Yalıtım Dergisi 2. Sayı (Eylül-Ekim 1996)

yalıtım'a emek verenler si. Unkapanı çarşıları yapıldığında orada şantiye mühendisi olarak çalışırdı. Şimdi büyük fabrikalar yapıyor. O bile bana şu işi böyle yap dememiştir. Şimdi insanlar işini doğGu yapmayı düşüneceği yerde hilesini düşünüyor. Yanımda çalışanlardan bile memnun olmadığım oluyor, ben gördüğümü istiyorum. Onlar da kolayına kaçıp yapmak istemiyor. Bizim zamanımızda usta bizi işten çıkaracak diye ödümüz kopuyordu. Şimdi sadakat diye bir şey kalmadı. Her şey para. İnsan yaptığı işe sadık olmalı; Bizim işimizde de önceden herşeyi hesaplamak gerekiyor. lsı kaçağı nereden olur, nasıl önlerim dtye düşünmek lazım. Bazen beni de zorluyorlar şöyle yap. İşte buhar borusuna sarı izocam tip 18 kullan diye. Ama, ben kullanmam. Çünkü gerçektende olmaz. Bu cam yünü bir müddet sonra borunun çalışmasıyla kendi kendine un gibi olur diyorum. Hayatım boyunca kimseye hile yapmadım. İşi zorlayarak daha iyi olsun diye mücadele ettim şimdiye kadar. Kendi kendime şimdiye kadar nasıl mücadele etmişsin diyorum. Bugüne kadar büyük iş olarak;- Malazlar Kibrit, AEG, Dinarsu, Çorlu'da Can İplik, Lewis, Kinetix, Ardem/Bolu, Otosan, Ataköy Galeria'nın tamamını biz yaptık. Eskişehir Bozöyükte 3 sene kaldım. Toprak Enerji, Demirdöküm, Demirer Kablo, Artema hepsi benim elimden çıktı. Bütün işlerimden yüzümün akıyla çıktım. İşimin başında dururum. Yoksa içim rahat etmez. Üç oğlum var üçü de bu meslekte yetişti. Onlar bile hile yapar, ben engel olurum. Şimdiki ortamda herkes de bir para hırsı var. İş nasıl olursa olsun. Gemilerde de çalıştım. Gemideki boruları amyantla kaplayıp, üstüne camyünü kullanıyoruz. Yanmasın diye amyant yorganlar var önce onu sarıyoruz. Üstüne camyünü yapıyoruz. Su 100 dereceye gelmeden yakıcı olmaz bez de kullansan, camyünü de kullansan yanmaz. Ancak 100 dereceden sonra buhara dönüştüğü zaman amyant kullanmak gerekir. Malzeme yanmasın diye. Tekrar söylüyorum bu ortamda doğru dürüst iş yapan kazanmaz. Ya işinden çalacak ya da vergiden kaçıracak, kazanabilmek için. Eskiden harfi harfine kontrol vardı. Adam kumpansla gelir sac kalınlıklarını ölçerdi. Bunlar şimdi hiç kontrol edilmiyor. Sac olsun, camyünü olsun kontrol edilirdi. Hakikaten istenen malzeme mi kullanılıyor diye. Şimdi kimse bakmıyor. Eski makina mühendisleri bu izolasyonun imini cimini bilen adamlardı. Tam manasıyla bilirlerdi. Mesela aklıma geldi. Bir takosa çivi çakar izolasyonun kalınlığını ölçerlerdi. Bu benim hoşuma giderdi. İşi bilirlerdi. Eğer sen işi biliyorsan kontrol edebilirsin. Ama bilmiyorsan şunu söyle yap desende ben yapmam. Bir işi yaptıran adamın o işi bilmesi lazım. Bir anımı anlatayım. Çok eskiden Tokar'ın işini yapıyordum. Katırcıoğlu'nda Sirkeci'de çamurla yapıyordum, Eskişehir toprağı ile. Adam geldi bana "bu iş neye yarar" diye sordu, makinacıydı. "Bu borular on senede çürüyecekse beş senede çürür efendim" dedim. "Buna yarar" dedim. "Neden yapıyorsun o halde" dedi. "Mal sahibi istiyor, ben de yapıyorum" dedim. "Borular duvardan geçerken kovan konması lazım. Konmamış. Borular duvara temas ediyor daha çabuk çürüyecek" dedim. Kullandığımız malzeme topraktı, kaliteli bir malzeme değildi. Şimdi faseritte kullanıyorlar. izolasyon yaptıran da var hala. Eski anlayanlar yaptırıyor. Demek istediğim, işi bilen adam her zaman iyidir, işi bilmeyen para kazansada insanlıktan kaybeder. Ben her zaman yanımda çalışanlara işinizi doğru yapın tam yapın diye tembih ederim. 1 O metre yerine 5 metre yapın ama tam yapın, yarın bir daha oraya gitmeyin derim. Ama dinleyen yok gibi geliyor. Artık yaşlandım. Sinirleniyorum. Mesela; bir metre boruya 5 tane punto atması gerekirken baştan, sondan bir de ortadan 3 tane yapıp gidiyor. Şimdi insanlar malzemeden kazanmak istiyorlar. Düşük fiyatla yapılan işler de buna teşvik ediyor. Söylediğim gibi şimdiki malzemelerin hepsi makyaj malzemesi, boyayla şunla bunla süsleniyor. Ben bunlara naylon malzeme diyorum. Şimdi aklıma geldi. Elazığ bakır madenini yaparken Ruslar kayayünü diye bir malzeme sardılar. Çok kaliteliydi. Yine Almanlar orada telli camyünü kullandılar. İzolasyon yaptılar. Üstüne hışır yaptılar kalınlığı 3 santim. Üstünde geziyorduk. O kadar kuvvetliydi. Eskiden merak vardı. Şimdi yok. Çıraklığımda park otelinde çalışmıştım. 20 sene sonra sökmeye gittik. Daha bugün yapılmış gibiydi. Teknoloji ilerledi de kalite yok. İşi kolaylaştırıyor ama kalitesi yok. Moskova'ya gittiğimde; Ruslar, Osmanlıya iş verdik yarın pala bıyıklı Osmanlı'nın torunları gelecek demişler. Gelenleri görünce şaşırmışlar. Şimdi ben, bezinden tut yaşantının tamamı naylon diyorum. Yanlış mı? Böyle insanların yapacağı iş de böyle olur. 35

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=