Yalıtım Dergisi 182. Sayı (Mayıs 2019)

yalitim.net GÜNDEM 18 Yalıtım / Mayıs 2019 özellikle inşaat malzemeleri sektöründe bence yapılması gere- ken şey konsolidasyon... Birleşerek daha büyük güçler yaratıp bunları fonlamaya çalışmak, kısa vadede daha doğru hareket olur. Orta ve uzun vadede dünyanın bu yeni kutuplaşmasını okumak lazım. Dünyadaki ticari kutuplaşmanın Türkiye’ye sağ- layacağı çok fazla avantaj var. Nasıl Sabancı Holding, rahmetli Sakıp Bey zamanında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesiyle bir sürü Japon şirketini Türkiye’ye çekip ortak yatırım yapıp onların Avrupa’ya girmesini kolaylaştırdıysa, buna benzer proaktif planlamalar yapabiliriz. Ben ona ‘know-how, know- who ortaklığı’ diyorum. Biz ortaya ‘know-who’yu koyduk, yani kimi tanıdığımızı koyduk. Onlar da işi biliyorlardı. Bu ikisini bir araya getirdik bir sürü başarılı ortaklıklar yaptık. Bunların bir kısmı hala devam ediyor.” “KRIZDE MALIYET YÖNETILMEZ, IYI ZAMANDA YÖNETILIR” Türk ekonomisinin içinde bulunduğu krizi doğru okuması halinde geleceğe daha sağlam adımlarla yürünebileceğini savu- nan Mehmet Göçmen, “Bu dünya konjonktüründe bizim tekrar 2013 yılı benzeri bir yapıya varmamız tahminlerimizden biraz daha uzun sürebilir. Bu da gocunulacak bir şey değildir. Aslında bu da sağlık belirtisidir. Çünkü son yıllarda yaşadıklarımız çok sağlıklı değil. Önlemlerin, finansal krizlerden önce alınması gerekir. Krizde maliyet yönetilmez, iyi zamanda yönetilir. Eğer krizde maliyet yönetimine girdiyseniz çok geç” dedi. Mehmet Göçmen, şöyle devam etti: “Sermayesiz iş yapılan bir ortamda, değer yaratılmayan alanlarda da yatırım yapıldıysa bugün yaşadığımız sorunların yaşanması kaçınılmazdır. Türkiye’de özel sektörün yabancı borçlarının ihracatı karşılama oranı yüzde 185. Yani yaptığımız ihracattan yüzde 85 daha fazla yabancı para cinsinden özel sektörün borcu var.” “KÜRESEL TICARET SAVAŞLARINDA TÜRKIYE ÖNE ÇIKABILIR” Göçmen, Türkiye’nin, ABD ve Çin arasında devam eden “Küresel ticaret savaşları” karşısında akılcı stratejilerle öne çıkacağını ifade ederek, yabancı yatırımın gerekliliğine dikkat çekti. Ülkeye yabancı yatırımcı çekebilmenin koşullarını sağ- lamak için reform ajandasına dönülmesi gerektiğini belirten Göçmen, şöyle konuştu: “35 yıldır iş hayatının içindeyim. Çalışma hayatımın en keyif aldığım yılları 2002-2008 yılla- rıydı. Dünyanın neresine gidersek gidelim el üstünde tutulan bir Türk yatırımcısı imajı vardı. İnsanlar resmen Türkiye’ye yatırım yapmak için sıradaydı. Tekrar o günlere dönmemiz lazım. Çünkü bu iş yabancı fonlar olmadığı takdirde Emlak Katılım Bankası’nı da kursanız, enerjiyle ilgili başka fonlar da oluştursanız cebinize bir para girmeyecek. Olmayan parayı hangi cebe koyarsanız koyun aynıdır. Bir de risk var, bir cepten öbürüne aktarırken düşürme riskimiz var. Dolayısıyla paranın miktarını artırmaya odaklanmanın doğru olacağına inanıyo- rum. Enflasyonu düşürmeye odaklanacağımıza Türkiye’yi tekrar nasıl büyütürüze odaklanmanın orta ve uzun vadede daha fazla fayda sağlayacağını düşünüyorum. Çünkü bugün yaşananlar zaten yaşanması gerekenlerdir.” “TICARET SAVAŞLARINDA YENI FIRSATLAR” TİM Genel Sekreteri Prof. Dr. Kerem Alkin, “Dünya büyük bir çılgınlığın içinden geçiyor. Terörle ilgili meseleleri bir bilimkurgu filmi gibi seyrediyoruz. Giderek kanıksama ile karşı karşıyayız. Her coğrafyada şu anda kargaşa var. Lider bazlı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Liderlerin kalıcılığının arttığı, bazı ülkelerin kendi liderlerine beklediğinden daha fazla liderlik verdiği bir konjonktürün içinden geçiyoruz” dedi. Rusya, Çin ve ABD’nin tutumunun yanı sıra AB’de yaşanan Brexit belirsizliğine değinen Kerem Alkin, “Ticaret savaşları yeni faza geçiyor. Türk ihracatı için de aradan bize fırsat çıkıyor. Biz bunlara fokuslanmalıyız” dedi. “İNŞAAT SEKTÖRÜNDE KUVVETLI GERILEME VAR” İnşaat malzemesi sektörünün son dönemini grafiklerle anlatan Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel ise inşaat sektöründe özel bir programa ihtiyaç olduğunu belirterek, “Büyüme tarafında, inşaat sektörü ile Türkiye ekonomisinin büyümesi ayrışmış durumda. Ekonomi kısmen dengelenip bir büyüme sürecine geçse dahi inşaat sek- törünün kendi iç sorunları nedeniyle, yukarı ilerleyemeyecek. İnşaat sektörünün 2017 yılında milli gelir içindeki payı yüzde 8,6’dan, 2018’de 7,2’ye düştü. Bir sektörün bir yılda 1,4 puan pay kaybetmesi çok ender görülür. Burada çok kuvvetli bir gerileme var” diye konuştu. Fethi Hinginar, Mehmet Göçmen, Ferdi Erdogan ve Can Gürlesel

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=