Yalıtım Dergisi 214. Sayı (Mayıs 2024)

41 YALITIM • Mayıs / 2024 MAKALE plan geometrisine göre belirlenirken, rijitlik merkezi perde ve kolon gibi düşey taşıyıcı elemanlara göre belirlenir. Bu iki merkezi belirleyen noktalar arasındaki mesafeye eksantriklik (e) denir. Bu mesafe, "Afet Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik"te tanımlandığı üzere, o kat planındaki en uzun kenarın 1/20'sini geçmemelidir [4]. Daha yüksek yanal sapmaya maruz kalan alandaki kolonlar, yüksek eğilme hareketi ve kesme kuvvetleri geliştirebilir. Kolonların yapısal kapasitesi bu kuvvetleri taşımak için yeterli değilse, kolon başarısız olabilir ve binanın bir kısmının veya tamamının çökmesine neden olabilir. KISA KOLON EFEKTI Kısa kolon, yüksekliği diğer kolonlardan önemli ölçüde daha az olan bir kolon türüdür ve binalarda ciddi yapısal hasarlara neden olabilir. Ana strüktürdeki bütün kolonlar aynı yükseklikte olsa bile, bölme duvarları kolon yüksekliğini azaltabilir. Zayıf Yapılaşma: Çöküşün bir başka nedeni de zayıf yapılaşmadır. Bu problem, binaların tasarlandığı şekilde inşa edilmemesi halinde ortaya çıkabilir. Örneğin, bir binanın temeli projesine uygun şekilde yapılmamışsa veya bina uygun şekilde güçlendirilmemişse, deprem sırasında çökme olasılığı daha yüksektir [2]. ZEMIN SIVILAŞMASI NEDENIYLE TEMEL ARIZASI Dolgu zeminler ve zemin emniyet gerilmesi düşük zeminlerde, büyük bir deprem esnasında sıvılaşma oluşması (ağırlık taşıma kabiliyetinin yok olması) riski çok yüksektir. Tasarım sırasında sondaj deliği araştırma verilerine dayanarak toprak sıvılaşması riskini belirlemek ve deprem durumunda bu tür arızaları önlemek için atılması gereken adımları belirlemek tasarımcının sorumluluğundadır. Ayrıca yapının etkileşim ile davranışını anlamak için tasarım ile toprak-kazık-bina etkileşimine dikkat edilmelidir. Kazık Temellerinin toprak altı ara seviyelerindeki toprak katmanlarında zemin sıvılaşması halinde kazıkta ek bükülme momenti ve kesme kuvvetleri gelişecektir. Zemin sıvılaşması, kesit takviyelerinin ek stresi taşımak için yeterli olmaması halinde, kazık temellerin bozulmasına neden olacaktır. ZEMINDE AŞIRI OTURMA VE BINANIN DEVRILMESI Yapı inşa edilmeden önce düzgün bir şekilde iyileştirilmeyen basınçlı zemin, deprem nedeniyle aşırı deformasyona uğrayabilir. İç toprak tabakasının sıvılaşması, bina temeli ile birlikte üst toprak tabakalarının oturmasına neden olabilir. Dengesiz zemin kapasiteleri deprem ile tetiklenirse bina devrilebilir. Geoteknik mühendisliğinde üç ana yerleşim (oturma) türü vardır: • Üniform yerleşim • Diferansiyel yerleşim • Eğrilik yerleşimi Üniform yerleşimde bina, uzunluğu boyunca aynı miktarda oturur ve herhangi bir hasar meydana gelmez. Ancak bina düz veya eğimli olarak mevcut yerinde toprağa gömülür. Diferansiyel yerleşim, binanın temelinin bir kısmının diğerinden daha fazla veya daha hızlı oturması halinde meydana gelir. Topraktaki değişikliklerden kaynaklanan bu hareket binanın yana doğru eğilmesine, hatta yıkılmasına neden olabilir. Eğrilik yerleşimi, binanın farklı bölümlerinin az ya da çok hareket etmesi sonucunda oluşur. Yapı malzemelerinde sürdürülemeyen çekme gerilimlerine neden olarak binada bozulmalara neden olabilir. YUMUŞAK KAT Teknik açıdan katlardan birinin yanal yöndeki rijitliğinin diğer katlara göre düşük olması, yumuşak kat etkisi olarak Şekil 2. Zemin sıvılaşmasından kaynaklanan temel hasarı [5]. Şekil 3. Binanın zemine oturma şekilleri[6].

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=