Yalıtım Dergisi 169. Sayı (Nisan 2018)

Yalıtım / Nisan 2018 55 yalitim.net gibi doğal afetlere karşı alınabilecek temel önlemler, ilgili ayrı yasa ve yönetmeliklerle belirlenmiştir. Bu nedenle kıt kaynaklar kullanılarak üretilmiş tüm yapma çevrenin bir- denbire yok olmasına neden olabilecek bu tip doğal afetlere karşı dayanıklı olması ve dolayısıyla konu ile ilgili yasa ve yönetmeliklere uygun olması temel şarttır. Ancak Yeşil Bina sertifika sistemlerinde önerilen bazı eklentilerin yaratabileceği tehlikeler de ayrıca incelenmeli ve önlemler alınmalıdır. 1948 yılında kurulan “Doğa ve Doğal Kaynakların Korun- ması için Uluslararası Birlik” (International Union for Con- servation of Nature and Natural Resources IUCN) günümüze değin birçok kurum ve kuruluş ile bu konularda çalışmalar yapmıştır. Günümüzde ise, 1997 yılında hükümetler arasında imzalanan uluslararası çevre koruma yasaları ve yaptırımları çerçevesinde Kyoto Protokolü öne çıkmaktadır [2]. Kyoto Protokolü dışında birçok ülke doğa dostu binalar yapılmasına teşvik amaçlı sertifika sistemleri oluşturmuş- tur. Bunlardan başlıcaları, 1990’da İngiltere’de oluşturulan BREEAM (Building Research Establishment Environmental Assessment Method), 1998’de Amerika Birleşik Devletleri’nde oluşturulan LEED (Leadership in Energy and Environmental Design), 2004’te Japonya’da ortaya çıkan CASBEE (Compre- hensive Assessment for Building Environmental Efficiency) ve 2009’da Almanya’da ortaya çıkan DGNB (Deutsche Gesells- chaft fur Nachhaltiges Bauen) olarak adlandırılan sertifika sistemleridir [3, 4]. Yukarıda sıralanan yaygın sertifika sistemlerinin hemen hepsinde temel doğal afet olarak, ülkemiz için de önemli bir tehlike olan deprem ön plana çıkmaktadır. Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan haritadan da görüldüğü gibi ülkemizin büyük bir bölümü 1. Derece deprem bölgesi olarak görülmektedir. Deprem tehlikesine karşı en güçlü yaptırımları olan sis- tem, bizim ülkemiz gibi deprem tehdidi altında bulunan Japonya’nın kullandığı sertifika sistemi olan CASBEE’dir. Casbee “Q2 Quality of Service” bölümünde madde “2,1 Earthquake Resistance” başlıklıdır. Bu maddede temel kriter, binaların geçerli yasa ve yönetmeliklerin üzerinde deprem dayanımına sahip olması, uzmanlar tarafından özel stres hesapları yapılması ve tüm bina alt sistemlerinin depremde hasar görmeyecek şekilde çalışmasıdır. Diğer sertifika sistem- leri uygun yasa ve yönetmeliklere uygun olma şartını ararken, CASBEE yönetmeliklerin üzerinde bir emniyet katsayısı ile çalışılmasını istemektedir. Doğal afet olarak adlandırılabilecek bir diğer tehlike ise “Su Baskını” riskidir. Bu konu ile ilgili olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanılan LEED sertifika sistemi, Sürdürülebilir Araziler başlığı altında “1 Arazi Seçimi” bölümünde “son yüzyılda sel basan arazilerden 5 feet (1,5 m) aşağı yerleşil- memeli” kriterini getirmiştir. Aynı konu ile ilgili olarak İngiliz Sertifika sistemi BREEAM, Taşkın riski bölümünde, “Yerleşim yeri orta ve üzerinde sel riski taşıyor ise sele dayanıklı bina, sel bariyeri, ada etkisini azaltmak için yükseltilmiş yaya ve taşıt yolu yapılmalı, drenaj sistemi çözülmelidir” demektedir. Japonya’nın kullandığı sertifika sistemi olan CASBEE: Quality of Service bölümünde, “Sel baskın riski olan yerlerde güç kaynağı ve enerji sağlayıcı araçlar yer seviyesi altına konum- landırılmamalı, zorunluluk durumunda ise su kesici sistemler Şekil 1. Türkiye deprem bölgeleri haritası [5]

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=