Yalıtım Dergisi 176. Sayı (Kasım 2018)

32 Yalıtım / Kasım 2018 yalitim.net RÖPORTAJ veriyoruz. Hatta bazı Avrupa ülkelerine de yavaş yavaş hizmet vermeye başladık. Bu sebeple ciddi bir teknoloji transferi de başladı yurtdışından. YALITIM: İnşaat malzemeleri sektöründe trend, teknoloji ne yönde değişiyor? TURGAY ÖZKUN: Hedef pazardan gelen talepler doğrultu- sunda ürünler de değişiyor. Örneğin beton alanında 5-6 sene önce talep edilen katkılardan istenen performansla şu anda talep edilen malzemeden istenen performans arasında ciddi farklar var. Mesela hız ön plana çıkınca, hızlı kür alacak, hızlı mukavemet alacak beton talep ediliyor. Ya da çimento fiyatları artarsa, çimentodan tasarruf sağlayacak katkı talep ediliyor. Yani tamamen müşterinin ihtiyacı belirliyor. Siz pazarı iyi koklayan, iyi takip eden biriyseniz bu ihtiyacı daha müşteri talebi oluşmadan hissedip buna göre hazırlığınızı yapıyorsu- nuz. Rekabette firmayı öne geçirecek unsur da budur bence. YALITIM: Sizin su yalıtımı konusunda da bir uzmanlığınız var. Geçtiğimiz dönemde Su Yalıtımı Yönetmeliği de çıktı. Nasıl değerlendiriyorsunuz? TURGAY ÖZKUN: Su Yalıtımı Yönetmeliği çok önemli bir iş. Benim İZODER’e ilk başladığım zamandan beri konuşulan bir konu. Uzun senelerin çalışması sonunda yayınlandı. Elbette bazı eksiklikler olabilir ama neticede önemli bir adım. Şimdi ikinci kısım devreye giriyor. O da denetim ve kontrol kısmı. Standartı çıkartırsınız ama doğru denetleyemezseniz, yaptırım uygulayamazsanız atıl kalır. Standart yeterlidir, ya da değildir ayrı bir konu. Yeterli olmayan kısımlar tamamlanabilir ama kontrol çok önemli. YALITIM: Son aylarda yaşadığımız döviz kurları artışının yansımaları nasıl oldu sizin için? Neler yaptınız, yapıyorsunuz? TURGAY ÖZKUN: Biz Türkiye’de yerli üretim de yapsak hammadde olarak maalesef dışa bağımlıyız. Dolayısıyla döviz bazında yaşanan artışlar bizim maliyetlerimizi doğrudan etkili- yor. Bunun yanında dövizin artmasıyla enerji, nakliye gibi diğer maliyetler de artıyor. Bu maliyetleri ürünlere yansıtmadan geçmek mümkün değil. Ürünlerde bazen özelleşebiliyoruz; Ar-Ge’mizin esnekliği sayesinde amaca yönelik ürünler yapa- biliyoruz. Ancak bizim engelleyemediğimiz sabit maliyetler de var. Onları fiyat artışı olarak piyasaya yansıtmak zorunda kalıyoruz. Bu da tabi inşaat maliyetlerine yansıyor. Bunu kriz olarak değerlendirebilirsiniz, durgunluk olarak değerlendirebilirsiniz ama ciddi anlamda maliyetlerde bir artış var. Özellikle konut ve kamu yatırımları bizim için çok önemli. Konut tarafında zaten bir durgunluk vardı. Bizi sürükleyen kamu yatırımları ve altyapı yatırımlarıydı. Şimdi bunlarda yavaşlama olduğunda doğal olarak bizi de yavaşlatacak. Sika olarak bizim avantajımız: tek bir alanda değil, farklı alanlarda aktifiz. Örneğin marin alanında ya da otomotiv alanında da faaliyetlerimiz var. Bir alanda durgunluk yaşandığında diğer alanlardaki büyümeye odaklanıyoruz.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=