Yalıtım Dergisi 186. Sayı (Eylül 2019)

yalitim.net 24 Yalıtım / Eylül 2019 PORTRE & RÖPORTAJ ENERJI KIMLIK BELGESI ANAYASASI OLUŞTURULMALI “Binalarda yalıtımın yapılması isteniyorsa, ‘Enerji Kimlik Belgesi Anayasası’ oluşturulmasının gerekli olduğunu düşü- nüyorum. Yalıtım yapılmadan önce termal kamera ile binanın röntgeni çekilmeli ve bina duvarlarının ve pencerelerin U değerleri tespit edilmeli. Yalıtım malzemesinin kaliteli olma- sının yanında, uygulamayı yapan firmaların da kaliteli bir şekilde çalışmayı gerçekleştirmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde sağlıklı yalıtım sağlanabilir. Tüm bunlara ek olarak yalıtımı yapan firmanın, yaptığı işle ilgili 5 yıl garanti vermesi şart. Yalıtımın amacı enerji yoğun binadan, enerji az yoğun (enerji verimli) binaya dönüşümü sağlayabilmektir. AB ülkelerinde metrekare başında yıllık 150-200 kWh enerji tüketilirken, yaptıkları düzenlemeler sonucu bu rakamlar 80-90 kWh seviyelerine geldi...” “Müsteşarlığım döneminde enerji verimliliği konusuna örnek teşkil etmesi için kendi bünyemizde bir projeyi hayata geçirmiştik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı binası yeni olmasına rağmen enerji yoğun bir yapıydı. Bu konu üzerine inceleme başlatmış ve enerji tüketim miktarının yılda 150 kWh/m2/ yıl olduğunu tespit etmiştik. Tüketimimizi ısıtma, soğutma, havalandırma, aydınlatma, pişirme olarak beş ana kalemde belirlemiştik. Kaçakların nerede olduğunu tespit etmiş, çözüm yolları ve maliyetleri hesaplamıştık. Binalara bütüncül olarak bakılmalı ve önceliğimiz sadece yalıtım değil, binayı enerji verimli hale getirmek olmalı. Biz de bu maliyetleri önceliklen- dirmiştik. Emekli olup ayrılırken, tüketim değerleri 120 kWh/ m2/yıl seviyesine kadar düşmüştü. Aradan bir yıl geçtikten sonra bu değer 94 kWh/m2/yıl seviyelerine kadar gerilemiş. Az enerji harcayan bina genç kalır. Bina doğru yalıtılmazsa erken yaşlanır, ömrü kısalır...” OKULLAR... “Bence Yeşil Bina konusunun en güzel uygulanacağı alanlar üniversiteler, kampüsü olan liseler ve diğer okullardır. Bu okullardaki kaldırımlar, bisiklet yolları ve basketbol sahaları gibi alanlar su geçiren betonla kaplanabilir. AB’de bu şekilde uygulamalar yer alıyor ve sel gibi afetler az yaşanıyor. Göl- lenmenin çok olduğu yerlerde yağmur bahçeleri yapılmalı. Bu sayede hem yeşil bir alan oluşur hem de yerin altına suyun geçirilmesini sağlanır. Ayrıca kampüslerin en önemli yerleri bilgisayar verilerinin depolama merkezleridir. Bu veri merkez- lerindeki atık ısı aracılığıyla binanın ısıtması ya da soğutması da sağlanabilir. Binaların çatılarına güneş panelleri kurulabi- lir. Elektrikli araba uygulamasına geçilerek, şarj istasyonları yaygınlaştırılabilir. Konforlu çalışma ortamları için okul bina- larının tamamı yalıtılmalı ve enerji verimli hale getirilmelidir. Okullarda sıfır atık projesi mutlaka uygulamaya konmalı...” ÇEVRE SEKTÖRÜNÜN GELIŞIMI BÜTÜNCÜL OLARAK ELE ALINMALI “Türkiye’de çevre sanayi sektörü maalesef tam anlamıyla kurulamadı... Teknolojik olarak çevre sanayi sektörü kuru- labilirse oldukça başarılı sonuçlar elde edilebilir. Çevre konu- suyla ilgili bazı uygulamalar ülkemizde bulunurken, bazıları yurtdışından temin ediliyor. Bu teknolojilerin üretimini ger- çekleştirebilirsek yakın coğrafyamızda bulunan Arap ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlerdeki çevre teknolojisi talebine iyi bir şekilde cevap verebiliriz. Ülkemizde bu sanayi yeteri kadar oluşmadığından, daha çok AB ülkeleriyle iletişime geçiliyor ve bu ülkeler de doğal olarak pazarın büyük kısmını elinde bulundurabiliyor. Dünya geleninde mühendislik alanında yıllık 300 milyar dolarlık harcama yapılıyor. AB özelinde bakıldı- ğında bu rakam 150 milyar dolar seviyesinde. Türkiye’nin bu alandan aldığı yıllık pay ise 150 milyon dolar. Daha fazla pay almak istiyorsak, teknolojik olarak gelişmeli ve bir sanayi oluşturmalıyız. Ülke olarak önce mühendisliğimizi ve teknolo- jimizi güçlendirip, çevre sanayi sektörü oluşturmak için katkı sağlamalı, yatırım programlarını buna göre belirlemeliyiz. Çevre sektörünün nasıl geliştirilebileceği bütüncül olarak ele alınmalı. Ülkemizde bu konular parça parça değerlendiriliyor. Bunu başarabilirsek hem ülkemize fayda sağlar hem de başka ülkelerde iyi projelere imza atabiliriz...”