Yalıtım Dergisi 214. Sayı (Mayıs 2024)

SUDER’DEN SELAHATTİN ÖZÜPEK SUDER Yönetim Kurulu Başkanı Güvenli yapılar oluşturmada ve depreme karşı korunmada su yalıtımı-deprem ilişkisi önemlidir. Su yalıtımı her şeyden önce yapısal bütünlüğü sağlamada yegane unsurdur. Bu gerçekten hareketle, bir deprem ülkesi olan Türkiye için bilimsel yöntemleri kullanmak, planlı yaşam alanları oluşturmak ve inşaat metodolojisine uygun güvenli yapılar yapabilmek gibi zorunluluklarımız vardır. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre, 1900’lü yıllardan günümüze, Türkiye’de büyük depremler sınıfında 120’ye yakın yıkıcı deprem gerçekleşmiştir. Bu durum Türkiye’nin aktif ve potansiyel fay yapısını ve depremselliğini ortaya koymaktadır. Hatta ortalama olarak her yıl yıkıcı bir depremin ülkemizde gerçekleşebileceğini göstermektedir. Risk; Doğudan Batıya, Kuzeyden Güneye Ülkemizin Tüm Bölgelerine Yöneliktir. Yapabileceğimiz tüm değerlendirmeler, taşıdığımız büyük risklere karşı, can ve mal güvenliğimizi sağlayabilmemizi, en küçük kayıp ve zararlarla depremlere karşı koyabilmemizi gerektirecektir. Depremselliği büyük olan gelişmiş ülkelerin deprem süreçlerinde kayıplarının ne denli az ve küçük olduğunu bilmekteyiz. Türkiye Depreme Karşı Neden Büyük Kayıp ve Zararlar Yaşamaktadır? Yaşam alanlarımızı ve kentlerimizi ayakta tutabilecek güvenli yapıların azlığı trajik sonuçları doğurmaktadır. Eski ya da yeni tüm yapılar ‘güvenli yapı’ olabilme vasfına sahip olmalıdır. ‘Su Yalıtımı’ bunun için vardır ve yapıları ayakta tutabilen, yapısal bütünlüğünü koruyan bir sistemler toplamıdır. Daha anlaşılır ifadeyle betonarme-çelik-ahşap-kargir hangi içerikte olursa olsun yapının bütünlüğünü koruyan uygulamalardır. Ülkemizde yapıların ağırlıklı olarak betonarmeden inşa edilmeleri dikkate alındığında, betonun bütünlüğünün sağlanması, donatının korozyona karşı korunması ve taşıma kapasitesinin düşmemesi için ‘Su Yalıtımı’ yapmak zorunlu bir imalattır. Bu ihtiyaç, ‘Su Yalıtım Yönetmeliği’ ile somutlaşmıştır. Depreme karşı yapılarımızın yıllara sari bütünlüğünü koruyacak tüm kapsam, bu yönetmelikle sektörümüzün kullanımına sunulmuştur. 27.10.2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren ve zorunlu hale gelen yönetmelik, yapılarımızda su yalıtımına yönelik tüm ihtiyaçları karşılaması açısından bir şanstır, bir güvencedir. Önemle altını çizeceğimiz; - ‘Su Yalıtım Yönetmeliği’nin işlerliğinin sağlanması, - Eksiksiz denetim mekanizması ile imalatların yönetmeliğe uygunluğunun tespit ve onayı, (fenni mesuliyet) - Sektör eşgüdümünün sağlanması, - Sivil toplum kuruluşları ile kamu iradesinin işbirliği, - Ticari meta oluşumuna fırsat vermeden bilimsel işleyişin benimsenmesi, - Güvenli yapılar oluşturulabilmesine yönelik temel dinamiklerdir. Bu dinamiklerin işleyişte hakim kılınması önem arz etmektedir. Depreme karşı en basit, en ekonomik (toplam yapı maliyetinin takribi %2’sine karşılık gelmektedir), en temel güvence olarak yapacağımız su yalıtımı, ‘Su Yalıtım Yönetmeliği’ne uygun olarak yapılmalıdır. Böylelikle ayakta kalan yapılarımızla, işleyen şehirlerimizle depremin yıkıcı etkisi ve boyutlarına, deprem ekonomisinin yarattığı tahribata karşı koyabiliriz. Bu açıdan zihniyetimizi, iş kültürümüzü ve tercihlerimizi revize etme zorunluluğumuz vardır. n 21 YALITIM • Mayıs / 2024 Su Yalıtımı, Depreme Karşı En Basit, En Ekonomik, En Temel Güvencedir

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=