Yalıtım Dergisi 197. Sayı (Mayıs-Haziran 2021)

çocuklardan biriydim diyebilirim. Kadı- köy’de bahçelerinde dut, erik, armut, elma, incir ağaçlarının oldukça bol olduğu köşkleri, müstakil evleri hatır- lıyorum. Ne acıdır ki hemen hepsi yıllar boyunca teker teker yıkıldı ve o güze- lim bahçelere yüksek apartmanlar inşa edildi, o güzelim ağaçlar da bir bir yok oldu gitti. Teknolojinin bugüne göre çok daha az olduğu, tek kanallı siyah beyaz televizyonlar izlediğimiz bir dönemde oldukça mutlu bir çocukluk geçirdi- ğimi düşünüyorum. Hiç evlere kapan- madığımız, izole edilmediğimiz, anne babamızın bizi merak etmediği dönem- lerdi. İstanbul belki 50’lerde, 60’larda daha da güzeldi ama ben göremedim. 80’lerin İstanbul’u ise bugüne göre çok ama çok daha güzeldi. Hayatımı şu ana kadar İstanbul’un Anadolu yakası dediğimiz bölgesinde geçirdim. Kadıköy, Selamiçeşme, Feneryolu ve Çekmeköy bugüne kadar yaşadığım yerlerdir. İlkokulu Kalamış İlkokulu’nda, ortaokul ve liseyi Avusturya Lisesi’nde, Lisans eğitimimi İTÜ Makine Fakülte- si’nde tamamlayarak makine mühendisi ünvanını aldım, sonrasında Marmara Üniversitesi’nde Çağdaş İşletmecilik İhtisas Programını tamamladım. “Termodinamik Gibi Dersler İlgimi Çektiğinden Isı-Enerji Kolunu Seçtim” Üniversiteye ilk girdiğimde, mezun olduğumda ne yapacağıma dair aklımda hiçbir şey yoktu. Ağır bir lise eğitimi ve stresli bir üniversite sınavı sonrasında bizim dönemimizde üniver- sitenin ilk yılları aslında biraz rahatlama, deşarj, gezme tozma, kahvede kağıt oyunları yılları oluyordu; ben de bu kervana katıldım ancak üniversitede yıllar ilerleyince insan mezun olduk- tan sonra ne yapacağını düşünmeye başlıyor. İTÜ’de 3.sınıftan itibaren kol ayrımı ile makine mühendisliği altında 1 970 İstanbul doğumluyum. Sırası ile orta öğrenimimi Avus- turya Lisesi’nde, yüksek öğre- nimimi İstanbul Teknik Üni- versitesi Makine Mühendisliği Bölümünde tamamladım, sonrasında Marmara Üniversitesi’nde Çağdaş İşlet- mecilik İhtisas Programını tamamladım. İş hayatıma 1994 yılında Isısan Isıtma ve Klima San. A.Ş.’de satış mühendisi ola- rak başladım, sonrasında aynı şirkette ürün yönetimi, tedarik zinciri yönetimi, planlama ve satın alma görevlerinde bulundum. Isısan A.Ş.’nin Bosch Termo- teknik tarafından satın alınmasını taki- ben Bosch Termoteknik A.Ş.’de 2002- 2009 yılları arasında Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı, 2009 – 2013 yılları arasında Genel Müdür ve Orta Doğu / Kafkasya Bölge Direktörü ve 2013-2015 arasında da uluslararası bir görevde Bosch Termoteknik GmbH’da Merkezi Klima Sistemleri Global Başkan Yardımcısı olarak çalıştım. 2015-2017 yılları arasında Kaleseramik Çanakkale Seramik Yapı Grubu Başkan Yardımcısı ve Kale Italia Srl CEO’su olarak çalış- tım. 2017-2018 yılları arasında Belenco Kuvars Sistemleri’nde Genel Müdür ola- rak çalıştıktan sonra 2018’den bugüne Mapei Yapı Kimyasalları A.Ş.’de Genel Müdür olarak çalışmaktayım. Evliyim, 2 çocuk sahibiyim. “80’lerin İstanbul’u Bugüne Göre Çok Ama Çok Daha Güzeldi” İstanbul’un bugüne göre çok daha güzel, daha tenha, daha az ve alçak binaların olduğu, ama insanların birbi- rine daha yakın olduğu, komşuluğun, dostluğun hakim olduğu bir zamanda çocukluğumu İstanbul’da geçirdim. Belki de ağaçlara tırmanıp bahçeler- den meyve kopartıp yiyen, sokaklarda futbol maçları yapan, çamurlu toprakta misket oynayan, bisiklet üzerinde tüm günü geçiren, Fenerbahçe burnundan Marmara denizine giren son dönem uzmanlaşma imkanı oluyordu. Isı-enerji, konstrüksiyon, otomotiv ve sistem dinamiği kolları arasından ben ısı-e- nerji kolunu seçerek o alanda ilerledim ve sonrasında uzun yıllarda ısı-enerji iş kolunda çalıştım. Bu kol seçiminde de hatırladığım kadarıyla çok fazla yön- lendirme olmadan alınacak derslere bakarak seçim yapıyorduk. Isı trans- feri, termodinamik gibi dersler ilgimi çektiğinden ısı-enerji kolunu seçtiğimi hatırlıyorum. “Faal Bir Arkadaşlık Dönemindeydim” Eğlenceli ve güzel bir gençlik dönemi geçirdiğimi söyleyebilirim, üniversiteyi yaşadığım yer olan İstan- bul’da okuduğumdan rahat bir ev haya- tım vardı, sadece makine fakültesi ile sınırlı olmayan, tekstil mühendisliği fakültesi, elektrik mühendisliği fakül- tesi, maden mühendisliği fakültesin- den arkadaşlarla da birlikte geniş bir arkadaş çevrem vardı ve hem okulda hem okul dışında görüşüyorduk. Faal bir arkadaşlık dönemindeydim diyebi- lirim. O dönemde aklımda kalanlar ola- rak para kazanmak için verdiğim özel dersler (Almanca, İngilizce, Matematik vs.) ve halkla ilişkiler şirketlerindeki part-time çalışmalarımı sayabilirim. Özellikle halkla ilişkiler şirketlerinde çalışırken o dönemde stadyumlarda verilen konserlerde kapıda bilet kont- rol görevlisi olarak çalıştığım günleri ve bu sayede İstanbul’da verilen o meşhur konserlerin hepsini bedava izlediğimi hatırlıyorum. Okulu bitirdikten sonra yabancı dil bilgime de güvenerek Tür- kiye’deki birçok yabancı şirkete iş baş- vurusunda bulundum. Ancak bu büyük kurumsal firmalar prensip gereği henüz askerliğini yapmamış bir yeni mezuna iş vermeyi pek düşünmüyorlardı. Bu yüz- den iş başvurularım hep başarısızlıkla sonuçlanıyordu. O dönemde askerlik her ne kadar üniversite mezunları için

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=