Yalıtım Dergisi 175. Sayı (Ekim 2018)
20 Yalıtım / Ekim 2018 yalitim.net DOSYA / Döviz Kurlarının Sektöre Etkileri İZODER YÖNETIM KURULU BAŞKANI LEVENT PELESEN: “Kaliteden taviz vermek sektöre daha büyük zarar verir” Bazı ekonomistler, önümüzdeki dönemde döviz kurlarının artma- yacağı, bu seviyelerde kalacağı, hatta biraz daha geriye gideceği yönünde mesajlar veriyor. Umu- yoruz ki bu öngörüler doğru çıkar ama ben bun- lara pek katılmıyorum; sektörümüzün oyuncuları da bu beklentide değiller. Döviz, yalıtım sektörü için çok önemli bir unsur. Sanayi- lerin önemli girdilerinden biri enerjidir. Her ne kadar yenile- nebilir enerji konusunda ciddi adımlar atıyor olsak da; bugün itibariyle ihtiyacımız olan enerjinin çok küçük bir bölümünü yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlıyoruz. Dolayısıyla fosil yakıtlardan sağladığımız enerjiye ihtiyacımız var. Fosil yakıtlarda da maalesef dışa bağımlıyız. Örneğin taşyünü üre- timinde en büyük gider kalemlerinden biri kömür. Maalesef ülkemizde çıkarılan kömürün kalitesi yeterli değil. Dolayısıyla ithal kömür kullanmak zorunda kalıyoruz. Kömür de dahil enerji maliyetleri, döviz artışıyla beraber çok yükseldi. Bu da bizi olumsuz etkiliyor. Aynı şekilde fiyatı tamamen dövize endeksli olan petrol de bizim için önemli bir hammadde. Örneğin bitümlü membran üretiminde iki önemli hammadde vardır: asfalt ve taşıyıcı olarak kullanılan polyester. İkisini de ithal ediyoruz. Asfalt alımını Tüpraş’tan, hatta Türk Lirası ile yapıyoruz ancak, değeri petrol fiyatlarına bağlı olarak sürekli değişiyor. Son yapılan açıklamalara göre dünya piyasalarında petrol arzı artırılmayacak. Dolayısıyla petrol fiyatlarının dolar bazında da artacağını öngörebiliriz. Doların Türk Lirası karşısındaki yükselişini de düşünürseniz, bitümlü membran üreticilerinin maliyetleri çok daha hızlı artacak. Yine sentetik, sürme esaslı yalıtım malzemeleri de petrol türevi malzemeler. Hepsi bir şekilde dövize bağımlı. Bir diğer önemli konu da; kimse yüzde yüz öz sermayesi ile ticareti döndüremiyor. Dolayısıyla kredi kullanıyorlar. Aynı zamanda bizde uluslararası yapılar da çok fazla. Bunlar yurtdışı ayakları da olan, dövize dayalı kredi kullanan yapılar. Dövize dayalı kredilerin maliyetleri de kur farkıyla sanayicinin üstüne binmeye başladı. Maliyetler artıyor ve bu artış ürünlere yansıyor. Bu ürün- leri alıp kullanması gereken müteahhitler de bina yaparken kredi kullanıyorlar. Geldiğimiz noktada inşaat sektöründe bina üretme iştahı azalmış durumda. Önümüzdeki 2 yıllık süreçte de bu azalmanın devam edeceğini tahmin ediyoruz. Döviz artışı maliyetleri artırdıkça, iş hacmi azalıyor. İş hacmi azaldıkça da rekabet artıyor. Zaten Türkiye’de yalı- tım sektörü de dahil tüm sektörlerde kapasite fazlalığı var. Bu da beraberinde rekabeti getiriyor. Rekabetin boyutu da maalesef haksız rekabete dönüyor; kayıt dışı ekonomi fazlalaşıyor. Bunlar bizi endişelendiren durumlar. Biz kendi üyelerimize kaliteden asla taviz verilmemesini, standart ve yönetmeliklerin dışına çıkılmamasını tavsiye ediyoruz. Çünkü standartların, yönetmeliklerin dışına çıkmak sektöre daha büyük zarar verir. İZODER olarak bu yılki önemli hedeflerimizden biri üye sayımızı artırmaktı. Ancak geldiğimiz noktada son 10 yılın en düşük üye sayısına sahibiz. İZODER sektör sanayicilerinin yanı sıra satıcı, ithalatçı, hatta uygulamacılarını da bünyesinde toplayan bir dernektir. Dernek üyelerimiz, üye aidat yükünü bile düşünmeye başladı. Yalıtım sanayiinde ihracatımız istediğimiz seviyede değil. Çünkü yalıtım ürünlerin birçoğu havaleli ürünler. Ürünlerin maliyetinde nakliye büyük önem taşıyor ve bazı ürünlerde 150 kilometre öteye gittiğin zaman rekabet edemiyorsun. Yine de üründen ürüne değişmekle birlikte belli bir ihracatı vardır sektörümüzün. Döviz artışının bu açıdan baktığınızda olumlu etkisi de olabilir. Genel olarak Türk sanayicisi artık yönünü tamamen ihra- cata çevirdi. Bizim de daha fazla ihracata odaklanmamız gerekir. Çünkü bu kriz farklı bir kriz, odağında Türkiye olan ve Türkiye’ye saldırılan bir kriz. Biz dernek olarak üyelerimi- zin ihracata yönelmesini destekliyoruz. Ayrıca sanayicimize de riskin yüksek olduğunu ve kaçınmalarını, peşin satışlara yönelmelerini tavsiye ediyoruz. ÇATIDER YÖNETIM KURULU BAŞKANI ADIL BAŞTANOĞLU: “Yerli üretime destek vermeliyiz” Üretimde ithal mal- zeme tedarik etmede önemli bir sermaye artışı gerekiyor. Ayrıca kurlar oturmadığı müddetçe hiçbir firma malının fiya- tını netleştiremiyor veya emniyetli yönde kalarak yüksek fiyatlar teklif edi- yor. Bu piyasada köpür- tülmüş fiyat adını verdiği- miz bir şekle dönüşüyor. SEKTÖR TEMSILCILERININ GÖRÜŞLERI…
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=