Yalıtım Dergisi 22. Sayı (Ocak-Şubat 2000)

açık Açık sayfa; sektörde söyleyecek sözü olan herkese açık! .. Açık sayfa; kişisel polemiklere yol açmayacak her türlü yazıya açık! .. • Standartlar ilgililer Tarafından Bilinmiyor! .. Ali ERYİĞİT BTM A.$. Satış ve Yurliçi Pazarlama Müdürü •• U lkemizde yalıtım, kullanımı ancak çok mecbur kalındıkça yaygınlaşan ilginç bir sektör. Su ve ısı yalıtım malzemeleri kullanımında sektörün en büyük sorununun, su ve ısı yalıtımı yönetmelik ve şartnamelerinin yetersizliği olduğunu da unutmamak gerekmektedir. Yer altı ve su seviyesinin yüksek olduğu bölgelerde ve zararlı kimyasallara sahip yer altı sularının bulunduğu bölgelerde yapılacak yapılardaki temel yalıtımları belirleyen iki standart bulunmaktadır. TSE 3440 ve TSE 3647. Ancak bu standartlar da proje büroları, müteahhitler ve Kontrolluk Teşkilatları tarafından bilinmediğinden uygulamada fazla dikkate alınmıyor. Zeminin taşıma gücünün tespitinden sonra binanın özelliğine uygun temel sisteminin seçilmesi ve bu temel sisteminin uzun yıllar boyunca binanın ayakta durmasını sağlamak üzere taşıyıcılık görevini eksiksiz yerine getirmesi beklenilmektedir. Ancak, zemin şartları ve yeraltı su seviyesi de dikkate alınarak taşıyıcı betonarme temel sisteminin çevre etkilerinden korunması amacıyla yapılması gereken temel bohçalama yalıtımı maalesef birçok yapıda uygulanmamaktadır. Bu imalat binanın toplam maliyetinin % 2-3'ü mertebelerinde olmasına rağmen, yapılmaması durumunda yeraltı su seviyesinin betoranme taşıyıcı sistemindeki donatının, korozyonuna neden olduğu ve donatının zaman içinde taşıma gücünü kaybettiği de görülmektedir . • ısı yalıtımı konusunda TS 825 standartının revize edilerek 1999 Haziran ayında Resmi Gazete'de yayınlanması ve Haziran 2000 ayında zorunlu standart olarak uygulamaya geçilecek olması, ülkemizin enerji darboğazına girdiği şu günlerde ısı yalıtımının gerekliliği konusundaki uzun ve ısrarlı çalışmaların ne kadar yerinde olduğunu göstermektedir. Bayındırlık ve iskan Bakanlığı'nın bu standart doğrultusunda hazırlayacağı lsı Yalıtım Yönetmeliğinin yayınlanmasını takiben başlanacak uygulamaların da ısrarla takip edilmesi herkesin görevi olmalıdır. Ülkemizde inşaat sektörünün her anlamda yeniden yapılandırılması, projelendirme-uygulama-kontrolluk aşamalarında kullanılan şartname ve standartların eksiklerinin giderilmesi-revize edilmesi gerekenler üzerinde gerekli çalışmaların bir an önce tamamlanması ülkemizin hammadde kaynaklarının korunması ve insanların sağlıklı yapılarda barındırılması açısından yararlı ve gerekli görülmektedir. il Sektörde Yetişmiş insan Gerekliliği Sadık ÖZKAN 2D Yapı •• U lke ekonomisinde büyük katkıları olan inşaat sektörü ve onun vazgeçilmez tamamlayıcısı durumundaki yalıtım sektörü bu ilerlemeleri kaydederken önemli sorunları da yaşayagelmekted ir. Bu sorunların bizce en önemlisi ise teknik anlamda ve uygulama anlamında yetişmiş insan eksikliğidir. Ülkemizde, bugüne değin izlenen eğitim politikaları ne yazıkki sektörümüze gerçek anlamda yetişmiş teknik insan, (mühendis, mimar, tekniker vb.) ve de kalifiye işçi kazandıramamıştır. Bu durum ise insan yetiştirilme görevini sektörün kendisine bırakmıştır. Bu boşluğu gidermek çabası içindeki firmalar ise bu çabaları sırasında yetiştirmeye çalıştıkları insanlara çok kez ya genel bilgilerden kopuk ya da subjektif birtakım bilgiler aktarmaktadırlar. Böyle olunca da bünyesinde çalıştığı firmanın, bayisi olduğu firmanın ya da ürününü uy34 YALITIM• ŞUBAT 2000 guladığı firmanın ürünlerini bazen sihirli değnek gibi gören insanlar ortaya çıkmaktadır. Bu durum uzun vadede bakıldığında hiç de olumlu değildir. Gerçek anlamda ısının tanımını yapamayan insanlar, sesin yayılımının ne şekilde olduğunu bilemeyen insanlar, su ve yangın konusunda birçok kriteri bilmeyen insanlar bu konulardaki ürünlerin salt satışı anlamında etkinlik göstermekte ve ürünlerinin ne kadar yararlı olduğunu tüketici ve kullanıcıya empoze ederek bunların satışını gerçekleştirmektedir. Öyleki işletme eğitimi, edebiyat eğitimi gibi ilgisiz konularda eğişim görmüş kişiler yapı fiziği hakkında bir gram bilgiye sahip değilken insanlara sattıkları ya da ürettikleri ürünler hakkında gerçekte bilmedikleri bilgileri aktarmakta ya da ürün önermektedirler. Tüketici kesimin ise teknik eğitiminin özellikle spesifik konulardaki yetersizliği sonucu birçok yanlış uygulamaya neden olmaktadır. Bir sağlık kurumundaki idari işlerden sorumlu kişi sağlık konusunda ne denli seminer ve kurs da görse reçete yazamıyorsa yapı fiziğini bilmeyen kişilerin de konuyla ilgili önermelerde bulunmaması herhalde gereklidir. Benzer yanlış yönlendirmeler sonucu özellikle yalıtım sektöründe satılan ve kullanılan malzemenin önemli bir bölümü amacı dışında kullanılmaktadır. Buna bir de uygulamayı gerçekleştiren firmaların ve bizzat uygulayan işçilerin yetersizliği eklendiğinde sokağa atılan maddi değerin hesabını yapmak oldukça zorlaşmaktadır. Kaynak israfının önemli bir sorun oluşturduğu ülkemizde üniversiteler başta olmak üzere sektörle ilgili tüm eğitim kurumlarının ve sektördeki firmaların sorumluluklarının bilincinde olmaları ve faaliyetlerini bu doğrultuda gözden geçirmeleri gerekmektedir. il

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=