Yalıtım Dergisi 165.Sayı (Aralık 2017)
34 Yalıtım / Aralık 2017 yalitim.net 2017’DEN 2018’E... için büyük bir fırsat ve inşa edilen tüm yeni binalardaki su yalıtımının standartlara uygun yapılması çok önemli. Doğru yapılmış su yalıtımı uygulamaları olmadan kentsel dönüşüm hamlesi eksik kalacaktır.” Yönetmeliğin amacına ulaşması; tasarım aşamasında doğru ürün ve sistem seçiminden başlayıp, standarda uygun ürünle- rin doğru şekilde uygulaması ve etkin denetim ile sağlanabilir. Özellikle ‘Mesleki Yeterlilik Belgesi’nin 26 Mayıs 2016 tari- hinden itibaren zorunlu hale getirilmesi yalıtım sektörünün gelişimi adına önemli bir adımdır.” “Doğru ve kaliteli su yalıtımı için uygulamanın bu işte yetkin ustalarca yapılması gerekiyor. Artık yapı sektöründe ustaların Mesleki Yeterlilik Belgesi’ne sahip olmadan çalışa- maması, belgesiz ustalara ve bu ustaları çalıştıran firmalara yaptırım uygulanması da, ülkemizde doğru yalıtım uygula- malarının artmasını sağlayacak. Vatandaşların da bu konuda bilinçlenerek, uygulayıcı firmaların belgeli usta çalıştırıp çalış- tırmadıklarını kontrol etmeleri çok önemli.” Enerji verimliliğinde Avrupa’nın çok gerisindeyiz “Gelişmiş ülkeler uzun yıllar önce başlayan yalıtım sefer- berliği ile epey yol aldı. Şimdi hamle sırası bizde, bu farkı kapatmalıyız. Türkiye, ‘mantolama’ olarak da adlandırılan ısı yalıtımı uygulamasında Avrupa’nın en büyüğü konumunda. Ancak bu büyüklük bizi aldatmasın. Kişi başına düşen ısı yalıtımı malzemesi tüketimi bu ülkelere göre 4-5 kat daha geride. Ülkemizde kişi başına 0,25 metreküp yalıtım mal- zemesi tüketilirken, AB ülkelerinde ortalama 1 metreküp malzeme kullanılıyor. Biz, 4-5 cm kalınlıkta yalıtım malzemesi ile yetinirken, AB ülkeleri 15-20 cm ile daha fazla ısı yalıtımı malzemesi kullanarak daha fazla enerji verimliliği sağlıyor. Biz sadece ısıtma için 130 kw-saat/m 2 yıl enerjiye izin verirken; AB ülkelerinde yeni binalarda, ısıtma, soğutma, aydınlatma ve tüm elektrikli ev aletleri dahil, kullanılacak enerji sınırını 15 kw-saat/m 2 yıl olarak belirlenmiş. Bu rakamlar enerji verimliliği konusunda epey geride olduğumuzu ve enerjimizi verimli kullanamadığımızı gösteriyor.” “Sektörde bulunan yerli ve yabancı firmalar dünyadaki mevcut tüm yalıtım ürünlerini piyasaya sunuyor. Özellikle inovasyon veya yeni ürün adı altında sunulan ürünler bilim- sellikten uzak. Yalıtım bilincinin gün geçtikçe artmasından ve yaratılan pazardan, en hızlı şekilde manipülasyonla ve haksız rekabet yaparak pay kapmaya çalışan firmalar bulunuyor. Bazı nitelikli yapı malzemeleri bu amaçla kullanılarak tüke- ticiler aldatılıyor. Bu konular maalesef Ar-Ge ve inovasyon adı altında yapılıyor. Piyasa gözetim denetim yetkisinde olan ilgili makamlar bu konuda daha titiz ve standartların veya mevzuatlardaki bilimselliğin, tekniğin gerektirdiği durumları hassasiyetle kontrol etmeleri, denetlemeleri gerekiyor. Yalı- tım sektörünü temsil eden İZODER olarak, pazarın önemli oyuncuları ile birlikte bu tür olumsuz faktörlerin önüne geçmeyi hedefliyoruz.” “Günümüzde, konut kalitesinin ve kullanılan yalıtım mal- zemelerinin kalitesinin artması gibi faktörlerle, inşaat sektö- ründe önemli değişimlere tanık oluyoruz. Tüm bu gelişmelere ‘kentsel dönüşüm’ sürecinin dahil olması da, sektöre hare- ketlilik kazandırdı. Türkiye’de, Avrupa standartlarına uygun, enerji tasarruflu binalara sahip olabilmemiz için önümüzde kentsel dönüşüm gibi çok önemli bir fırsat var. Eğer elimiz- deki bu fırsatı iyi değerlendirerek yeniden inşa edilecek tüm binalara CE ve ETAG belgelerine sahip, Avrupa standartlarına uygun ürünlerle ısı yalıtımı yaptırırsak ülke ekonomimize her yıl milyarlarca dolarlık katkıda bulunabiliriz.” Yangın konusunda yanlış algı yaratılıyor “Geçtiğimiz Haziran ayında Londra’da 24 katlı bir apart- manda meydana gelen yangının ardından, kısa süre önce Manisa’da 7 katlı bir binada yaşanan yangın sonrasında binaların dış cephelerinin yangına dayanıklı olup olmadığı tartışmaları gündeme geldi. Yalıtım sektörünün çatı örgütü İZODER olarak, bu konuda olumsuz algı yaratılmasını çok yanlış buluyoruz. Daha çok konut türü binalarda tercih edilen mantolama uygulamalarında ısı yalıtım malzemeleri duvarla arasında boşluk kalmayacak şekilde yapıştırılıyor ve mekanik olarak dübellerle sabitlenerek üzeri sıva katmanları ile kaplanı- yor. Buna karşılık cephelerde yapılan başka uygulama çeşitleri de bulunuyor. Son zamanlarda ticari yapılar başta olmak üzere tercih edilen en yaygın uygulamalardan bir tanesi de giydirme cephe uygulamaları. Giydirme cephelerde ısı yalıtımı dış cepheye uygulanıyor ancak mantolamadan farklı olarak binaya estetik görüntü veren yalıtımla alakası olmayan dış cephe kaplamaları, duvar ile arasında havalandırma boşluğu kalacak şekilde cepheye asılıyor. Bu havalandırma etkisinin yangınlarda baca etkisi yaparak yangınların cephede hızla yayılmasına sebebiyet verebildiği biliniyor. Bu detaylarda yanıcı ürünlerin kullanılmaması gerekiyor. Bina cephelerinde çok hızlı yayıldığı ifade edilen tüm yangınları incelediğimizde bu binalarda baca etkisine sebebiyet veren giydirme cephe detay- larının kullanıldığını görüyoruz. Bu binalarda taşyünü gibi yanmayan yalıtım malzemeleri kullanılmış olmasına rağmen son zamanlarda kullanımı yaygınlaşan yanıcı dış cephe kapla- malarının yangınların etkisini artırdığı görülüyor. Ülkemizdeki mevzuat, bu tür havalandırmalı giydirme cephe detaylarında hiçbir malzemenin yanmaması gerektiğini ifade ediyor.” Yangın sonrası yapılan yorumlar konusunda dikkatli olunmalı. Meydana gelen tüm cephe yangınlarında yapılan uygulamaların nasıl olduğuna dikkat etmeden/önem verme- den hepsini sanki mantolamaymış gibi ele alarak yayınlanan haberler ve bu haberlerde verilen bilimsellikten uzak beyanlar dikkat çekiyor. Tüketici nezdinde olumsuz bir algı yaratılarak yanlış yönlendirme yapılıyor. Tüketicilere, yıllardır bu konuda çalışmalarını bilimsel temelde ve tarafsız bir şekilde, uluslara- rası standartlara dayanarak sürdüren İZODER gibi kurumların açıklamalarına itibar etmelerini öneriyoruz.”
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=