nispeten küçük alanlı, daha düşük maliyetli konutların teşvik edilmesi ve buna ilave olarak ödeme vadesi uzun konut finansman olanakları gereklidir. Konut üretim biçimini, Batı ülkeleri normlarına yaklaştırmak ve çağdaş yöntemleri uygulamak mecburiyetindeyiz. Konut birimini 70-90 m''lik tasarımlara yöneltmek, buna uygunmobilya üretimini desteklemek, konutları satın alacaklaraminimumfaizli 10-20 yıl vadeli elverişli krediler sağlamak yollarını bulmalıyız. 5. Bütçe Ödenekleri, Ödemeler, İhaleler: Kamu ihalelerinde, makul süreli, gerçekçi ödemelere bağlanmış projelere ve uygulama programlarına ihtiyaç vardır. Programlar gözden geçirilmeli, öncelik taşımayan işler ayıklanmalı, öncelikli projeler ve bunlara tahsis edilecek yıllık ödemeler belirlenmelidir. Müteahhit de buna göre hesabını yapacak, hangi işe gireceğine veya girmeyeceğine karar verecektir. ihale Kanunumuz, ödeneği olmayan _işler __ibale_edilemez, diyor. Bu yasal engeli aşmak için idareler programa cüzi ödenekler koyup ihale yapıyorlar ve böylece 20 yıla yayılan işler ortaya çıkıyor. Müteahhitler de, çaresiz, buna kendilerini uydurmak zorunda kalıyorlar ve bir de mevcut ödeneklerde yaşanan ödeme gecikmelerini göğüsleyerek sürekli sıkıntı içinde çalışıyorlar. 6. Deprem ve Sonrası: Son olarak kısaca yaşadığımız büyük deprem felaketine de değinmek istiyorum.---- Ülkemizin karşılaştığı Marmara Bölgesi Depremini yıllarca unutmayacağız. Bu doğal afette kaybettiğimiz kişileri tekrar hayata döndürmek imkansız. O acımız yıllarca sürecektir. Ancak yıkılan ve hasar gören yapı stoku ve altyapıyı yeniden yapacağız. Bunun finansal ve yönetimsel darboğazlarını Türk ulusu olarak aşabileceğimize, iç ve dış yardımların verimli bir biçimde kullanılabileceğine inanmak istiyoruz. Söz konusu olan, sadece yıkılanı yeniden yapmak değildir. Bu acının, bu ölçüde tekrar yaşanmaması için bundan sonra nelerin yapılmayacağını da bilmemiz, öğrenmemiz ve uygulamalarda sapmalara izin vermememiz gereklidir. Deprem güvenliği için her türlü tedbir alınırken, bir yandan da mevcut yapı stoku incelenerek envanteri çıkarılmalı, dayanıksız ve yaşlanmış binalarımızın güçlendirilmesinin sağlanması için gerekli yöntemler ve bununla ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Biz bu düşünce içinde aşağıdaki konuların üzerinde her zamandan daha dikkatle durulmasını istiyoruz. ı. Yerleşim yerlerinin seçimi. 2. Projelerin hazırlanmasında ve uygulanmasında izlenecek yollar ve bunları sağlayacak yasal düzenlemeler, 3. Kullanılan malzemelerle ilgili standart, 4. Hafif malzemeye ağırlık veren yeni yapı elemanları ve yapı tekniklerinin kullanılması, 5. Müteahhit seçimi ve ihale yasası konularında çağdaş yöntemler benimsenmesi, 6. Proje ve inşaatın denetimi ve yapının sigortalanması, 7. Her düzeyde teknik eğitim olanaklarının geliştirilmesi. 8. Deneyimli mühendise uygulama ve denetim yetkisi verilmesi. Bu konularla-ilgili ·çözümlerin gerçek' leştirilmesi için sektör olarak üzerimize düşen her şeyi yapacağız ve gelişmeleri çok yakından izleyeceğiz. Kamuoyununbuna inanmasını ve bizlere güvenmesinistiyoruz. 7. Hafif Beton ve Hafif Yapı Teknikleri: Depreme karşı önlemler başlığı altında da değindiğim gibi inşaat sanayimizin kullanımına artık hafif beton ve hafif yapı tekniklerinin girmesi mutlaka gereklidir. Bu malzeme ve tekniklerin önemi sadece deprem güvenlikli konut açısından değildir. Buna deprem etkilerine karşı can ve mal kaybı risklerini azaltmanın yanı sıra aşağıdaki hususlarda da ekonomiye, yapı üretimine ve kullanıcıya yararlar sağlayacaktır. Birincisi, bu malzemeler bir sanayi ürünü olduğu ve verimlilik hedefiyle imal edildiği için sonuçta ekonomik maliyet gösterir. Üretimde ve kullanımda karşılaşılan zayiat asgari netilektedir. ikincisi, işçilik ve malzemede tasarruf sağlar. Taşıyıcı strüktürün yükünü azaltacağından, daha küçük kesitlerle daha düşük maliyet getirir. Üçüncüsü, bünyesindeki yalıtıcı özellikler nedeniyle ses ve ısı yalıtımı görevi yapar. 8. Son Söz: inşaat sektörümüz dünya piyasasında rekabet etmektedir. AB'ye tam üye olunca, ülkemizde de AB müteahhitleri ile rekabet içinde olacağız. Bu nedenle, dünyadaki teknolojik yenilikleri izlemek ve ülkemizde de uygulamak zorundayız. Hafif beton ve hafif yapı tekniklerini bilmemiz ve kullanmamız deprem güvenliği kadar bu rekabet açısından da önemlidir. Bu nedenle konuya gerek özel sektör gerek kamu sektörü ve yönetimi ciddi olarak eğilmelidir. D YALITIM• AGUSTOS2000 21
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=