Yalıtım Dergisi 20. Sayı (Eylül-Ekim 1999)

panel da. Bu durumda sektörde çalışan firmalar özellikle işçilik giderlerini hiçbir zaman tam olarak gösterememiştir." Yapı Merkezi Mali ve idari işler Müdürü Dr. Saygın Eyüpgiller, vergi yasalarının inşaat sektörüne etkisi sözkonusu olduğunda, farklı direkt etkiler yaşansa da bir unsura yapılan etkinin, zincirin diğer haklarını da yansıma yoluyla ve ekonomik olarak etkilediğini ileri sürdü. 1998 yılı içinde Meclis'ten geçen ve yürürlüğe giren 4369 sayılı yasanın gerek yasalaşması öncesinde, gerekse sonrasında, belki de son 20 yılın en çok tartışılan yasalarından biri olduğunu iddia eden Saygın Eyüpgiller şunları söyledi: "Bunun nedeni yasanın radikal düzenlemeleri kadar, ekonominin bulunduğu olağanüstü koşulların da büyük rolüdür. 79947997 döneminde üç yılda toplam yüzde 25 büyümeyi gerçekleştiren ülke ekonomimiz, 7999'un ilk çeyreğinde yüzde 8.4 gibi tarihi bir daralma ile karşılaşmış, kamu yatırımları hemen hemen dururken, özel sektör yatırımları yüzde 18 oranında daralmıştır." 1998 vergi düzenlemelerinin; götürü vergilemenin ve hayat standardı esasının kaldırılması, vergi oranlarının düşürülmesi, emlak vergi ve harç oranlarının düşürülmesi, yurtdışı müteahhitlik hizmetleri, istisnasının süresinin uzatılması, sabit getirili menkul kıymetlerin alış değeriyle değerlenmesinden doğan vergi kaybının giderilmesi gibi birçok konuda olumlu ve reform niteliğine yaklaşan etkileri bulunduğunu söyleyen Saygın Eyüpgiller, düzenlemelerin olumsuz etkilerinin de bulunduğunu ifade etti ve bunları şöyle açıkladı: "7998'in ikinci yarısından itibaren yurtta ve dünyada derinleşen ekonomik kriz bu tartışmaların esas nedeni olarak ortaya çıkmaktadır. Bu ekonomik ortam, yeni bir vergi sisteminin ileri uygulamaları için uygun bir platform değildir. ikinci neden her vergi sistemi değişikliğinin ilk aşamada mükellefe "uyum" problemleri yaşatması2 8 YALITIM • EKiM 1999 dır." Saygın Eyüpgiller; genelde ekonomi, özelde inşaat sektörü açısından bakıldığında, yeni düzenlenemelerin; mali milat konusundaki belirsizlikler, menkul kıymet kazançları ve gayrimenkul vergilenmesindeki belirsizlik ve haksızlıklar, hemen hemen tüm değer artışlarını gelir vergisi kapsamına alan geniş bir gelir tanımı getirilirken servetteki artışların gelirin kavranmasında araç olarak kullanılmasına yönelik düzenleme ve uygulamaların mükelleflerde tedirginlik yaratması gibi daha birçok olumsuz etkisinin de bulunduğuna işaret etti. inşaat sektörünün dinamosu olarak gösterilen inşaat taahhüt firmalarının senelerdir konuşulan sorunları olduğunu ve bunların da yeni vergi düzenlemelerinde çözüm beklediğini söyledi. Saygın Eyüpgiller'in sektörde yaşanan _ sorunlara çözüm önerileri ise şöyle; "Geçici vergi beyan ve ödeme döneminin dört aylık dönemlere dönüştürülmesi, emlak vergisi beyannamelerinin yenilenmesi konusunda mükelleflere seçimlik hak verilmesi ve satış değerlerinin tespitinde aylık endeksleme, gayrimenkur vergilemesindeki belirsizlik ve adaletsizlikleri giderecektir, Borsa'daki hisse senedi alımlarını binde bir oranında bir işlem vergisi ile nihai olarak vergilenmesi de menkul kıymet kazançlarındaki sorunları ortadan kaldıracaktır, stopaj ve geçici vergi oranlarında yapılacak birkaç küçük düzenlemeyle adil ve etkin bir vergi düzeni yönünde önemli adımlar atılmış olacaktır." içinde bulunulan aşamada hükümetin vergi reformu konusundaki kararlılığını ve gelir hedeflerini gerçekleştirmekteki becerisini ortaya koyabilmesi gerekmektedir diyen Saygın Eyüpgiller, konuşmasına şu sözlerle son verdi: "Kanımca en doğru yol, hükümetin 1998 vergi düzenlemelerini savunma ve "deldirmeme" tutumundan kurtulması olacaktır. Böylece doğrusu ve eğrisiyle sistemin güçlü ve zayıf yönleri doğru teşhis edilip mükelefe "iyice" anlatılarak, ekonomide, bir tür vergi referandumunu veya vergide gerçekçi uzlaşmayı sağlayacak ve mükelleflerin vergi sistemine gönüllü uyumunu sağlayacak olumlu iklim yaratılabilecektir. Dileğimiz odur ki yasalar, kamuoyunda yeterince tartışılarak her sektörün talepleri gündeme getirilerek çıkarılabilsin." Alarko Şirketler Topluluğu Mali işler Koordinatörü Mustafa Filiz ise konuşmasının başında, vergi yasası yapılırken başlangıçta metodoloji hatası yapıldığını ileri sürdü. Mustafa Filiz, ne zaman köklü bir vergi değişikliği yapıldıysa üzerinden bir yıl geçmeden mutlaka tekrar değişiklik yapıldığını; bunun örneğinin 1994 yılında yapılan değişiklikten sonra görüldüğünü, şu anda da aynı durumun yaşandığını ifade etti. 4369 sayılı yasayla yapılan değişikliklerin dünya ölçeğinde yaşanan ekonomik krizle de aynı zamana denk düşmesinin önemli bir zamanlama hatası olduğunu ifade eden Mustafa Filiz sözlerini şöyle sürdürdü: "Yapılan düzenlemelerin, bütün vergi oranlarının indirilmesi, ihtiyari toplama uygulamasına son verilmesi, hayat standardı esası kaldırılması gibi olumlu yanları bulunuyor. Fakat tüm bu olumlu özelliklerinin yanı sıra gözden geçirilerek düzeltilmesi gereken hususlar da var. bunlardan bazılarını da şöyle sıralamak mümkün; geçici vergi uygulaması gözden geçirilmelidir, gayrimenkul yatırım ortaklık/arından kurumların ve gerçek kişilerin elde ettikleri kar payları vergiden istisna iken, yeni düzenleme ile vergiye tabi hale gelmiştir, menkul kıymetlerin alış bedeliyle değerlenmesi uygulaması devam etmelidir, "Yap-işlet-Devret" modeliyle yapılacak yatırımların teşvik edilmesi açısından imtiyazlı şirketlere de yeniden değerleme olanağı sağlanmalıdır, net alanı 150 metrekarenin altındaki konutların teslimi KDV'den istisna edilmelidir, yurtdışında yapılan inşaat, onarma,

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=