Yalıtım Dergisi 185. Sayı (Ağustos 2019)

yalitim.net 26 Yalıtım / Ağustos 2019 MAKALE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN ULUSAL YETERLİLİK SİSTEMİNDEKİ YANSIMALARI D ünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ilkelerine göre iş sağlığı ve güven- liği (İSG), “Çalışan kesimin bedensel, ruhsal ve toplumsal sağlıklarının, refah seviyelerinin iyi- leştirilmesi ve korunması; iş yeri koşullarının, çevrenin ve üretimi yapılan malların ortaya çıkardığı sağlığı zedeleyici etkilerinin engellenmesi; yaralanmalara ve kazalara sebebi- yet verebilecek olasılıkların ortadan kaldırılması; bireylerin kendilerine uygun işlere yerleştirilmesi ve sonuçta çalışanların gereksinimlerine uygun bir çalışma ortamı oluşturulması” olarak açıklanabilir. Kısaca İSG; iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önüne geçilmesi için gerçekleştirilmekte olan faaliyetler bütünüdür. İş kazaları ise tedbirsiz davranışlar ve koşullardan kaynaklanan, çalışanların can güvenliklerini tehli- keye atan, yaralanmalara ve hatta ölüm gibi üzücü sonuçlara yol açan, önceden tasarlanmamış olaylar bütünüdür. “Ani ve beklenmedik bir olay” iş kazalarının tanımında yer alıyor olsa da kazalar her ne kadar geliyorum demeseler de kazaların büyük çoğunluğu aslında önlenebilir olmakta ve sebepleri arasında dikkatsizlik, tedbirsizlik, kurallara riayet etmeme, iş ortamındaki ekipmanların kullanımı konusundaki bilgisizlik, teçhizatların bakımsızlığı ve elverişsizliği sayılır. İSG uygulamalarının geliştirilmesi küresel çapta irdelen- mesi gereken problemlerden biridir. Her yıl işle alakalı kaza ve hastalıklar sonucunda 3,2 milyondan fazla kişi hayatını kaybediyor. Ayrıca her yıl 160 milyon meslek hastalığı ile 300 milyon ölümcül olmayan iş kazası yaşanıyor. İş kazaları ve meslek hastalıkları yüzünden ortaya çıkan maliyetler, ülke ekonomileri açısından oldukça büyük kayıplara neden oluyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre iş kazası ve meslek hastalıklarının maliyeti dünya gayri safi hasılasının %4-5’ine tekabül ediyor. Ülkemizde de iş kazaları önemli sorunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verile- rine göre 2016 yılında ülkemizde iş kazası geçiren sigortalı sayısı 286.068, meslek hastalığına tutulan sigortalı sayısı ise 597’dir. Söz konusu kazaların 1405’i ölümle sonuçla- nırken, 1802 kişi sürekli iş göremez durumuna gelmiştir. 2016 yılında iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucunda toplam geçici is görmezlik süresi ise 3 milyon 435 bin 702 iş günüdür. Bu verilerden de anlaşılabileceği gibi iş kazaları ve meslek hastalıkları yalnızca bireylerin sağlık durumlarına etki etmekle kalmayıp, ülkemizin ekonomik gelişimine ve iş gücü piyasası verimliliğine; kaybedilen iş gücü süreleri ile de etki ediyor. Herbert W. Heinrich’in Domino Teorisine göre iş kazala- rının %88’i tehlikeli hareketlerden, %10’u tehlikeli durum- lardan, %2’si ise kaçınılmaz (sebebi bilinmeyen) nedenlerden kaynaklanıyor. Tehlikeli hareketlerin %50’si ise ekipmanların hatalı kullanımı ve çalışanların tedbirsiz davranışları sonucu gerçekleşiyor. İş kazalarının %98’inin insan hataları kaynaklı olduğu göz önüne alındığında; çalışanların İSG önlemleri ve kullandıkları ekipmanlar hakkında bilgi sahibi olması ile iş kazalarının önlenebilir ve ön görülebilir olduğu sonucu ortaya çıkıyor. İş kazalarının önlenebilmesi için de İSG uygu- lamalarının yaygınlaştırılması konusu önem kazanıyor. İSG uygulamalarının maliyetleri olası bir iş kazası sonrası ortaya çıkacak maliyetlere oranla oldukça düşüktür. İSG uygulamalarının geliştirilmesinde, ILO’nun önermekte olduğu gibi “üç taraflı bir yaklaşıma” ihtiyaç duyulur. Kamu gücünü temsilen Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (AÇSHB), iş hayatının iki temel aktörü olan çalışan ve işveren arasındaki ilişkileri düzenleme ve yönetme görevini üstlenir. İş kazalarının ortaya çıkardığı sosyal/ekonomik olumsuzluklar DIDEM TUNÇ Mesleki Yeterlilik Kurumu Uzman Yardımcısı

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=