Yalıtım Dergisi 2. Sayı (Eylül-Ekim 1996)

görü!ji "Yalıtım", BuSözcBüekni Heyecanlandırıyor Kimya Müh.TunceBr EYAZITLI KaimannAvrasyaLtd./ Yalıtım Dergisi Yayın Danışma Kurulu Üyesi M asamda pırıl pırıl bir dergi duruyor adı "YALITIM". Bu sözcük beni çok heyecanlandırıyor, öfkeden sevecenliğe, umutdan sevince gidip gelen duygular sarıyor her yanımı. Öncelikle, böyle bir derginin çıkarılmasında tüm emeği geçenleri kutlamak ve teşekkür etmek istiyorum. "Yalıtım" benim için bir sözcük, kavram ya da iş değil, bir yaşam biçimi, bazen beni yönlendiren bazen benim yönlendirdiğim bir parçam. Heyecanım, değişik duyguların seline kapılmam işte bu yüzden. Normal insanlar bir otel, bir lokanta, bir alışveriş merkezi ya da bir ofis gibi değişik mekanlara gittiklerinde, renklere, mimariye, dekorasyona dikkat eder, beğeni ya da eleştirilerini dile getirirler. Ben ve benim gibiler hemen yalıtım ile ilgili birimleri arar bulur, ya yanımızdakilere birkaç söz ederiz ya da beyin jimnastiğine başlayıp kendi kendimize bile konuşuruz. Yurtdışı gezilerimizde de durum aynıdır, nerelerin nasıl yalıtıldığını, hangi ürünlerin kullanıldığını gözler, ülkemizde neden bunlar yapılmaz diye hayıflanırız. 28 Yalıtım için bir şeyler yazmaya karar verdiğimde, konuyu kafamda biçimlendirmeye, vermek istediğim mesajları sıralamaya çalıştım. Ancak, yazmaya başlayınca, sözcükler kontrolden çıktı, kendi bildikleri gibi akıp gitmeye başladılar. Bunu disiplinsizlik olarak nitelemeyin ne olur, yalıtım gündeme geldiğinde, söyleyecek, yazacak o kadar şey var ki ... Örneğin, neden yalıtım yapmıyoruz? diye sorulsa, saatlerce konuşmak ya da sayfalarca yazmak işten değil. Yalıtım dergisi görünümü ve içeriği ile bir ihtisas dergisi, böyle bir dergide ciddi bilimsel, teknik yazılar yazılmalı diye düşünüyor insan. Ancak, daha da okunur, sevimli, sıcak hale getirmek icin insanlığımızı borçlu olduğumuz duygularımızı da katmalıyız diye düşünüyor, bu nedenle bu ilk yazıda detaylardan, formüller ve rakamlardan uzak durmak istiyorum. Kirlenen havamızı, içme sularımızı, yok olan bitki örtümüzü, hastalanan insanlarımızı, enerji darboğazını, israf edilen dövizimizi ve bu sorunlara yalıtımla çözümler getirebileceğimizi düşündükçe heyecanlanmamak elde değil. Sanırım öncelikle, insanımıza yalıtımın ne olduğunun, yapıldığında neler kazanılacağının, doğrudan insan sağlığı ile ilgili olduğunun iyice anlatılması gerekmektedir. İlgi başladıktan, çoğaldıktan sonra, yıllardır bu konuda emek veren teknik kimliğe sahip insanlarımız, sorunların bilimsel/teknik çözümlerini sunacaklardır. Yalıtım, en yalın olarak şöyle tanımlanabilir: İki ortam arasındaki ilişkiyi ya da alışverişi kesmek veya en aza indirmek için yapılan tüm çalışmalardır. Bu çalışmaların içine, su, elektrik, yangın, ses ve ısı yalıtımı girmektedir. Ancak bizim yoğun olarak ilgilendiğimiz ısı (sıcak-soğuk) yalıtımıdır. Su ve elektrik yalıtımı dışındakiler aslında birbirine bağlı yalıtım işlemleridir. Kullanılacak malzemeye bağlı olarak, hepsini bir arada yapabilmek de mümkündür. Evet, demek ki konumuz ısı yalıtımı. lsı (sıcak-soğuk) niye yalıtılmalıdır? Yalıtılınca ya da yalıtılmayınca neler olur? Bu soruları cevaplamalı, sonuçlarını iyiden iyiye anlatmalıyız insanımıza. İnsanımız yalıtımın ne olduğunu anlamalı, inanmalı, uygulamalı ve sonuçlarını almalıdır. Ben başka

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=