BAU Teknolojileri Dergisi 8. Sayı (Mart-Nisan 2023)
44 BAU TEKNOLOJİLERİ • Mart-Nisan / 2023 Depremle İlgili Sürdürülebilirlik SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DOÇ. DR. DUYGU ERTEN P.E., ENVISION VP S ismik uygunluk olarak da kullanılan depremle ilgili sür- dürülebilirlik kavramı, bina- ları tehlikelerden korumaya odaklanmış bir bilim dalı olan deprem mühendisliğinin (Shustov, 2012) en önemli hedefi olarak inşaat mühendis- liği yapılarının temel operasyonel işlev- lerini, sismik risk ile kabul edilebilir düzeyde sınırlı olarak yerine getirmeleri yeteneği anlamına gelir. Sismik sürdü- rülebilirlik, toplumu, doğayı ve yapılı çevreyi depremden koruyabilmenin temel direğidir. Sismik sürdürülebilirlik evren- sel değildir. Koşulların ne olduğuna bağlıdır: örneğin, toprak koşulları, 3 boyutlu sarsıntı yönleri, tsunami ola- sılığı ve büyüklüğü, vb. Sismik olarak sürdürülebilir bir yapının, mutlaka son derece güçlü veya pahalı olması gerekmez. Sadece kabul edilebilir bir hasar seviyesini sürdürürken önceden belirlenmiş sismik etkilere dayanması gerekir. Binaların ve yapıların sismik sürdürülebilirliğini yükseltmek için en güçlü ve bütçesel araçlar, titreşim kontrol teknolojileri ve özellikle taban izolasyonudur. 6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye saati ile 04:17’de ve 13:24’te merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan Mw7.7 (odak derinlik=8,6km) ve Mw7.6 (odak derinlik=7km) büyüklüklerinde iki deprem meydana gelmiştir. 20 Şubat 2023 tarihinde de Türkiye saati ile 20:04’te merkez üssü Hatay Yayladağı olan Mw6.4 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Söz konusu dep- remler toplamda 11 ilde büyük yıkım- lara yol açmıştır. Bu depremler şiddet ve kapsadığı alan açısından bakıldığında son yüzyılda Türkiye’nin başına gelen en büyük felaketlerdir (SBB, 2023). Yaşanan depremler sonucunda 50 binden fazla insan hayatını kaybetmiş, yarım milyondan fazla bina, iletişim karayolları ve enerji alt yapısı zarar gör- müş ve önemli maddi kayıplar oluş- muştur. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ( AFAD), Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Tür- kiye genelinde art arda meydana gelen depremlere ilişkin 6 Şubat-6 Nisan arasında ülke genelinde 24 bin 927 depremmeydana geldiğini açıklamıştır. Ülkemizde bundan sonrada depremler olacaktır ve bu gerçekle yaşarken yaşam alanlarımızı nasıl daha iyileştirebiliriz ve deprem sürdürülebilirliği olan yapı- ların yanı sıra, nasıl Paris anlaşmasına uyumlu mahalle ve kentler oluşturabi- liriz, bunlara odaklanmalıyız. 2022 yılı itibarıyla deprem bölge- sinden etkilenen 11 ilin toplam nüfusu, Türkiye nüfusunun yüzde 16,4’üdür. Deprem bölgesinde 3.029.422 hane halkı bulunmakta olup ortalama hane- halkı büyüklüğü 3,5 kişidir. Türki- ye’nin toplam konut stokunun yüzde 14,05’lik bölümü deprem bölgesindeki 11 ilde bulunmaktadır. Deprem bölgesindeki binaların yüzde 86,7’si, dairelerin ise yüzde 95,4’ü betonarmedir. Binaların yüzde 2,4’ü çelik, yüzde 3,5’i yığma, yüzde 3,6’sı prefabriktir. Diğer kategorisinde ahşap, karma veya tanımlanamayan taşıyıcı sistemler yer almakta olup diğer taşıyıcı sistemlerin payı oldukça düşük- tür. Deprem dirençliliği açısından en problemli kategori olan yığma yapıla- rın düzeyi düşük kalmaktadır. Diğer yandan, maliyeti yüksek olmakla bir- likte depremlere karşı dayanıklı olduğu genellikle kabul edilen çelik konstrüksi- yon yapıların da sayısı azdır. Depreme maruz kalan illerdeki yapı stokunun büyük oranda betonarme olması verisi- nin yorumlanabilmesi, hasarlı binaların taşıyıcı sistemi konusunda daha detaylı
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=