Yalıtım Dergisi 165.Sayı (Aralık 2017)

20 Yalıtım / Aralık 2017 yalitim.net uygulamalarla daha uzun ömürlü binalarımızı el birliğiyle oluşturmuş olacağız. Son olarak, mevcut binalarla ilgili de bir yol haritası çıkarmamız gerekiyor. Ülkemizdeki 18 milyon konutun yıkılıp yeniden yapılması çok doğru ve anlamlı değil. Su yalıtımıyla binaların yıkılmasını el birliğiyle önleyebiliriz. Daha güvenli, daha yaşanabilir mekanların oluşması için yönet- meliğin ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini diliyorum” ifadelerini kullandı. Levent Pelesen: “Su yalıtımı olmayan binalara yapı ruhsatı verilmeyecek” Yeni yönetmeliğin, Türkiye inşaat sektörü ve vatandaş açı- sından önemli bir adım olduğunu vurgulayan İZODER Başkanı Levent Pelesen, “Bu yönetmelik, su yalıtımıyla ilgili çok büyük bir eksikliği giderecek. Yeni yapılan binalarda bu yönetmelikte öngörülen esaslara uyulmadığının tespit edilmesi hâlinde, bu eksiklikler giderilinceye kadar binaya yapı kullanma izin belgesi verilmeyecek. İZODER olarak yönetmeliğin oluşturulması aşa- masında yaptığımız katkıyı sürdürerek, ülkemizde su yalıtımı konusunun doğru algılanması ve uygulanabilmesine yöne- lik faaliyetlerimize devam edeceğiz Bugün Türkiye çapında başlatılan kentsel dönüşüm süreci, su yalıtımı uygulamaları için büyük bir fırsat ve inşa edilen tüm yeni binalardaki su yalıtımının standartlara uygun yapılması çok önemli. Doğru yapılmış su yalıtımı uygulamaları olmadan kentsel dönüşüm hamlesi eksik kalacak. Su yalıtımı uygulamalarının doğru ve standartlara uygun yapılması sayesinde binaların ömrü uzuyor. Deprem kuşağında yer alan bir ülkede can ve mal güvenliğini sağlayabilmek için alınması gereken en temel önlemlerin başında uzun ömürlü ve depreme dayanıklı bina- lar inşa etmek geliyor. Bunun için de yapıların, öncelikle su yalıtımıyla donatılarak korozyona karşı korunması gerekiyor. Bugün ülke genelindeki 15 milyon konutta halen su yalıtımı yok. 6.5 milyon konutsa deprem açısından riskli bina statü- sünde. Ülke olarak depremle yaşamayı öğrenmeli, güvenli ve kaliteli yapılaşma bilinciyle hareket etmeliyiz” dedi. İZODER Başkanı Levent Pelesen sözlerini şöyle sürdürdü: “Yönetmeliğin amacına ulaşması, tasarım aşamasında doğru ürün ve sistem seçiminden başlayıp standarda uygun ürünlerin doğru şekilde uygulaması ve etkin denetim ile sağlanabilir. Özellikle ‘Mesleki Yeterlilik Belgesi’nin 26 Mayıs 2016 tari- hinden itibaren zorunlu hale getirilmesi yalıtım sektörünün gelişimi adına önemli bir adım. Doğru ve kaliteli su yalıtımı için uygulamanın bu işte yetkin ustalarca yapılması gerekiyor. Artık yapı sektöründe ustaların Mesleki Yeterlilik Belgesi’ne sahip olmadan çalışamaması, belgesiz ustalara ve bu ustaları çalıştıran firmalara yaptırım uygulanması da ülkemizde doğru yalıtım uygulamalarının artmasını sağlayacak. Vatandaşların da bu konuda bilinçlenerek, uygulayıcı firmaların belgeli usta çalıştırıp çalıştırmadıklarını kontrol etmeleri çok önemli. Artık zorunlu kılınan ve yapı denetim kapsamına alınan su yalıtımı- nın maliyeti yüksek değil. 2017 yılı için binaların metrekare bazında normal inşaat maliyet bedellerini gösteren cetvel dik- kate alındığında, bugün yeni inşa edilen bir konutun ortalama metrekare maliyeti kabaca 405,94 ila 858,53 TL arasında değişiyor. Lüks konutlarda maliyetler 1374,78 TL’ye kadar yükseliyor. Su yalıtımının maliyetiyse bunun sadece yüzde 2-3’ü. Son derece makul bir maliyetle uygulanabilen su yalı- tımı, binamızı ömrü boyunca nemden ve sudan koruyabiliyor”. Kemal Çolakoğlu: “Depremde ayakta kalacak binalar için su yalıtımına dikkat etmeliyiz” Yapıları suyun zararlı etkilerinden koruyan su yalıtımının, daha proje aşamasındayken planlanmasının önemine dikkat çeken Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yöne- tim Kurulu Başkanı Kemal Çolakoğlu, “Binayı suyun zararlı etkilerinden, sadece standartlara uygun malzemelerle ve ‘Su Yalıtımı Yönetmeliği’ne uygun su yalıtımı uygulamalarıyla koruyabiliriz. Binaların temellerinde ve çatılarında, yeraltı suyu, yağmur, kar gibi herhangi bir yoldan yapılara sızan su, donarak veya kimyasal tepkimelere girerek donatının özelliğini yitirmesine ve korozyona, yani paslanmaya neden oluyor. Oluşan korozyonsa yapıların taşıyıcı sisteminin çürümesine ve zamanla zayıflamasına sebep oluyor. Yeni yapılan binalarda da su yalıtımı doğru ve kaliteli malzemelerle yapılmazsa, ulusal ve uluslararası standartlara uygun ürün ve uygulama kalitesine dikkat edilmezse, 10 yıl sonra donatı, belli koşul- larda başlangıçtaki taşıma kapasitesinin yaklaşık yüzde 66’sını korozyon nedeniyle kaybediyor. Oysa su yalıtımı, binaları suyun zararlı etkilerinden koruyarak güçlü olmasını sağlıyor” ifadelerini kullandı. Semagül Köprülü: “Su yalıtımı yaşamsal değer taşıyan bir uygulama grubu” SUDER Başkan Vekili Semagül Köprülü ise “Yalıtım sektö- rümüzün uzun süredir beklediği ‘Su Yalıtım Yönetmeliği’nin 27 Ekim 2017’de yayınlanması ve 1 Haziran 2018’den itiba- ren de yürürlüğe girecek olmasından dolayı sağlıklı ve güvenli yapılarla dizayn edilen ‘Marka Şehirlerde’ yaşama hayalimize bir adım daha yaklaşıyoruz. Her teknik detayın, yaşamsal konfora göre planlandığı bir çağda yaşıyoruz. Yalıtım konu- suna da bu açıdan baktığımızda, temelden çatıya düşünülen tüm yalıtım detayları içerisinde su yalıtımı, yaşamsal değer taşıyan, telafisi zor ve hatta imkansız bir uygulama grubu olarak gözüküyor. Su yalıtımı yapılmayan binaların yüzde 64’ünün Marmara depreminde korozyon ve yanlış malzeme seçimi nedeniyle  yıkıldığı  hala hatırlardayken, ‘su yalıtımı- nın milli bir dava olduğu bilinciyle’ yönetmelik çalışmalarımıza, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın önderliğinde başladık. 2014 yılında SUDER olarak, İZODER ve BİTÜDER ile beraber katıl- dığımız bu çalışmalarla amacımız, ‘Su yalıtımının gerekliliği’ konusunda farkındalık yaratmak, su yalıtımının artan önemine dikkat çekmek, henüz yapının inşasına başlanırken alınması gereken önlemleri teknik ve ekonomik açıdan anlatarak su yalıtım bilincini oluşturmaktır” diye konuştu. GÜNCEL

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=