Yalıtım Dergisi 191. Sayı (Mayıs-Haziran 2020)

yalitim.net Yalıtım / Mayıs - Haziran 2020 13 Müdür Yardımcı’lığı görevlerinde bulun- dum. 2018 yılının başında da Türkiye’den sorumlu Genel Müdür oldum. 2018 Kasım’da ise bölgenin başına geçtim. Onduline’deki yapılanmadan bahseder misiniz? Onduline, 1944’den beri faaliyetlerini sürdüren bir Fransız firması. Onduline Avrasya, grubun 6 bölgesinden biri ve Türkiye, Orta Asya, Kafkaslar, Orta Doğu, Avrupa’da birkaç ülke ve Afrika kıtasının tamamını kapsıyor. Onduline Avrasya’daki arkadaşlarımız tüm bu böl- gelere hizmet veriyor. Grupta ise bizim bölgemizden başka Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrupa, Rusya-Ukray- na-Belarus ve Asya Pasifik bölgeleri yer alıyor. Grubun Türkiye’deki üretim tesisi dışında farklı lokasyonlarda 8 üretim tesisi daha var. Jenerik ürünümüz olan Onduline Klasik levhası (Onduline HR), 1974’de Türkiye’de üretilmeye başlıyor. O zaman Türk bir grup, isim hakkı ve know-how satın alarak 1994’e kadar üretim yapıyor. 1994’de Onduline grubu Onduline’in o zamanki tüm aktiflerini ve personelini devralıyorlar. Uzunca yıllar o dönemden olan arkadaşlar ile beraber çalıştım. Ben Onduline’in bu ikinci döneminde Ondu- line ailesine katıldım. Onduline’in faaliyetlerinden bahseder misiniz? 80’den önce doğanlar Onduline’i iyi biliyorlar. Çünkü o zamanlar tek kanallı televizyon dönemindeki reklamından hepimizin aklında. 80 sonrası doğan- lar için ise Onduline biraz daha teknik bir malzeme. Biliyorlar ama o reklamı hatırlamıyorlar. Biz, firma isimimiz de olan bitümlü oluklu çatı kaplama lev- haları dışında da yalıtım malzemeleri üretiyoruz. Levha grubunda Onduline HR, Onduvilla, Zigana ürün ailesi ve kiremit altı levhalarımız var. Biz hafif çatı malzemeleri konusunda uzmanız. Esas işimiz de su izolasyonu. 1997’den beri de bitümlü membran üreticisiyiz. Fabrikamız Sapanca’da. Dünyada ve Türkiye’de distribütörlerimiz ve bayile- rimiz ile çalışıyoruz. Türkiye’de 250 kadar bayimiz var. Sektör ile ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz? Yeşil çatı uygulamaları konusunda ürünler geliştirmiştiniz, bu konuda sektör hangi noktada? 1999 depreminde birçok bina hasar gördü ve ikinci bir depreme kadar değişim (yenilenme) ihtiyacı ortaya çıktı. Bu da kentsel dönüşümü ortaya çıkardı. Bununla beraber inşaat sek- törü ivmelendi, 2002’den 2018’e kadar inşaat sektörü büyüme trendindeydi. Az katlı binalar yerini yüksek katlı binalara bıraktı veya 2-3 küçük bina birleşti yerine büyük binalar yapıldı. Hızla betonlaşan şehirlerde, su kullanımı arttı, yağmuru emecek alanlar azaldı, yeşil alanlar hızla yerini betonlara bıraktı. Bu hızlı deği- şim ve dönüşümü şehir planlaması aynı hızla takip edemedi ve yeşile olan ihtiyaç giderilemedi. Bu sebeple yaşam alan- ları ile yeşil ihtiyacının etregre edilmesi gerekti. Yitirilmiş olan bitki alanlarının, kendilerini yok eden yapıların üze- rinde yeniden elde edilmesi, yani yeşil çatılar ihtiyacını görerek 2003 yılında Ondugreen yeşil çatı sistemimizi pazara sunduk. O tarihten itibaren yeşil çatı- lar ülkemizde hızla ivmelendi ve yeşil çatılı binalar çoğaldı. Burada bizim bir endişemiz var. Yeşil çatı yapılması tercih edilen projelerde yeşil çatıya uygun izo- lasyon ürünlerin kullanılması çok önemli. Bu çatılardaki bitkilerin kullanılan yanlış malzemeler sebebiyle binaya verecebi- leceği zarar yarın olmayacak. Bu 1 sene sonra da olabilir, 5 sene sonra da. Doğru malzeme kullanılmadığında “Ben yeşil çatı yaptım, bu olmuyormuş, binaya zarar veriyor” diyecekler. Ama binaya verilen zarar yeşil çatıdan dolayı değil, yanlış malzemeden oluyor. Bu yüzden, doğru ürünlerin kullanılması, yeşil çatı sistemleri için özel olarak geliştirilmiş kök tutucu özelliği olan su yalıtım mal- zemelerinin kullanılması ve sistemin uygulama aşamasından sonra da bakımı çok önemli. Ülkemizde yeşil çatının çok güzel örnekleri var ve bu örneklerin en eskilerinden biri Ümraniye Meydan AVM’dir. En çok bilineni ve en büyüğü ise Zorlu Center’ın yeşil çatı uygulamasıdır. 72.000 metrekarelik bir yeşil alandan bahsediyoruz ve bu o yıllarda Avrupa’nın en büyük yeşil çatısıydı. Daha birçok iyi örnekler var. Şunu da eklemek isterim ki bu konuda hâlâ Avrupa’nın gerisinde- yiz. Mesela, Almanya’da kendinize bir ev yaparken, yeşil çatı uygulaması yapar- sanız teşvik alabiliyorsunuz. Bunlar çok önemli destekler. Ülkemizin bu konuda gidecek epey yolu var. Önümüzdeki dönemi nasıl görüyorsunuz? İnşaat sektörü, 21. yüzyılın başından itibaren çok büyük bir ivmeyle 2018’e kadar geldi. 2018’de büyük bir daralma yaşadı. Tahminim, bir süre sonra toparla- nacağı yönünde. Nüfusumuz genç, sek- törün canlı kalması için çok teşvikler var. Yakın zamanda eski durumuna gelmese bile, yeniden bir ivmelenme yaşayaca- ğız. Dibi gördük, bundan daha kötüsü olmaz diye düşünüyorum. Salgın öncesi hayat dışarıda yaşanırken harcamalar da dışarıda oluyordu, insanlar evlerine kapanınca ev ihtiyaçlarını, evdeki eksik- lerini gördüler. İnsanlar evlerine yatırım yapmaya, değiştirmeye, tadilata başadı- lar. Bu yönde bir hareket başladı. Bunun sonucunda da bu sene inşaat sektö- ründe ufak bir hareketlenme olacaktır ama bu salgın bizi nereye götürecek henüz bilmiyoruz. İkinci dalga olacak mı bilmiyoruz. Şimdilik yaz havasına gir- dik, herkes hafifledi, dilerim bu olumlu durum devam eder. Şunu da son olarak belirtmek isterim ki genç ve dinamik nüfusumuzla, inşaat sektörü elbette yükselecek ve yine eko- nomimizin önemli lokomotiflerinden biri olacaktır. n

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=