BAU Teknolojileri Dergisi 1. Sayı (Ocak-Şubat 2022)

55 BAU TEKNOLOJİLERİ • Ocak-Şubat / 2022 TEKNİK C ephe Sanayici ve İş İnsan- ları Derneği olarak, kötü hava koşullarına dayanıklı cepheler için ne yapılmalı konusuna ilişkin üyelerimizden görüş istedik. Cephe danışmanı üyelerimi- zin görüşlerini paylaşmak isteriz. Son yıllarda değişen iklim koşulları ile birlikte tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kuvvetli rüzgar sağanak- ları daha sık yaşanmaya başladı. Bu durum, özellikle modern mimari akım ile birlikte gelişen ve yapısal olmayan cephe sistemlerinin söz konusu rüzgar yüklerine göstereceği mukavemetin yapı ömrü boyunca stabil şekilde tesis edilmesi gerekliliğinin önemini daha sık göz önüne sermeye de başladı. Daha önce en son 2017 yılında ve içinde bulunduğumuz 2021 yılının son günlerinde de yaşanan kuvvetli rüzgar sağanakları altında bazı yapı- ların cephe ve çatılarında kalıcı hasar- lar meydana geldiği ve bu hasarların ne yazık ki sadece maddi sonuçlara sebep olmadığı, yapıdan kopan metal ve diğer ağır parçaların can kaybına sebep verebildiği tecrübe edilmiş oldu. Benzer sonuçların önümüzdeki yıllarda inşa edilecek yeni yapılarda yaşanmaması için iki aşamalı bir mekanizmaya ihtiyaç vardır. Birinci aşama yapısal olarak cephe ve çatı strüktürlerinin doğru tasarlanması, ikinci aşama ise doğru tasarlanan strüktürün doğru şekilde imalat ve montajının yapılmasıdır. Burada kritik husus, söz konusu iki aşamanın da mümkün mertebe aynı bağımsız mer- kezden yönetilmesi ihtiyacıdır. Dola- yısıyla tasarımdan sorumlu, ehli fen sahibi mühendislik şirketleri, yapının inşaat denetimi safhasında bulunarak imalatın tasarıma uygun yapıldığını onaylayıp yapıyı sertifikalandırma- lıdır. Söz konusu iki aşamayı biraz açacak olursak; tasarım aşamasında ilk önemli alt aşama binaya has tasa- rım rüzgar yükünün tayin edilmesidir. İstanbul’u esas alacak olursak, yüksek yapılarda cephe strüktürlerinin tasa- rımı için Eurocode 1’i baz alan, 2009 yılında yayınlanmış bir yüksek yapılar rüzgar yönetmeliği mevcuttur. Rüz- gar yükü, yapının bulunduğu konuma bağlı temel rüzgar hızı ve arazi kate- gorizasyonuna, yapının zeminden yüksekliğine, çevre yapı koşullarına ve yapının aerodinamik özelliklerine göre doğru şekilde tayin edildikten sonra, tasarım sürecinin ikinci aşa- ması ise; ilgili TS EN normlarına ve inşaat mühendisliği kriterlerine göre yapı elemanlarının boyutlandırılması ve bağlantı detaylarının söz konusu statik ve dinamik yükler altında doğru şekilde çözümlenmesini gerektirir. Doğru mühendislik çalışmaları da yapıldıktan ve tasarım paketi tamam- landıktan sonra, tercihen tasarım sahibi mühendislik birimi tarafından yapılması gereken, imalatın ve mon- tajın tüm aşamalarının denetlenmesi süreci; tayin edilen doğru ebatlarda konstrüksiyon ve kaplama malze- mesinin kullanıldığının, bağlantı detaylarının tasarıma uygun şekilde hazırlandığının ve yapıya montajın tasarım hesaplarına uygun şekilde yapıldığının resmi olarak her aşamada kontrol edilmesi ve sertifikasyonun tamamlanmasını gerektirir. Ancak bu şekilde hedeflenen tasarım nihai bir esere dönüşebilecektir. Dolayısıyla, eksikliğini fazlasıyla hissetmekte oldu- ğumuz denetimmekanizması da en az tasarım safhası kadar önemlidir. Kötü Hava Koşullarına Rağmen Sapasağlam Cepheler Olabilir Ama Nasıl? CEPHEDER

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=