Yalıtım Dergisi 2. Sayı (Eylül-Ekim 1996)

yalıtıyorum _____ _ Mak.Müh.Orhan TURAN Yalıtım malzemelerintiünketiminin artması için Ankara'damn edet ummayalım, özeSlektöDrüinamizmine Güvenelim D eğerli okurlar sizlere her sayıda bu köşede bir şeyler yazmaya çalışacağım. Konul arda sınırlama yapmak istemiyorum, bazen yalıtım ile ilgili, bazen diğer konularda izlenimlerimi, görüşlerimi, aktarmaya çalışacağım. Bu ayki ilk yazım Türkiye'de yalıtım malzemelerinin tüketim miktarının artmama nedenleri üzerinde olacak. lsı Yalıtımının yaygınlaşmaması ve tüketimin artmama nedenini içeren her yazıyı okuduğumuzda, her konuşmayı dinlediğimizde mutlaka kilişeleşmiş değerler verilmekte. (Örneğin; Sanayide, konutta, ulaşımda tüketilen enerji miktarı, ruhsatlı ve ruhsatsız binalarda yalıtım yapılma oranı gibi). Buna karşın, devletin bu konuyu teşvik etmediği yazılır ve devletin desteğiyle tüketimin artacağı fikri savunulur. Her konuda olduğu gibi çözüm devlete havale edilir. Oysa özel sektörün artık Ankara'ya endeksli olmadığını ve kendi dinamiğiyle geliştiğini de son dönemlerde daha net olarak görmekteyiz. Hükümet krizi dönemlerinde bile özel sektörün Ankara'ya endeksli davranmadığını tespit edebiliyoruz. Durum böyle iken yalıtım malzemelerinin tüketiminin arttırılması için devletten medet ummaya gerek olmadığı kanaatindeyim. Çünkü devletin cari harcamalarını zor ödeyebildiği bir dönemde bir de bu konuya ödenek ayıramayacağını düşünmekteyim. Bu konuya gönül vermiş, pazarın arttırılması doğrultusunda yoğun çalışmalarda bulunan tüm yalıtım firmalarının belirli ilkeler etrafında masaya oturup pazarın ve tüketimin artması için konsensus sağlanması gerektiği fikrini savunmaktayım. Aksi taktirde şovlara populist aktivitelere devam edildiği sürece, kalıcı bir şeyler yapılmadıkça, yalıtım malzemelerinin tüketimini arttırmamız mümkün değildir. Öncülük yapabilecek, yalıtım konusunda fikir üreten vizyonu geniş, istekli kişi ve kuruluşların bu konuyu masaya yatırıp çözebilecekleri kanaatindeyim. Gelecek sayıda somut önerilerimi sizlere aktarmaya çalışacağım. Yazımı şu alıntıyla bitirmek istiyorum. "Aktif insanlara yardımcı olunabildiği sürece bu ülke yaşanabilir olur. Ama figüran, ama baş aktör olarak rol almak aktif katılım sağlamak hepimizin görevi olmalı. Aksi taktirde seyirci olarak kalmayı seçerseniz, söz hakkınız olmaz, birileri sizin yerinize karar verir, siz de gazeteden; televizyondan öğrenirsiniz. Çıkarlarımız ortak. Azı paylaşmak yerine, uzlaşarak çoğaltıp, çoğu paylaşmak yoluna gidilmeli. Çatı çökerse hepimiz altında kalırız". Gelecek sayıda buluşmak dileğiyle. iJ 23

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=