Yalıtım Dergisi 178. Sayı (Ocak 2019)

20 Yalıtım / Ocak 2019 yalitim.net HAVALANDIRMA SİSTEMLERİNDE GÜRÜLTÜ VE ÇÖZÜMÜ TEKNİK ZAHİD POYRAZ S&P AFS Havalandırma Sistemleri A.Ş. Genel Müdürü HAVA KALİTESİ İYİ DE... D oğru havalandırmanın önemi her geçen gün daha iyi anlaşı- lıyor. Havayı tazelemek, havanın ısısını ve nemini en uygun seviyede tutmak için teknolojinin bütün nimetlerinden yararlanıyoruz. Ancak iç hava kalitesini artırmak için çalışırken, kalite kavramını bir bütün olarak ele almak gerekiyor. Çünkü havalandırma sistemleri aynı zamanda titreşim ve gürültü de üretebiliyor. Böyle olunca ortamda soluduğumuz havanın kalitesi artsa da havayı soluduğumuz ortamın kalitesi düşebiliyor. BU SES NEREDEN GELİYOR? Sesi basitçe kulağımızla algıladığımız basınç değişimleri olarak tanımlayabiliriz. Aslında ses titreşimlerden ibarettir. Bütün sesler doğal ya da yapay herhangi bir kaynağın titreşimiyle doğar ve bu titreşim ortamda bulunan maddelerin içinde ilerler. Bu yüzden ses, maddeyi oluşturan atom ya da molekül gibi taneciklerin birbirle- rini itmesiyle dalgalar halinde yayılır. Bu dalgaları suya atılan bir taşın oluşturduğu ve genişleyerek yayılan dalgalara benzetebiliriz. Ancak ses dalgaları dairesel değil küresel olarak yayılır. Katı maddeleri oluşturan tanecikler daha yoğun olduğu için, katı ortamlarda ses diğer ortamlara göre daha kolay iletilir. Bu yüzden ses hızı katı ortamlarda sıvı ve gaz ortamlara göre daha fazladır. Havada saniyede 340 metre hızla yayılabilen ses, suda saniyede 1450 metre, katı ortamlarda ise saniyede 5000 metre gibi hızlara çıkabilir. Tabii ortamdaki nem, sıcaklık ve benzeri koşulların da ses hızını etkilediğini unutmamak gerekiyor. SES Mİ? GÜRÜLTÜ MÜ? Gürültü kavramı farklı disiplinlerde farklı anlamlara gelebiliyor, fakat konumuz havalandırma sistemlerinden kaynaklanan gürültü olduğundan bu yazıda akustik gürültüyü kastediyor olacağız. Her ne kadar “ses” nesnel bir kavram olsa da “gürültü” kavramı özneldir ve kişiden kişiye değişiklik gösterir. Çünkü bir sesi bizim için gürültü haline getiren, o sesi ne kadar rahatsız edici bulduğumuzdur. Bu sebeple algılayan kişi tarafından rahatsız edici olarak nitelendirilen tüm sesleri “gürültü” olarak tanımlıyoruz. Her insanın gürültüyü algılayış ve yorumlayış biçimi farklı. Örneğin bazı insanlar yüksek sesli, hızlı ve sert müzikleri dinlemekten hoş- lanırken bazı insanlar için bu tarz müzikler rahatsız edici olabilir. Gündelik hayatımızda karşılaştığımız gürültüleri sürekliliğine göre kararlı ve kararsız olarak iki sınıfta toplayabiliriz. Havalan- dırma sistemlerinde çalışan fanların ortaya çıkardığı titreşimle oluşan, sürekli aynı güçte yayılan seslerin oluşturduğu gürültüler kararlı gürültü sınıfına girer. Uçak, tren, tadilat sesi, çocuk ağla- ması ve benzeri gürültüler ise sürekli değişen güçte ve kesintili seslerden oluştuğu için kararsız gürültü sınıfına girer. Ses ve gürültü, çeşitli yöntemler ve teknik ekipmanlarla ölçü- lebilir. Gürültü ölçümü aslında ses basıncının ölçülmesidir ve bu ölçümde “desibel” (dB) kullanılır. Desibel biriminin detayları ve ses basıncının neye göre ölçüldüğü konusuna da kısaca değinelim: Desibel logaritmik bir skalayı ifade eder. Yani 1 dB 10 birim basıncı ifade ediyorsa 2 dB 100 birim basıncı ifade eder. Bunun sebebi insan kulağının son derece hassas olması... Fısıltıdan jet motoruna kadar çok geniş basınç aralığındaki sesleri algılayabili- yoruz. Böyle geniş bir aralığı lineer bir skalada ifade etmek zor olduğundan, katlanarak artan logaritmik bir skala kullanıyoruz. Bu yüzden örneğin 80 dB ses düzeyinde çalışan iki araç aynı anda çalıştığında 160 dB değil 83 dB düzeyinde bir ses oluşur. GÜRÜLTÜNÜN OLUMSUZ ETKİLERİ Gürültünün insan sağlığına ve konforuna etkileri gürültü tipine, şiddetine ve gürültüye maruz kalma süresine göre değişiklik gösterir. Yüksek şiddette bir gürültüye uzun süre maruz kalan insanlarda geçici veya kalıcı duyma kaybı oluşabilir. İlk akla gelen etki duyma kaybı olsa da gürültünün yol açtığı stres, dolaylı yoldan pek çok sağlık sorununu da beraberinde getirebilir. Yaşam alanlarımızdaki havalandırma sistemlerinden kaynak- lanan gürültü genelde çok yüksek şiddette olmadığından duyma kaybı gibi doğrudan fizyolojik etkileri olmaz. Ancak bu gürültü özellikle dinlenme ve çalışma ortamlarında konforu bozan önemli bir etkendir. Yeterince dinlenememeye ya da dikkat dağınıklığına yol açabilir. Günlük hayatımızda yorgunluk, verimsizlik büyük bir stres unsurudur ve bu stres her gün yaşanan kronik bir hale geldiğinde ciddi sağlık problemlerine dönüşebilir. HAVALANDIRMA SİSTEMLERİNDE GÜRÜLTÜ KONTROLÜ Havalandırma sistemlerindeki gürültü, büyük ölçüde fanların mekanik hareketlerinin oluşturduğu titreşimden ve havanın iler- lerken havalandırma sistem elemanlarına sürtünmesinden kaynak- lanır. Bu gürültü havayla birlikte yaşam alanlarına taşındığı gibi, titreşimlerin kolon ve kiriş gibi bileşenler üzerinden iletilmesiyle binanın diğer kısımlarına da yayılır. Havalandırma sisteminde gürültü kontrolü, proje aşamasında başlar. Baştan doğru kurgulanmamış bir sistemin yarattığı gürültü problemi, yapı tamamlandıktan sonra daha yüksek maliyetler ve daha verimsiz önlemlerle çözülebilecektir. Fanların doğru seçil- mesi ve doğru konumlandırılması, fan ve kanal yerleşimlerinde gerekli açı ve mesafelere uyulması, sistemde kullanılan malze- melerin ve işçiliğin kalitesine dikkat edilmesi, henüz işin başında gürültünün kontrol altına alınmasını sağlayacak önemli adımlardır. Havalandırma sisteminde oluşan titreşim ve gürültüyü kontrol altında tutabilmek için sistemin farklı noktalarına tesir eden çok sayıda bileşen bulunuyor. Bu bileşenlerden sıkça kullanılanlar ve işlevlerinden kısaca bahsetmek gerekirse:

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=