Yalıtım Dergisi 185. Sayı (Ağustos 2019)

Yalıtım / Ağustos 2019 25 yalitim.net evler için standart hale getirilen pencere ısı iletim değeri 0,8 W/m²K. Avrupa 0,8 değerine sahip pencereleri uygularken Türkiye’de hala 1.8 değeri tavsiye ediliyor. Üretici firmalarımız ise bu konuda standartların önünde gidiyor. Ülkemizde 1.8’in altındaki değerlerdeki profiller 1998’den beri üretilebiliyor aslında. Üreticiler olarak rahatlıkla 0,8’in altına düşebiliriz. Ama dediğim gibi teknolojik gelişmeler sahaya tam anlamıyla yansımıyor, piyasadan da böyle talep sıkça gelmiyor. Ayrıca pencerelerde 1.8 değeri sağlansa bile yeterli olmu- yor. Pencerenin takıldığı yerde duvarla doğrama arasında bir “kör kasa” gerçeği var. Sektörde her profesyonel ve her mimar bu gerçeği bilmesine rağmen nedense bu sorun göz ardı ediliyor. Pencere sisteminin yalıtım performansı çok yüksek olsa bile kör kasaya monte edildiğinde, gerekli yalıtım önlemleri alınmadığı takdirde uygun yalıtım değerleri tam elde edilemiyor. Avrupa’daki mimar ve mühendisler bizden akıllı değiller; bilgi herkesin elinin altında, nasıl yapılması gerektiği herkes tarafından biliniyor ama sahada, şantiyede bu bilgiler ciddiyetle dikkate alınmayabiliyor. Sorun belki de kolaycılıktan, her işi çabucak bitirme arzusundan kaynaklanıyor. Müteahhidin zamana kısıt getirmesi, on beş günde yapılacak bir işin beş günde teslim edilmesini talep etmesi, birçok şeyin yüzeysel yapılmasına neden oluyor. Bir montajcıdan günde beş doğrama montajı yerine 15 doğrama montajı yapması talep edildiğinde özellikle doğrama ile duvar arası yalıtım işlemleri gerektiği gibi olmayabiliyor. Özetle, bina cepheleri bir bütün olarak ele alınmalı ve ısı köprüsü oluşturabilecek her türlü malzemeden ve uygulamadan kaçınılmalıdır. Ancak böyle olursa kesintisiz bir yalıtım kabuğu oluştururuz ve gerçekten enerji verimli binalar yapmış oluruz. YALITIM: Sıkıntılı bir ekonomik ortamda inşaat sektörünün mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektördeki durgunlukla ilgili görüş, öneri ve öngörüleriniz neler? ABDULKADIR ERMURAT: PVC pencere ve kapı sektörü olarak kentsel dönüşüm çalışmalarıyla üretimimizin büyük çoğunluğunu yeni binalara kaydırmıştık. Bu dönemde, bina- sının kentsel dönüşüme gireceğini düşünen binlerce konut sahibi, yakında yıkılacağını tahmin ettiği evlerine bir sineklik bile taktırmıyordu. Kentsel dönüşüm büyük şehirlerde önemli ölçüde azaldı. İnşaat sektörüyle ilgili kamu kuruluşlarının, özel firmaların ve bizim gibi derneklerin çabalarıyla yenileme pazarı canlandırılıyor. Bu kapsamda sadece konutların dışında endüstriyel binalar ve otel gibi yapıları da düşünmek gerekiyor. Bu yenileme pazarı şu anda Avrupa Birliği ülkelerinde revaçta. Sadece tarihi binalar değil, mevcut konutlar da yenilenerek daha enerji verimli hale getiriliyor. “Derin Yenileme” olarak tabir edilen söz konusu yenilemelerin sadece makyaj değil, penceresinden elektrik tesisatına, taşıyıcı sisteminden çatısına kadar uzanan unsurları kapsayacağını da hatırlatmak isterim. İnşaat sektörü için sağlıklı olanı da, yeni inşaatlarla birlikte yenileme pazarının da canlı olmasıdır. Ayrıca artan ihracat sektörün nefes almasını sağlıyor. Kentsel dönüşüm günlerinde neredeyse tam kapasite bu pazara çalışan sektörde ekonomik durgunluk nedeniyle kapasite kullanım oranları düşünce ihra- cata yönelik adımlar atılmaya başlandı. YALITIM: Plastik pencere ve kapı doğramalarının avantajları ve dezavantajları nelerdir? ABDULKADIR ERMURAT: Hayatın birçok alanında sayısız yararlı işte kullanılan plastik, son yıllarda birçok problemin sorumlusu olarak görünmeye başladı. Çevreci olmamakla itham edilen plastiğin iradesi ve aklı yoktur. Dolayısıyla çevreci olan veya çevreci olmayan “İnsan”dır. Doğayı insan kirletir, aklı ve iradesi olmayan bir nesne değil. Evet plastik doğaya atılmamalı. Ama atıldığı takdirde suç plastiğin değildir. Sorun, insanın plastiği kullanma şeklinde. Plastik, yaşam döngüsünde karbondioksit salımı açısından, en avantajlı ürünlerden birisi. Çünkü çok düşük enerjiyle üretiliyor. Mesela PVC profiller alternatif ürünlerden beş kat daha az enerji ile şekillendirilebiliyor. Ayrıca çok da kolay geri dönüştürülebilen bir malzeme. Kentsel dönüşüm çalış- malarında yıkım kararı çıktığında ilk gün plastik doğramalar toplanır ve geri dönüşüme gönderilir. Defalarca geri dönüş- türülebilecek plastik doğramayı toplamak pratik, kolay ve çok kârlıdır. Geri dönüşümü kolay olması da önemli bir avantajı olarak öne çıkıyor. Ayrıca yaşam döngüsü boyunca sağladığı enerji tasarrufuyla, daha az enerji tüketilmesini sağlıyor. Teknolojik ilerleme doğrultusunda gelişen PVC profiller ve bunlarla oluşturulan pencere sistemleri enerji tasarrufuna büyük katkılar sağladığı gibi, uygulandıkları mekanlarda yaşam konforu da sağlamaktadır. En önemlisi de iklim değişikliğinden kaynaklı küresel ısınmanın etkilerini azaltmak için her daim çevreci yaklaşımla üretim yaparak bunu sahaya yansıtmamız gerekiyor artık. Dünyanın gidişatı bunu gerektiriyor. “Türkiye’de bir ‘ Kör Kasa ’ gerçeğİ var. Her profesyonel bu gerçeği bilmesine rağmen nedense bu sorun göz ardı ediliyor” “Plastiğin iradesi ve aklı yoktur... Dolayısıyla çevreci olan veya çevreci olmayan ‘İnsan’dır”

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=