Yalıtım Dergisi 19. Sayı (Temmuz-Ağustos 1999)

dosya ülkelerin başlıca sorunlarındandır. Gelişmiş ülkelerin inşaat sektörleri, ülke ekonomilerine tasarruf getirmesi amacıyla ısı ve ses yalıtımı malzemeleri kullanımı, ülkemize oranla daha fazladır. Ülkemizde kişi başına yalıtım malzemesi tüketimimiz oldukça düşüktür. Konut finansmanında, sadece konut alımı için değil konutların yenilenmesi, daha kaliteli hale getirilmesi için teşvik kredilerinin oluşturulması sağlanmalıdır. Bu teşvikler ve krediler ile konut sahibi, binasının yalıtım sorunlarını çözebilmelidir. Gelişmiş ülkelerde, bu uygulamalar için çok kolay, düşük faizli uzun vadeli kredi alınmaktadır. Bu politikalar devlet tarafından yönlendirilmektedir. Yalıtım kurallarına uygun olarak inşa edilmiş sanayi tesislerine bu kapsamda özel teşvikler verilmesi, sanayicilerimizin de enerji tasarrufuna katkılarını artırarak çevre kirliliğini önlemesinde büYücel BAĞBAŞI Genel Müdür Yardımcısı Satış ve Pazarlama ODE Türkiye'de inşaat sektörünün 1998'de tanıştığı kriz, 1997 yılında uzakdoğuda başlayan global finansal krizin bir uzantısıdır. Önceden haberli olarak gelen bu kriz döneminde geleceğini görmeden hazırlıksız yakalanan firmaların olması gayet normaldir. Halbuki Türkiye krizlere alışık bir ülkedir. 1991 ve 1994'deki krizlerden sıyrılmasını bilmiştir. Türkiye bu krizden de kazançlı çıkmasını bilecektir. inşaat sektöründe yaşanan kriz doğal olarak yalıtım sektörünü de etkilemiştir. bununla birlikte 1998'deki inşaat sektöründe yaşanan krize rağmen yalıtım sektöründe bazı ürünlerde% 30-35'e varan büyümeler görülmüştür. Krizin etkileri en güçlü hissedildiği anlarda bile pazarda bir hareket vardı. Herşey sıfır değildi. inşaat sektöründeki ciddi daralmadan dolayı yalıtım sektöründeki bazı firmaların zorlandığı bilinmektedir. Ellerinyük ölçüde rol oynayacaktır. Yalıtım olayına hala lüks olarak bakılmaktadır. Yapılan uygulamalarda gerek detay çözümünde, gerekse işleve uygun malzeme seçiminde dünyanın gerisindeyiz. Sadece çatı yalıtımı yapılarak çözümün sağlandığı görüntüsü verilmektedir. Bunun sonucu olarak bir türlü ısıtılamayan daireler, rutubetli duvarlar, yakıt tüketimini artırır. Fazla yakıt tüketimi ile ülke ekonomisine getirilen yükün yanı sıra en önemlisi hepimize zarar veren fazla yakıt tüketiminden dolayı havanın kirlenmesidir. Halbuki binalarda yalıtım maliyeti, düşünülenin aksine bina maliyetini artırmaz. Projelerin, ısı yalıtımı öngörülerek uygulanması gerekir. Binaların tesisat hesapları yapılırken; kazan hacmi, boru çapları, radyatör dilimleri, işçilik ve boya masrafları kendini amorti etmeye başlar. bina ömrü boyunca, ısıtma giSektör olarak yalıtım bilincinin yaygınlaştırılması için bir dizi seminerler vermek bu dönemin en iyi değerlendirme yollarından biridir. deki stokların şişmesi, ödemelerdeki zorlanmalar, krizi fırsat bilip bunu kullanmaya kalkan firmaların sektörde yarattığı sıkıntılar vs. karşılaşılan sorunlardır. Krizin firmalar üstünde yaratmış olduğu bir de psikolojik baskı söz konusudur ki, bunun doğrultusunda firmaların paniklemesi ve panik yaparak fiyat indirmesi sektöre ve firmalara zarar verir. Örnek olarak, fiyatı 100 $ olan bir malzeme 60-70 $'Iara düştüğünde bunu tekrar eski seviyesine çıkarmak çok zor olduğu gibi böyle bir olayı piyasaya izah da edemezsiniz. derlerinden önemli tasarruf sağlar. iyi bir yalıtım uygulaması yapılmış binada yaklaşık olarak, yalıtım yatırımının bina maliyitine oranı % 1'den az, tesisat azalmasının bina maliyetine oranı % 3'tür. Yalıtım yatırımının geri ödeme süresi 1.5-2.5 ısıtma dönemi olmaktadır. Buradan elde edilecek tasarruf ile oluşacak fonların, ülke yararına başka yatırımlara yönlendirilmesi ve böylece Türkiye'nin Batı ülkeleri refah seviyesine ulaşması çok daha kolay olacaktır. Gerek devletimiz, gerekse yalıtım sektörü ile ilgili hizmet veren firmaların, kendilerine düşen görevleri yerine getirmesi halinde, yapılacak çok iş olduğu görülecektir. Özet olarak yalıtım suretiyle enerjinin akılcı kullanımı, ülkemizin çoğu insanın zannettiği gibi lüks olmayıp, ekonomik bilinçlenme ve sağlıklı yaşama yönünden önemli gelişme olacaktır. Önemli olan bu krizi lehinize çevirmek ve krizden karlı çıkmaktadır. iyi organize olan firmalar krizden rahatlıkla karlı çıkabilirler. Krize rağmen yalıtım sektörü büyümeye devam etmektedir. Fakat maalesef gözlemlediğimiz kadarıyla fiyatlar aşağı indirilip bilerek veya bilmeyerek sektöre zarar verilmektedir. Krizin etkilerinin azaldığı bu dönem iyi değerlendirilmelidir. Yeni dönemde hazır olunup pazarın nasıl artırılacağı, yalıtım bilincinin nasıl yaygınlaştırılacağı konusunda çalışmalar yapılmalıdır. Sektör olarak yalıtım bilincinin yaygınlaştırılması için bir dizi seminerler (mühendislere, ustalara vs. yönelik) vermek bu dönemin en iyi değerlendirme yollarından biridir. Elimizdeki bilgileri kendimizde tutmayıp paylaşmak, yatırımın hak ettiği noktaya ulaşmasını sağlamak, seviyesiz ve sadece fiyat rekabetine dayanan satış yapmaktan kaçınmak zorundayız. Bir an önce herkes kendisini dev aynasında görmeyi bırakıp eksiklerini gidermelidir. Kendini mükemmel gören firmalar bile incelendiğinde çok eksikleri olduğunu göreYALITIM• AGUSTOS 1999 2 5

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=