yalıtıyorum _____ _ Sadık ÖZKAN 2D Yapı Ltd. Şti. Yalıtım Olguisleu Doğa, Doğal Denvge insan Arasında Sıkı Bir ilişki Vardır Yalıtım sözcüğü son yıllarda "bir kısım" çevrenin sıkça kullandığı sözcük oldu. Bu sayımızda yalıtım konusunda teknik içerikli bir yazıyı sizlere ulaştırmayı hedeflemedik; zira bu yazı minik bir bahçesi ve bahçesinde sardunyaların olduğu yeni ofisimizde kaleme alındı. O minik bahçe ve sardunyalar doğa, yaşam, yaşamsa bir ucundan insan demektir. Bu nedenle yalıtımın doğa ve insan etkileşimini ifade edebildiğimizce vurgulamayı hedefledik bu kez. Geride bıraktığımız yüzyıldaki gelişmeler ve dünya nüfusunun artışı, büyük bir hızla artan doğal kaynakların kullanımı, bu ise kaynakların hızla tüketilmesini tüketilirken ise doğal yaşama zarar verilmesini gündeme getirmiştir. Özellikle son 20 yıldır dünyadaki tüketimin ve bu tüketimin oluşturduğu tahribatın ve kirliliğin ne kadar ciddi boyutlara vardığı tüm çevrelerce kabul edilmektedir. Bu kabul ülkemizde de popülarite kazanmıştır. Oldukça yetersiz mevzuat ve düzenlemeler ya da çeşitli dernekler ve kuruluşların etkileri ise üzücüdür ki doğaya ve çevreye saygılı toplum olmamıza yetmemektedir. Çünkü doğa yaşam ve insan ile ilgili duyarlılıklar, yapılan düzenlemeler çoğunlukla dar boyutlu olarak ele alınmakta ve bir bütünün parçaları olarak görülmemektedir. Aynı şekilde yalıtım olgusu da dar kapsamlı beklentilerin giderilmesi şeklinde algılanmaktadır. Oysa yalıtım olgusu doğanın, doğal dengenin ve insanın sıkı bir ilişkisi vardır. Bize göre ülkemizdeki sınıflandırmaya göre baktığımızda ısı yalıtımı ile daha az giderle daha iyi ısınma veya daha iyi soğutma; su yalıtımı ile rutubetsiz suya maruz kalınmayan mekanlar, yangın yalıtımı ile yangın riskinin getirdiği can ve mal kaybının önlenmesi, ses yalıtımı ile daha sessiz mekanlar ifade edilmektedir. Oysa bu ifadelerin devamına bakarak yalıtımın doğa, yaşam ve insanla nasıl ilişkili olduğunu görebilmek hiç de zor değildir. Şöyleki; ısı yalıtımı ile daha az enerji kullanımı, enerji elde edilen doğal kaynakların tüketim ve dönüşümü işlemleri sırasında doğaya verilen zararında azaltılması söz konusudur. Su yalıtımı ile yapı sağlığı, yapının uzun ömürlülüğü, yapının yapımında kullanılan ürünlerin üretiminde kullanılan kaynakları ve bu üretimde doğaya verilen tahribatın azaltılması ilişkilidir. Aynı şekilde o yapıdan yararlananların daha sağlıklı ortamlarda yaşamları ve insan sağlığı ile ilişkilidir. Yangın yalıtımı ile can güvenliği kadar bina veya tesisin doğal kaynakların kullanılarak üretildiği düşünülürse, bir bina veya tesisin yangın sonucu tahribatın bu kaynakların kullanımının artması ile ilişkili olduğu ayrıca yangın olgusunun çıkan atıklarla doğaya başka bir boyutta da zarar verilmesi anlamına geldiği çok açıktır. Ses yalıtımına ise direk insan sağlığıyla ilişkisi tıp otoritelerince saptanmış olan gürültü kirliliğinin önlenmesi anlamında baktığımızda insan açısından kaçınılmazlığı ortaya çıkmaktadır. Farkında olmadığımız bir başka boyutu ise gürültü kirliliğinin insanlar kadar diğer canlılar üzerindeki olumsuz etkileridir. Sadece gürültü kirliliğinin söz konusu olduğu ortamlarda bile birçok canlının davranış bozukluğu sergilediği ve yaşam sürelerinin sıladığı artık bilinmektedir. Yukarıda kısa irdelemeleri yaptığımızda şunu görmekteyiz ki, yalıtım konusunda bilimsel çalışmalar yapanlar, üretim satış ve uygulama yapanlar, konuyu bu boyutu ile de ele almak durumundadırlar. Özellikle üreticilerin doğal kaynakların kullanımında ve doğaya zarar vermeme konusunda duyarlı olmaları gerektiği kadar aslında, yalıtım olgusunun doğaya verilen tahribatın azaltılmasına da katkı demek ol~uğunu bilmeli ve diğer canlıların yaşamlarının daha sağlıklı bir ortamda sürmesinin gereği olarak da karşımıza çıkmaktadır. g 15
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=